Karışık bir durum

TAM bir keşmekeş ortamındayız. Bir yandan Diyarbakır'a ABD askerleri iniyor, Habur kapısından Irak'a, görevleri gizli, kimlikleri gizli ekipler giriyor.

Ama aynı anda aynı ABD Türkiye'den gerekli desteği alamadığı için küplere biniyor.

Gerçi dün Sedat Ergin'in yazdığı gibi çeşitli konularda görüşmeler hálá sürüyor. Türkiye kendisine göre yerden göğe haklı nedenlerle ‘‘Şu şu taleplerimizi karşıladığınızı imzanızla beyan edin’’ diyor. (Hangi haklı nedenler diye soracaklara anımsatalım... Türkiye 1981'de ABD adına Türkiye'ye bol keseden vaatlerde bulunan Orgeneral Rogers'ın ‘‘asker sözü’’nün beş para etmediğini bilir. Keza 1991 Körfez Savaşı sırasında zararlarımızın karşılanacağı vaat edildiği halde 3 milyar 300 milyon dolarlık bir ‘‘sadaka’’ ile yetinmeye mecbur edildiğini de anımsamaktadır.)

Şimdi bir yandan ‘‘Hálá görüşmeler sürüyor’’ haberleri okuyoruz, öte yandan ‘‘Türk askerinin Amerikalı komutan emrine verilmesini hakaret saydığımız’’ı unutmaya çalışıyoruz. Çünkü yine verilen bilgiler, ‘‘Irak'a girecek 45 bin civarındaki Türk askerinin üçte birinin Türk komutana bağlı olacağını, kalanın Amerikan komutan emrine gireceğini’’ ortaya koyuyor.

Efendim, ‘‘Amerikalı generalin yanında ona yardımcı sıfatıyla bir Türk general bulunacakmış. Bizim birliklere bizim general emir verecekmiş’’.

Ya başka nasıl olabilirdi ki?

Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman generallar Türk askerine başka türlü mü kumanda ediyordu?

Bu karışık tablo böyle devam ederken ABD'den alenen ve resmen şantaj mesajları gelmeye başladı. Nitekim The Newyork Times'ın üst düzey bir ABD yetkilisine atfen ‘‘Irak'ın üstesinden Türkiyesiz de geliriz, ama Türkiye çok şey kaybeder’’ dediği bildiriliyor.

ABD bununla gayet açık olarak, ‘‘Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulmasını destekleriz. Nisan ayında Ermenilerin soykırım meselesi gündeme tekrar gelir ve o zaman ABD Kongresi'nden bunu geçiririz. Biz bunu geçirince sırada bekleyen öteki ülkeler de aynı şeyi yapar. Sonra konuyu Birleşmiş Milletler'e götürürüz. Oradan da sizin bir tarihte soykırım yaptığınız kararını çıkartırsak, Almanların Yahudilere ödediği gibi siz de Ermenilere tazminat ödersiniz. Keza Avrupa Birliği karşısında sizi desteklememizi, başınız sıkışınca borç para bulmamızı unutun’’ diyor.

Belki bizim aklımıza gelmeyen öteki maddeler de akıllarındadır.

İyi de, ABD'liler Irak'a karşı Başkan Bush ile Başbakan Blair'in aklına uyup savaş açarlarsa Türkiye buna derhal katılır diye ellerinde bir veri mi vardı?

Gerçek ortada... Türk kamuoyu, yüzde 90'ı aşan bir çoğunlukla hem savaşa karşı çıkıyor, hem de Türkiye'nin bu işe bulaşmasını istemiyor. Bunun neresi yanlış?

ABD yönetimi kamuoyunun istemediği bir kararı çıkartabilmek için zamana ihtiyaç duymaya hak sahibidir de, Türk hükümetinin böyle bir hakkı yok mudur?
Yazarın Tüm Yazıları