27 akrabasına oda kurdurtmuş

KAZIM Barışık, Adana Esnaf ve Sanatkárlar Birliği Başkanı... Ve de DYP Adana 2. sıra milletvekili adayı.

Hakkındaki iddiaları sıralarsak... Oda bütçesinin rakamlarının gerçek durumu yansıtmadığı; alımlarla ilgili hiçbir yerden teklif mektubu alınmayarak odayı zarara uğrattığı; oda yönetiminde yer alanların oda gelirlerini şişirme faturalarla kendi menfaatleri için kullandıkları, oda ile ilgili evrakı resmi makamlara vermedikleri; Mercedes ve Laguna makam araçlarının resmi plakalarının değiştirilip özel amaçlarla kullanıldığı...

Adana'dan bir grup oda yöneticisi göndermiş....

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettiş yardımcıları Muhsin Dere ve İbrahim Yağcı'nın bundan bir süre önce Kazım Barışık hakkında yaptıkları teftişle ilgili raporu okuyunca insan ne diyeceğini şaşırıyor.

Barışık bütün sülalesini, ister paravan, ister naylon deyin kurdurttuğu ‘‘oda’’larda yönetim kurulu üyesi yapmış... Maksat aynı; bu gerçekdışı ‘‘oda’’lar marifetiyle birlik başkanlığı seçimini garantilemek...

Saydık, müfettiş raporlarında tam 27 tane ‘‘Barışık’’ soyadı geçiyor.

Yani Kazım Barışık, ailesinin hemen hemen tüm fertlerini oda yöneticisi yapmış..

Kazım Barışık şoförlük yapmadığı halde Adana Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı olmuş; formülünü öğrendikten sonra da Adana Esnaf ve Sanatkárlar Odaları Birliği Başkanlığı'na ‘‘yükselmiş’’... Böylece kurdurduğu garip odalarla delegeyi elinde tutmak istemiş.

Bazılarının adlarını yazarsak güler misiniz?

Adana Halk Otobüsleri İşletmecileri; Hediyelik Eşya ve Eşantiyoncular; Kamyonetçiler; Kırtasiyeciler ve Kitapçılar; Oto Elektrikçiler ve Akücüler; Tornacı ve Kaynakçılar; Ceyhan Müzisyenler; Döşemeciler ve Egzozcular; Eski Elbiseler; Kireçciler; At Arabacıları; Simsarlar Odası; Hamallar; Seyyar Pazarcılar, Sebzeciler-Bostancılar; Mahrukatçılar; Yorgancılar; Yağlıboyacılar; Kolacılar vs.

Raporda, müfettişler, eski Adanalı Belediye Başkanı Selahattin Çolak'ın yeğeni olan Barışık'ın derhal görevden alınması istiyorlar.

Ama yürekli makamlar gerekiyor bu işlemin gerçekleştirilebilmesi için...

Siz Barışık'ın DYP adaylığını nasıl kabul ettiğini biliyor musunuz?

‘‘Aday olurum ama birlik başkanlığına devam ederim.’’

Ağar'ın, Kesici'nin, Söylemez'in böyle bir adaydan haberleri var mıdır?

BİLİYOR MUSUNUZ?

AKP Mardin milletvekilleri Nihat Eri, M. Beşir Hamidi ve Selahattin Dağ'ın, Kilis'ten Habur'a kadar olan bölgeyi kapsayan mayınlı arazilerin temizlenmesi için Meclis'e önerge vereceklerini...

Biliyor musunuz?

Kıssadan hisse

DEREDEN geçmek isteyen akrep, kurbağaya diyor ki:

- Beni sırtında karşıya geçirir misin?

- Korkarım; beni sokarsın.

- Deli miyim, seni sokarsam ben de boğulurum...

İkna olan kurbağa, akrebi sırtına alıp yüzmeye başlıyor. Ancak derenin ortasında bir sızı duymaya başlıyor.

- Ne yapıyorsun, galiba beni sokuyorsun?

Akrep son sözünü söylüyor:

- Ne yapayım, boğulacak olsam bile seni sokmak zorundayım; çünkü ben akrebim.

Kıssadan hisse...

(Magosa'daki Salamis Bay Oteli Müdürü Serdar Alpakgir'e teşekkür ederiz.)


Lake'ten Erdoğan'a

ince bir eleştiri

TAYYİP Erdoğan'
ın Letonya'da 1 milyon Rus'un hálá vatansız olduğu; Avrupalı Çingeneler konusunda çifte standart uygulandığı yolundaki sözleri ne derece doğru?

Bir dostumuz uyardı... BBC'nin Türkiye Servisi, bu soruyu AB'nin Türkiye -Fogg'dan önce- ve Macaristan'daki eski büyükelçisi Michael Lake'e sormuş... Bu habere çok şaşırdığını belirtiyor ve ‘‘Doğruluğundan bile şüphe ederim’’ diyor Lake:

‘‘Çünkü Sayın Erdoğan, AKP iktidara geldiğinden beri Kopenhag Zirvesi'ne yaklaşımında bir devlet adamına yaraşan, temkinli bir tavır sergiledi. Kendisine konduramıyorum bu sözleri. Kendi iç politikasına mahsus bir olayı, karşı tarafa çamur atarak açıklamaya çalışmak sık görülen ama sonuçta işe yaramayan bir taktik. Letonya örneğine bakalım mesela. Letonya, SSCB'den ayrıldığında büyük bir Rus azınlığı miras aldı. Oradaki mesele Ruslara baskı ya da ayrımcılık yapılması değildi. Vatandaşlıkla ilgili bir sorun vardı; onu da çözüyorlar. Kopenhag kriterleri, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkların korunmasıyla ilgili şeyler. Letonya'daki sorun bunlardan farklı.

Çingenelere gelince... Çingeneler, Doğu Avrupa'da herhalde bin yıldır yaşıyorlar. Hiçbir ülkede dillerini kullanamama ve özyönetim konusunda sorunları yok. Çingenelere karşı başka alanlarda uzun süredir devam eden, nerdeyse içgüdüsel hale gelmiş bir ayrımcılık var; bunu yadsıyamayız.

Ve bütün ülkeler, AB'ye katılma çabalarının parçası olarak bu ayrımcılığı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Örneğin ben Macaristan'da görevliyken, hükümet Çingenelerin konut sorunları, eğitimi, sağlık ve iş bulma sorunlarını çözmek için çok büyük paralar harcadı. Özyönetim hakları, Budapeşte'nin orta yerinde kendi radyo istasyonları var... Yani yine doğru bir karşılaştırma yapılmıyor. Türkiye son zamanlarda çok iyi işler yapıyor ve Sayın Erdoğan bir zamanlar kendi partisinin maruz kaldığı sorunları gidermek için yasaları değiştirmeye hazırlanıyor. Bu durumda neden böylesi bir ‘‘dikkat çekme’’ taktiğine başvurduklarını anlamış değilim.’’
Yazarın Tüm Yazıları