Meclis'te barkod uygulaması

Kuzey Marsilya’daki Saint-Exupéry lisesinin 1.600 öğrencisinin derslere girip girmediği artık barkodlarla takip edilecekmiş. Yoklama kağıtlarının üzerinde, her öğrencinin isminin yanında bir de barkod varmış artık. Öğretmen, sınıfta yoklama yaparken, elindeki optik kalemle mevcut öğrencinin barkodunu okutuyormuş.

“Bu, öğrencilerimize mal gözüyle baktığımız anlamına gelmez” diyor lise müdürü “Eskiden yoklama kağıtları akşam öğretmenler odasında birikiyor, bir görevli de saatlerce bunları tarıyordu. Şimdi bu iş anında bilgisayar tarafından yapılıyor.”

Ve “Bir öğrenci derse girmemişse, hemen haberimiz oluyor” diyor. 

*

Bu barkod uygulaması niye bizde yapılmaz ki? Öğrencilere demiyorum canım, milletvekillerine.

Düşünsenize, her birinin kimliğinde bir barkod olsa. Genel Kurul salonuna girdiklerinde, bir optik göz bunları okusa.

Salonda kimin bulunduğu, kimin kaytardığı anında anlaşılsa. (Gerçi bizim milletvekilleri, cüzdanlarını arkadaşlarına verip kuliste cigara içmeye devam ederler ya...)

Toplantıda kaç milletvekili var, hangi partiden kaç kişi, anında bilinse.

Birisi tuvalete mi gitti, hesaptan hemen bir kişi, otomatik olarak düşülse.

Biri sessizce salondan tüyüyor diyelim, hani marketlerdeki gibi kulakları tırmalayan bir “Biiiip” duyulsa...

Sonra, oturdukları sıranın önündeki optik göze barkodlarını okuttular mı, oy verme işlemi de hızlanır, kolaylaşır...

Kimin evet, kimin hayır dediği, kimin oylamaya katılmayıp tüydüğü parti başkanları tarafından anında bilinir.

Hatta milletvekilleri Meclis içinde gittikleri her yerde izlenebilirler böylece.

Oylama sırasında yoklama yeterli sayısı yok mu ?

Meclis tuvaletlerindeki hoparlörden bir anons :

- Sayın Ankara Milletvekili Ahmet, Sayın Genel Başkanım tuvalete saklandığını biliyor, çabuk gel, evet oyu kullan... Yoksa senin için iyi olmaz!