Espontaneo Cem yuvaya dönsün
Güncelleme Tarihi:
O, birçoklarının gözünde bir “espontaneo” idi. Ama tecrübeli ve yaşlı matadorun boğasını ve seyircisini çalmayı beceremedi. Demek ki “iyi bir politikacı” değilmiş. (Bu benim dilimde bir iltifattır.) İsmail Cem’in YT’sinin hiç şansı yok, dediğimde bana kızmıştınız. Ama doğru söylüyordum. Artık İsmail Cem aramıza dönebilir.
DSP’den ayrılıp, basının Yeni Oluşum dediği harekete kalkıştığı gün, içimde bir ses “Olmaz, bu hareket Türkiye’de tutmaz” deyiverdi. Bir kere Kemâl Derviş ne yapacağına karar vermemişti, bu hareket onu zorlamak demekti. İkincisi, Hüsamettin Özkan birlikte yola çıkılacak biri değildi. Üçüncüsü, Espontaneo (1) Türk siyaset arenasında başarılı olmak için, olmazsa olmaz “defolara” sahip bir insan değildi.
“Defo”dan maksadım nedir, önce onu anlatmaya çalışayım.
“İsmail Cem yanlış yaptı, barajı geçemeyecek, bu iş başlamadan bitti galiba...” diye yazdığım zaman (eylülde) genç bir okurum (Berna Hanım) bana kızmıştı. Ben de onun e-postasına cevap vermeye çalışmıştım.
“Bir insanın çok dürüst, iyi kalpli, iyi niyetli, ahlâklı olması yetmez. Politika yapacaksa BUNLARA İLAVETEN bazı ‘meziyetlerinin’ de olması gerekir. O kurtlar sofrasında tutunmanın başka yolu yoktur.”
“Tolstoy'un dahî oğlu için söylediği çok güzel bir söz vardır: Büyük bir sanatçı olmak için her şeyi vardı, olmazsa olmaz bir iki kusur hariç.”
“Ben, politikacı denilen türden hiç hoşlanmam, çünkü ‘iyi bir politikacı’ olmak için bazı ‘kusurlar’ gerekir ki, bana çok ters gelir. İsmail Cem'de işte bu kusurlar eksik” demiştim.
Cem, o zamanlar, anketlerin yalan hatta kasıtlı olduğunu söylemişti. Ama maalesef anketler doğruydu.
*
Cumartesi sabahı, Bebek’te bir kafede otururken gördüm İsmail Cem’i. Yanında ne koruma, ne özel kalem müdürü, ne parti yalakası... Belli ki bir arkadaşıyla kahve içiyordu.
Oh be!
İsmail Cem’in yerine ben nefes aldım...
Cem bizim abimizdir, büyük bir gazetecidir.
İnşallah artık aramıza döner.
(1) Espontaneo : İspanya’da, boğa güreşi sırasında arenaya atlayıp matadorun boğasını çalmaya çalışan, böylece seyircilerin ve organizatörlerin dikkatini çekmek isteyen genç boğa güreşçisi. 24 Nisan 1957 tarihinde arenaya atlayan Manuel Benitez adlı genç “espontaneo” hemen fark edilmiş ve kısa sürede profesyonel matador olmayı başarmıştı. Halk ona “El Cordobes” adını verdi.