Kuyumculara vergi müjdesi!

KUYUMCULARA bugün, güzel bir müjdemiz var. Hem de, bir değil tam iki müjdemiz var. Bunlardan birini, daha önce çıtlatmıştık. Ancak ikincisini ve en önemlisini, ilk kez okuyacaksınız. Okuyunca da, dünyalar sizin olacak.

Nasıl olmasın ki, bu vergi olayından, kuyumcular kadar dertli olanı yok. Alıyorlar altın bileziği, yüzüğü, kolyeyi, küpeyi vs. sattıklarında, alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark kazanç kabul ediliyor. Örneğin, 150 milyon liraya aldıkları bileziği altı ay sonra 225 milyon liraya sattıklarında, 75 milyon lira kazanmış sayılıyorlar. Oysa, kuyumcu o bileziğin aynısını sattığı tarihte 210 milyon liraya alabiliyor. Yani gerçekte 15 milyon kazandığı halde, vergi yasalarına göre 75 milyon lira kazanmış gözüküyor. Bu çarpık tabloya göre, tüm alış ve satışlarına belge düzenleyen bir kuyumcu her yıl vitrinini biraz boşaltmak, üç bilemediniz beş yılda da yok olmak tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

İşte çözümlenen sorun ve vereceğimiz müjde, bu konuyla ilgili..

BİRİNCİ MÜJDE

Kuyumculara birinci müjdemiz ‘‘stok değer artırımı’’ ile ilgili .

Kuyumcular, 31 Aralık 2002 tarihi itibariyle, işletmelerinde mevcut olup, kayıtlarında yer alan;

- Kıymetli maden (altın, platin ve gümüş),

- Kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet ve inci),

- Kıymetli maden ve taşlardan yapılmış ziynet eşyasını,

31 Aralık 2002 tarihi itibariyle ‘‘borsa rayici’’, borsa rayici olmayanlar da ‘‘emsal bedeli’’ ile değerleyebilecekler.

Hesaplayacakları değerleme farklarını da; cins, vasıf ve miktarlarını belirten bir beyanname ile 30 Mayıs 2003 Cuma günü çalışma saati bitimine kadar, bağlı oldukları vergi dairelerine bildirecekler. Hemen ardından da, ilgili malların, maliyet bedellerine eklemek suretiyle, defterlerine kaydedebilecekler. Başka bir anlatımla, vitrindeki ve kasadaki mallarının değerini, 31 Aralık 2002 tarihindeki değere yükseltebilecekler. İşletme defteri tutan kuyumcular, değerleme farklarını, defterlerinin gider kısmına ‘‘satın alınan mal’’ olarak kaydedecekler. Bilanço esasına göre defter tutanların ise, değerleme farklarını, pasifte ‘‘Özel bir karşılık’’ hesabına kaydetmeleri gerekiyor.

Kuyumcular, beyan edecekleri değerleme farkları üzerinden yüzde 2,5 oranında vergi ödemek zorundalar. Hesaplanan verginin 30 Mayıs 2003'e kadar ödenmesi gerekiyor. Ödenen vergi, defterlere gider yazılamayacağı gibi, daha sonra ödenecek gelir ya da kurumlar vergisinden de, mahsup edilemeyecek.

İKİNCİ MÜJDE

Diğer müjdemize gelince; kuyumcular, sattıkları malın maliyet bedelini, satış tarihi itibariyle, her satışta yükseltebilecekler. Şu anda, tasarı şeklinde olan ve bu ayın sonuna kadar yasalaşması beklenen ‘‘Yeni Vergi Düzenlemeleri Kanunu Tasarısı’’nın Dördüncü Maddesine göre, kuyumcular; altın (altından mamul eşya) satış tarihindeki İstanbul Altın Borsası'nda oluşan, has altın değeri ile satılan mamulün has altın maliyet bedeli arasında oluşan farkı, maliyet bedeline ilave edebilecekler.

Bu fark; bilançonun pasifinde, özel bir fon hesabında izlenecek. Sözkonusu fon, sermayeye ilave dışında, herhangi bir suretle, başka bir hesaba aktarıldığı ya da işletmeden çekildiği takdirde, o yılın kazancına dahil edilerek vergiye tabi tutulacak.

Hemen belirtelim, ‘‘Vergi Barışı’’ yasasında yer alan, stok affı uygulamasından da, kuyumcular ayrıca yararlanabilecek.

Yukarıdaki iki düzenlemenin, kuyumculara rahat bir nefes aldıracağı kuşkusuz.

Hemen belirtelim, ‘‘Vergi Barışı’’ yasasında yeralan, stok affı uygulamasından da, kuyumcular ayrıca yararlanabilecek.
Yazarın Tüm Yazıları