Striptizle ev araba sahibi olmuş

Bar taburem tersine çevrili. gözlerim sahnede. Her on dakikada bir esmeri, kumralıyla genç kızlar sahneye çıkıp meslek gösterisi sergiliyorlar.

Aralarında lise öğrencisi, banka kasiyeri, hastane hemşireleri var. Okul önlüğü, beyaz doktor gömleği, rahibe kıyafetiyle geliyorlar önümüze. Kenarda pist üzerinde eski bir gramofon. Kızlar düğmeye bastığında hep aynı müzik tekrarlanıyor. Önlükler, üniformalar fora ediliyor. İlkin incesi dolgunuyla süt beyazı bacaklar, ardından göbekler ortaya çıkıyor. İç bayıltıcı müzik hızlanırken şeffaf sutyenler çekilip atılıyor. Sona doğru kanaviçe işlemeli külota geliyor sıra. İki elin işaret parmağıyla aşağı çekilip ayak bileklerine düşünce ışıklar bir anda sönüyor. Şov bitiyor.

Londra'nın Soho'sunda derme çatma, uyduruk bir striptiz kulübü burası. Sırtımı verdiğim bar ile sahne arasında yanyana sıralanmış iskemleleri genci yaşlısıyla erkekler kapatmış. Koyu renk takım elbisesi içinde kafasındaki Bowler şapkasını çıkarmamış olanlar İngiliz bankerleri.

Bir süre sonra omuz başımda bir adam beliriyor. Orta yaşlı, lacivert ceket pantolonlu, saygın görünümlü biri. O da sırtını bara yaslıyor. Birden hoparlörden anons yapılıyor. Söylenenleri anlamıyorum. Yanımdaki adam fısıldıyor: ‘‘Şimdi Atom Rita çıkacak. Soho'nun gülü’’ diyor. Ardından gelinlik içinde bir kadın beliriyor yanıp sönen spot ışıkları altında. İlahe gibi bir kadın. ‘‘La Dolce Vita’’daki Anita Ekberg'in sanki ikizi. Atom Rita da gramofondaki müziği yeniden başlatıp açılıyor. Dirseğine erişen siyah eldivenleri çekip atıyor, ardından gelinliğin tülleri, sonra sutyen... Plağın sonuna geliyoruz. Rita yüzündeki tülü çekiyor. Sıra Afrodit heykelini andıran vücudunda son parçaya geliyor. Külot piste düşüyor. Işıklar bir kez daha sönüyor. Yüzüme ter basıyor.

Lacivert elbiseli adam diğer izleyiciler gibi alkışa katılıyor: ‘‘Nefis bir şov değil mi?’’ Başımla evet diyorum. ‘‘Tanışmak ister misin?’’ Gene evet. Bu arada bir Türk gazetecisi olduğumu söylüyorum. Sahne arkasında kontrplak bir kapı, üstünde bir yıldız. Adam kapıyı tıklamadan açıyor. Minik bir odaya giriyoruz. Rita'nın üstünde beyaz bornoz, önü açık. Giyinmediği belli. ‘‘Sevgilim seni bir Türk'le tanıştıracağım.’’ diyor. Rita gülümsüyor: ‘‘Memnun oldum.’’

Yarım saat konuşuyoruz. Rita bornozun önünü kapatmayı dahi düşünmüyor. Anadan üryan karşımda. İster istemez gözüm orasına burasına takılıyor. Adam striptizcinin kocası. İçişleri Bakanlığı'nda üst dereceli memur. Tesadüfen gittikleri bir Soho kulübünde sahibinin teklifini kabul ederek striptize başlamış. ‘‘Dört yıldır yapıyorum bu işi. Akşamları üç saat dört kulüpte gösteriye çıkıyorum. Memur maaşıyla ancak geçiniyorduk. Ama şimdi kazancımla iki ev, iki araba sahibi olduk. Bankada birikmiş paramız var. Bir kaç yıl daha çalışıp bırakacağım.’’ Karı-koca çok rahat konuşuyorlar. Erkeğe soruyorum: ‘‘Kıskanmıyor musun? Herkes şehvet duyarak izliyor Rita'nın şovunu.’’ ‘‘Hayır, karımı arzulamalarından mutluluk duyuyorum. Zaten karım istediği için striptiz yapıyor. Geceleri de sadece benim yatağıma giriyor.’’ Rita ‘‘Çıplak bedenimi beğenmeleri bana zevk veriyor’’ diye ekliyor.

Sohbetimiz bittiğinde veda ediyorum. Rita bornozun önü hálá açık beni kucaklıyor. ‘‘Pazarları çalışmıyorum, bize bir içkiye gel.’’

Bana çok ters gelen bir olay bu. Kadınların erkeklerde şehvet arzularını kamçılayan çıplak gösterilerine alışamadım bir türlü. Kadın-erkek eşitliğini savunan feministlerin mahrem yerlerini teşhir eden, para için bedenlerini satan, hatta güzellik yarışmaları gibi daha masum görünen etkinliklere katılan hemcinslerini engellemeleri gerektiğini düşünüyorum.

Kadın eti pazarlaması Amerika'da hayli yaygın. Çıplak şovlar, TV'lerde seks filmleri, şehir, eyalet, dünya, kainat başlıklı güzellik yarışmaları da hayli ilgi topluyor. ABC TV'nin çok izlenen ‘Bekar’ adlı programında yüksek tahsilli, yakışıklı bir erkek kendisiyle evlenmek için başvuran yüz bini aşkın genç kızdan birini ekranlarda aylarca süren elemelerden sonra eş olarak seçti. 18 milyon kişiyi ekran başına getiren şovu biz de izledik. 25 finalistin katıldığı bir kara mizah örneğiydi bu seçim. Aile kurmak her kızın doğal hakkı ama vücut teşhiri ile para kazanmak gibi koca bulma yolunda böylesine gönüllü kurbanlığın da onurlu bir yaklaşım olmadığı muhakkak.
Yazarın Tüm Yazıları