Millet gereksiz bir ayrıntı mıdır?

TÜRKİYE'de yerleşik statükonun geliştirdiği dinozor düşünce sistematiğine göre, millet gereksiz bir ayrıntıdır.

* * *

Dikkat ediyorum; Türk'ün olduğu her yerde, dinozor elitlere göre millet:

1) Sadece ve sadece kendileri ile aynı fikirde ise millettir.

2) Karşıt görüşte olanlar ise millet olmayı hak edemezler.

* * *

3 Kasım seçimlerinin hemen ardından bazı fikir fukarası köşeli yazarlar, millet onların dediğini yapmadı diye, millete veryansın etmeye başladılar.

Bazı atanmışlar ise hemen aziz Ata'nın mirasını kendi tekellerine alarak, milli iradeye saldırdılar.

* * *

Bunların basit bir mantığı var:

Milletin %35'i AKP'ye oy vermiştir ama onlar çoğunluğu oluşturan %65'in görüşlerini temsil ediyorlar!

Ha bire ‘‘%65'ten ne haber!’’ deyip duruyorlar.

* * *

Bu mantık safsatasını, hele hele YÖK mensubu, bilim adamı kılığındaki memurlar ifade edince, bu insanların aritmetiğin ‘‘Armutlar ile elmalar toplanamaz’’ ilkesini ana okulundaki torunlarına dahi danışmadıkları anlaşılıyor.

Soruyorum:

1) Bu akıl daneleri, oyları çeşitli partilere dağılmış %65'in kendileri ile aynı fikirde olduklarını nasıl ölçmüşler?

2) Sık sık dile gelen ve tesettürle temsil edilen muhafazakár görüşlere, % 65'in birden karşı olduğunu bunlar nasıl biliyorlar?

3) % 65'in arasında DYP, MHP, Genç Parti, ANAP, Fazilet, LDP, BBP vb. gibi partilere oy verenler olduğuna göre, hangi akıldır ki: AKP'ye oy vermeyen kitlenin tesettüre/muhafazakár değerlere karşı olduğunu iddia edebiliyor?

4) En acıklısı ise; seçilmemiş bu zevat hangi had ile %65'i temsil ettikleri zahabına kapılabiliyor? Bunlara kim temsil yetkisi vermiş?

* * *

Statükocu akıl, Kıbrıs'ta ise, muhalif milleti inkár etme işini terbiyesizlik seviyesine vardırdı.

Sık sık akıl tellerinin kısa devre yaptığını üzülerek gördüğüm TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, bir gün önce Denktaş'a ‘‘Muhalefetin sesine kulak ver!' derken, ertesi gün çark edip, Kıbrıs'ta miting yapan 50 bin kişilik muhalefet için söylediği şu garabet sözlere dikkat edin:

Muhalefetin Rum tarafı, Annan ve Brüksel'de görüşmeler yaptığını belirterek:

‘‘Tüylerim diken diken oldu. Ne hakla, kimin adına yapıyorsunuz? Birtakım maddi desteklerin belli kuruluşlardan geldiği açık... Birkaç tane satılmışın ‘Kıbrıs'ta işgale son' pankartını görmek beni üzdü... Ülkelerin milli menfaatleri olur, sokaktan yönetilmez.’’ (Radikal, 18.01.2003)

Başkan'ın bu sözleri de benim tüylerimi diken diken etti. Kendisinin, onu TBMM'ye taşıyan demokrasiye bu kadar çabuk sırt çevirip, statükoya teslim olması da beni çok ama çok üzdü.

Daha düne kadar ‘‘statükoya inat’’ Meclis Başkanı adayı olan Arınç'ın, bu kadar çabuk yan çizmesi ilk vukuatı değil.

Bülent Arınç, onu iktidara taşıyan milleti resmen dışlıyor. Kıbrıs'ta misafir bir temsilci gibi değil, işgalci gibi davranarak, oradaki muhalefeti aşağılıyor.

* * *

TBMM Başkanı, sarf ettiği:

‘‘Birtakım maddi desteklerin belli kuruluşlardan geldiği açık’’ sözlerini ivedilikle ispat etmelidir.

Yoksa, hak edeceği sıfatı burada yazmak istemiyorum!

O bu sıfatı umursamayabilir ama benim Meclisimin başkanı olduğu için ben çok ama çok utanacağım!
Yazarın Tüm Yazıları