Amerikan terazisinde, Türkiye ve Iraklı Kürtler

IRAKLI Kürt liderlerin, son günlerde Türkiye'yi hedef alan sert çıkışları ne anlama geliyor? Bu soruya galiba şu yanıtları vermek mümkün:

1) BARZANİ FAKTÖRÜ: Bu çıkışların Celal Talabani'nin liderliğindeki Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nden çok, Mesut Barzani'nin liderliğindeki Irak Kürdistan Demokratik Partisi'nden geliyor olması, başlı başına açıklayıcı bir faktördür. Çünkü Kuzey Irak'ın Türkiye sınırına bitişik olan kesimi, daha çok Barzani bölgesinin içine giriyor. Talabani bölgesi ise daha çok İran sınırı boyunca güneye doğru uzanan bir coğrafya parçasında yer alıyor.

2) PSİKOLOJİK FAKTÖR: Türk Ordusu'nun Kuzey Irak'a girecek olması, her halükárda Kürt grupları rahatsız edecektir. Kendi egemenlik bölgesi olarak gördükleri topraklara 40 bin dolayında askerden oluşan dev bir askeri gücün gelecek olmasının, burada son 12 yıldır kendi başlarına egemenlik ve bağımsızlık egzersizi yapan Kürtleri memnun etmesi beklenemez.

3) İÇ TÜKETİM: Bu çıkışların, kısmen, Iraklı Kürt liderlerin kendi kamuoylarına, daha doğrusu iç tüketime dönük mesajlar olduğu da düşünülebilir. Kürt liderlerin yakın zamanda Ankara ziyaretlerinde Türk makamlarıyla vardıkları zımni mutabakatlara rağmen, bu mutabakatlardan ayrılan bir çizgiye gelmeleri, bu olasılığa güç katıyor.

4) TÜRK-ABD MUTABAKATI: Bu çıkışları iyi teşhis edebilmek için zamanlamasını da dikkate almak gerekiyor. Ankara'ya meydan okuyan demeçlerin, Türkiye ile ABD arasında müzakere edilen Irak'ın geleceğine ilişkin ‘‘siyasi belge’’ ve savaşa ilişkin harekát esaslarını düzenleyen ‘‘askeri belge’’nin içeriğinin basına yansımasının hemen ertesinde ortaya çıkmış olması anlamlıdır. ABD'nin bu anlaşmalarda Türkiye'ye verdiği güvencelerin, Kürt liderlerde hayal kırıklığı yarattığı anlaşılıyor.

5) FEDERASYON SORUNU: Hayal kırıklığında, herhalde siyasi anlaşmada federasyona atıf yapılmaması da rol oynuyor. Saddam Hüseyin sonrasında etnik temele dayalı bir federasyon hesabı içinde olan Mesut Barzani, en azından bu aşamada káğıt üstünde bu hedefinin önünün kesilmiş olmasına tepkilidir.

6) PEŞMERGELERİN GELECEĞİ: Tek bir Irak Ulusal Ordusu'nun oluşturulacak olması, Talabani ve Barzani'ye bağlı peşmerge gruplarının lağvedilmesi konusunu gündeme getirecektir. Benzer şekilde, ABD'nin Kürt peşmergelere vereceği silahların savaş sonrasında geri alınacak olması ve üstelik bu işlemin Türkiye'nin gözetimi altında yapılacak olması, rahatsızlığı büyüten bir unsurdur. Iraklı Kürtler, Türkiye'nin ABD üzerinden kendi üzerlerinde kurduğu kontrol mekanizmasından rahatsızdır.

7) TÜRK ASKERİNİN CAYDIRICILIĞI: Türk Ordusu, káğıt üstünde insani amaçlı faaliyetler için Kuzey Irak'a girecektir. Ancak, Iraklı Kürtler, durumu farklı okuyorlar. Türk Ordusu'nun muhtemel bir savaşta kendilerinin yapmak isteyebileceği bazı hamleleri, emrivakileri caydırmak için orada bulunacağını çok iyi biliyorlar. Bir anlamda, Türk Ordusu'nun varlığı, Kürtlerin hareket serbestisini sınırlayacak, bağımsızlık talebi ya da geçmişte telaffuz ettikleri gibi petrol bölgeleri üzerinde hak iddialarını öne sürebilmelerini engelleyecektir.

8) TASARIM DAR GELİYOR: Kürtlerin ana rahatsızlığı şudur: Türkiye ile ABD'nin káğıt üstünde Irak'ın savaş sonrası için yaptıkları tasarım, Iraklı Kürtlerin kendileri için hedefledikleri geniş ölçekli tasarıma kıyasla daha dardır. Geleceğe dönük hedefleri bir tarafa, Iraklı Kürtlerin 1991 sonrasındaki otorite boşluğunda de-fakto olarak elde ettikleri kazanımların bir bölümünü bile terk etmeleri gerekebilecektir. Saddam Hüseyin'in işbaşında kalmasıyla mevcut çözümsüzlüğün sürmesi, belki de Iraklı Kürt grupların işine daha çok gelecekti.

9) PAZARLIK KIZIŞTIRMAK: Iraklı Kürtler, bu çerçevede, taktik amaçlarla Türkiye karşısında sert çıkışlar yaparak yarattıkları kriz yoluyla ABD'yi yanlarına çekme manevrasına girişiyorlar. Bu şekilde, Türk-Amerikan mutabakatındaki dengeyi en azından savaş sonrasında kendi lehlerine çevirmek için pozisyon alıyorlar.

10) ABD'YE DÖNÜK KUŞKULAR: Nasıl Türkiye'deki karar vericiler, Kürtlere bazı gizli taahhütlerde bulunduğu konusunda ABD'ye dönük derin şüpheler taşıyorlarsa, galiba benzer kuşkular Kürt gruplarında da geçerli. Onlar da ABD'nin kendileriyle ilgili olarak Türkiye'ye büyük ödünler verdiğini, ortada bırakılmakta olduklarını düşünüyorlar.

11) TERAZİNİN KEFESİ: Belki de meseleye şöyle yaklaşmak en mantıklısıdır: Saddam Hüseyin rejimini devirmek için kuzey cephesine, bu çerçevede Türkiye'nin stratejik işbirliğine muhtaç olan ABD, terazinin bir kefesine Türkiye'nin ağırlıklarını, diğer kefesine ise Iraklı Kürt grupların ağırlıklarını koymuştur. Terazinin Türkiye'nin bulunduğu kefesi daha ağır çekmiştir.

Savaş sonrası terazinin dengesi şaşırır mı?

Bu olasılık da göz ardı edilmemelidir.
Yazarın Tüm Yazıları