Asker, kırmızı çizgiyi çizdi

Türk Silahlı Kuvvetleri 1 inci Başkanı Org. Özkök, AKP ile ilişkilerinde, Irak ve Kıbrıs konularında hangi noktalarda geri adım atamayacağını açıkladı. TSK bir süredir sessizdi. İlk defa sesini yükseltti.

Genelkurmay Başkanı Özkök, 1 inci başkanlığa geçtiğinden bu yana çok farklı bir yönetim kurmuştu. Daha önceki dönemlerde görülen -bazen komutanların kişiliklerinden, bazen günün koşullarından kaynaklanan- sert açıklamalar, uyarılarla, TSK’nın politikalara yön verdiği izlenimini yaratan yaklaşımı değiştirmişti. Konuşmayan bir Genelkurmay başkanı görüntüsü vardı. Bu tutumuyla, AB Kopenhag kriterleriyle ilgili duyarlıklara önem verdiği ve TSK’yı gündemden çekmeye çalıştığı izlenimini veriyordu.

Org. Özkök yönetimindeki Genelkurmay, özellikle AKP’nin iktidara gelmesi, Kıbrıs ve Irak gibi konularda da büyük bir özenle bu tutumunu sürdürdü. Eski uygulamalarda görüldüğü gibi, karargahındaki hiçbir komutan, medya’ya off the record (ismen yazılmamak koşuluyla) dahi olsa görüş açıklamadı.

Ancak bu sessizlik, Çarşamba akşamki medya kokteylinde birden bozuldu. 1 inci ve 2 inci başkan üç konuda görüşlerini ortaya koydular.

Genelkurmay başkanı’nın dikkatle hazırlanmış yazılı metni ve ardından medya mensuplarıyla konuşmasında, hem kendinin hem de 2 inci başkan Org. Büyükanıt’ın sorulara verdikleri yanıtları ben de dinledim.

Edindiğim izlenimi şöyle özetleyebilirim:

Genelkurmay’ın en üst iki komutanının söyledikleri belki olağının dışındaydı, ancak üslupları sert değildi. Yeni bir 28 Şubat ortamı yaratmak ve AKP ile cepheleri iyice ayırıp sipere girme yaklaşımı yoktu. Bir çatışma havasına sokmak, gerilimi arttırmak değil, TSK’nın kırmızı çizgilerini hatırlatmak istedikleri belirgindi. Hatta, Genelkurmay başkanına “biraz sert değil miydi konuşmanız” diye sorduğumda “Hayır, bunu bir ikaz gibi almayın. Bu, kendimizi (uygulamaları) savunmaktır. Yaptığımızın doğru olduğunu göstermektir” yanıtını verdi.

Genelkurmay başkanı, ilerde çıkabilecek daha ciddi sorunları şimdiden önlemeyi, TSK’nın irtica konusundaki kırmızı çizgilerini göstermeyi amaçlıyormuş yaklaşımındaydı.

AKP’nin seçmenlerine mesaj verebilmek için nereye kadar gidebileceğini el yordamıyla aradığı, çeşitli alanlarda etki-tepki denemesi yaptığı bir süreçte, TSK’nın bazı konulardaki tutumunu tekrarlamak ve hatırlatmak olduğu söylenebilir.

Arınç’ın protokol denemesi, YÖK tartışmaları ve nihayet Yüksek Askeri Şüra sırasında Başbakan Gül’ün irtica suçlamasıyla yapılan ihraçların yasaya açılması gerektiği şeklinde şerh koymasına, TSK’nın da yanıtı böyle seslendirilmiş oldu.

Gelişmeleri bu noktada bırakmak veya tırmandırmak, hem AKP, hem de Genelkurmay’ın bundan sonraki tutumlarına bağlı.

AKP deneme balonlarını tamamladı ve nereye kadar gidebileceğini görüp ve daha fazla gerilim yaratmamak istiyorsa, sorun kalmayabilir. Genelkurmay’ın da daha önceki “sessiz izleme” sürecine geri dönmesi beklenebilir. Aksi halde, gerilimin artabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu , son derece önemli bir etki-tepki dengesidir. Böylesine hayati bir süreçten geçilirken, Türkiye’nin yeni gerilimlere girmesi istikrarsızlık yaratacak ve dengeleri bozacaktır.

IRAK KONUSUNDAKİ KARARSIZLIK...

Genelkurmay 2 inci başkanı Büyükanıt’ın, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Irak konusunda hükümetin bir türlü karara varamamasına değinmesi, bence çok önemliydi.

Gerçekten de, Türkiye ile ABD arasında içten içe bir kriz yaşanıyor.

Ankara, Kuzey Irak üzerinden 2 inci cephe açılması için, 300’e yakın uçak ve 80 bin ABD askerine topraklarını açıp açmama konusunda bir türlü karar veremiyor. Kafalar karışık. Eğer önümüzdeki günlerde bir sonuç alınamazsa, AKP yönetimi ile Bush yönetimi arasındaki ilişkiler büyük yara alacak.

Bu olay öylesine hayatı ki, Türkiye Irak savaşında devre dışı bırakılıp, Suriye dahil Araplarla sonuç alınma yoluna gidilecek.

Böyle bir varsayımda da, Kürt-PKK-KIBRIS- EKONOMİ, hatta AKP hükümeti konularında çok olumsuz senaryoların devreye girmesinden söz ediliyor.

Büyükanıt işte bu tehlikeye dikkat çekti. “En kötü karar, kararsızlıktır” dedi.

KIBRIS’TA TUTUM ESNEMİYOR

Komutanların Kıbrıs ile ilgili verdikleri mesajları ben farklı okudum. Bence Türkiye, KKTC Cumhurbaşkanını bir oranda destekleme kararında. Kıbrıs’ta çözümü kolaylaştırma konusunda, BM’nin beklediği esnekliği gösterme niyetinde olunmadığı izlenimini aldım.

Tabii yine de, müzakerelerin sonunu beklemek gerekiyor. Son aşamada, süpriz gelişmelerle karşılaşılabilir.

Benim Ankara’da tam olarak anlayamadığım, Türkiye’nin ne yapmak istediğidir.

Bir yandan ekonomi her an kırılma tehlikesi içinde, dışardan desteğe muhtaçken; öte yandan Irak konusunda ABD’nin nasırına basmak, Kıbrıs’ta sertleşme sinyalleri vermek ve IMF konusunda da belirsizlikle nereye gitmeyi planlamaktadır. Ortada bir hesapsızlık, bir dağınıklık ve büyük düşünememek varmış gibi görünüyor.

Acaba yanılıyor muyum?

* * *

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Yazarın Tüm Yazıları