Kıbrıs'ta referandum

RAUF Denktaş ve akıl hocaları, ‘‘çözümsüzlüğü çözüm gören’’ politikalarıyla, 12 Aralık öncesi müzakerlere katılmayarak, göz göre göre muazzam bir taktik hata yaptılar.

AB'ye her halükárda giren ‘‘Kıbrıs Cumhuriyeti’’ şimdi canı istediği kadar pazarlık yapmakta serbest!

‘‘Kıbrıs Cumhuriyeti’’nin tek taraflı AB'ye girmesinin hukuken mümkün olmadığını iddia eden Dışişleri yetkilileri ise kendi kendilerine gelin güvey olurken, esasında milleti yanıltıyorlar. Madem hukuka bu kadar bağlılar, Dışişleri uzmanları iki defa yazdığım ve içtihat yaratarak Türkiye'yi 25-30 milyar $ tazminat ödemeye mahkûm edecek olan AİHM'nin ‘‘Loizidou kararı’’nı neden görmezden gelirler?

Türkiye, AİHM'nin kararlarına (Madde 46) uyacağına dair 22 Ocak 1990'da deklarasyon vermedi mi?

* * *

Kıbrıs'ta çözümsüzlüğü savunanlar sadece ve sadece 1974 öncesinin acı koşullarını öne sürüyorlar. O tarihte, Kıbrıs'ı işgal etmeye kalktığı için Yunanistan, Avrupa Konseyi'nden kovulmuştu.

Ancak, aradan 28 yıl geçti.

28 yıldır kendi derdine çözüm bulamayan, Ada'yı sadece kirli para yıkama makinesi haline getiren, her türlü kanunsuzluğu ekonomik eylem sayan, tamamı Denktaş ekibinden oluşan bankacıların 1999'da banka batırmalarına dahi sessiz kalan, bankaların hortumladığı paraları Türkiye'den talep eden, tek gelir kaynağı Türkiye'den gelecek kumarbazlar olan, (Allah'tan bir de üniversiteler var!), her ay Türkiye'den giden 6-7 milyon dolar ile geçinmeye çalışan, 7 ailenin her şeyi denetlediği bir Ada yaratanlar nasıl çözüme razı olacaklar?

‘‘Sistemden beslenenler sistemi değiştirebilir mi?’’

* * *

Aynı mantıkla ‘‘çözümsüzlüğü çözüm’’ olarak takdim eden Türkiyeli şahinlere de sormak lazım.

Kıbrıs'tan gelen iddialar ışığında:

1) Mümtaz Soysal Girne/Zeytinlik'te, Rum malı bir villayı tasarrufunda bulundurmakta mıdır? Hukuk adamı Mümtaz Soysal, AİHM kararları çerçevesinde bu mülkün bedelini gerçek mal sahibi olan Rum'a ödemiş midir?

2) Şükrü Sina Gürel, yine Girne'de, tapulu Rum arazisi üzerine kooperatif evi (villa) inşa ettirmiş midir? Zamanında devleti temsil etmiş bir kişi olarak Şükrü Sina Gürel bu arazinin bedelini sahibi Rumlara ödemiş midir?

‘‘Sistemden beslenenler sistemi değiştirebilir mi?’’

* * *

‘‘Loizidou kararı’’ ile Türkiye'yi ‘‘mülkiyet hakkının gaspı’’ nedeniyle tazminat ödemeye mahkûm eden AİHM, ayrıca 10.5.2001 tarihindeki kararıyla Kıbrıs'taki kayıp kişilerle ilgili olarak Türkiye'yi haksız bulmuştur.

Bu kararlara cevap olarak artık Türkiye ve KKTC ‘‘ama önce onlar başladılar’’ demek hakkını 28 yıllık süreç içinde kaybetmiştir.

Eğer 28 Şubat'a kadar Kıbrıs meselesi çözülmez ise:

1) KKTC'de binlerce Türk, Kıbrıs pasaportu alarak, bir yandan AB vatandaşı olurken, diğer yanda KKTC'nin tüm dünyaya rezil olmasına neden olacaktır.

2) Türkiye'de büyük bir çoğunluk, ‘‘Kıbrıs'a bu kadar parayı boşu boşuna neden ödüyoruz? Biz ilelebet Denktaş ve şahinlerin bağnazlığını finanse etmek zorunda mıyız?’’ diye soracaktır.

Rauf Denktaş ve şahinler, eğer tavırlarının Kıbrıs halkını temsil ettiğini düşünüyorlarsa, ivedilikle referanduma gitsinler.

Ben iddia ediyorum ki, artık onlar Kıbrıs'ta azınlığı temsil etmektedirler!
Yazarın Tüm Yazıları