ABD'nin IMF şartı yerinde

DEVLET Bakanı Ali Babacan, ABD'nin ekonomik yardım konusunda ileri sürdüğü şartlardan birini, ‘‘IMF programına bağlı bir kredi mekanizması’’ olarak belirtti.

Babacan, bu şartı kabul etmediklerini söylerken, gerekçesi olarak ise ‘‘Biz IMF'yle zaten program yürütüyoruz, ilişkinin bu şekilde daha uzun süre gitmesini istemediğimiz için, ABD yardımı ile IMF programının ayrı şeyler olduğunu söylüyoruz’’ dedi.

ABD yönetiminin IMF şartını ne şekilde ileri sürdüğünü araştırdığımızda ise, bize belirtildiği gibiyse, ‘‘makul bir şart’’ olduğunu gördük.

ABD belirleyeceği hibenin bir bölümünü kredi olarak vermeyi kabul etti. Ancak bu kredinin kullanımı için, ‘‘Borcun kullanıldığında IMF programının sürüyor olmasını’’ şart koşuyor. IMF programının 2004 yılı sonuna kadar devam edeceği konusunda, zaten daha önceden belirlenmiş bir mutabakat var. Türkiye, ABD'nin vereceği ekonomik yardım kapsamında tahsis edilecek uzun vadeli, düşük faizli kredilerin ise 2 yıl içinde kullanımını öngörüyor. Yani anlaşmanın bugün olması halinde, zaten kredinin kullanılma süresi, 2 ay farkla, IMF'yle programın uygulanacağı süreye denk düşüyor.

Yani Hükümetin böyle bir şartı, normal koşullarda, makul karşılaması gerekiyor.

Buna karşılık Türk Hükümeti'nin bu şartı kabul etmemesi ise ABD yönetimini ister istemez tedirgin ediyor. Aslında sadece ABD yönetimini de değil, ekonomi bürokrasisini de, piyasaları da rahatsız ediyor.

Hükümetin bu şartı kabul etmemesi, herkesin kafasında ‘‘Hükümet acaba IMF programını yarıda mı bırakmak istiyor’’ şeklinde bir tedirginliğin doğmasına neden oluyor. Çoğu kimse, belki ABD yönetimi de, Hükümetin 2004 yılında yapılacak yerel seçimlerden önce IMF'le programı yarıda bırakacağından korkuyor.

Dediğimiz gibi; eğer IMF'yle programın sürüyor olması yönündeki şartın yanında ABD yönetiminin başka bir şartı yoksa, bu makul bir şart. Daha doğrusu ekonominin geleceği için çok daha yararlı olabilecek bir şart. Belki de bu yüzden AKP Hükümeti'nin IMF'yle programı yarıda kesmesinin önüne geçilecek olması bizce olumlu.

‘AYIP’ OLMAZ

Böyle bir şartı olumlu görmek belki, ‘‘ayıp’’ sayılabilir. Ancak normal şartlarda, güvenilir bir hükümet olduğu takdirde bu şart ayıp sayılmalı. Sadece AKP hükümetini değil, daha önceki Hükümetleri de kastediyoruz; politikacılar bir seçim öncesi popülizm yapmaya bayılıyorlar. Sadece bayıldıkları yetmiyor, ülke ekonomisini feda etmek uğruna hesapsız harcamalara girmekten kaçınmıyorlar.

İşte bu nedenle, bilerek söylüyoruz ki; başka bir şart yoksa, ABD yönetiminin kredi kullanım süresi için IMF'yle programın sürüyor olmasını şart koşması, gayet yerinde bir şart. Bunun da ötesinde, kredi yardımı bu şarta bağlı olduğu takdirde piyasalar daha da rahatlayacaktır. Piyasaların daha da rahatlaması demek, faiz oranlarının daha hızlı biçimde geriye gelmesini, piyasalarda istikrarın daha kısa sürede sağlanmasını, beklentiler nedeniyle enflasyonla mücadelenin daha rahat yapılmasını sağlayacaktır. Bu da faiz dışı fazla hedefini daha makul kılacağı için, aslında Hükümetin de işine gelmesi gereken bir şarttır.

ABD açısından bakıldığında ise; zaten kendi zoruyla verilen 30 milyar dolarlık IMF yardımı varken, Türkiye'nin bir daha ekonomiyi devirip kendisine başvurmasından korktuğunu söylemek mümkün. ABD yönetimi böyle bir kaygıda haksız mıdır?

Bizce bu şart, IMF yönetimini de Türkiye ile 4. gözden geçirmeyi onaylama açısından rahatlatacaktır. Keşke, güvenilir, uzun vadeli düşünüp, popülizme kaymayacağına inandığımız bir Hükümet olsaydı da, bunları yazmasaydık, ama...
Yazarın Tüm Yazıları