Üstüne soğuk su için...

SÖZÜMÜZ vardı. Bugün, Dışişleri Bakanı Sayın Yaşar Yakış'ın, kendisini eleştiren bir yazımız nedeniyle gönderdiği mektubu yayınlayacaktık. Ama erteledik. Çünkü Endüstri Holding rezaleti öne geçti.

Endüstri Holding olayı aslında ülkemizde çok yaygın şekilde kullanılan ve devletin yetkilileri tarafından koruma altına alınan ‘‘soygun yapma özgürlüğünün’’ boyutlarını gösterdiği için öne geçti.

Haberi dünkü gazetelerde okumuş olmalısınız. Ama özeti şu:

Yurtdışındaki insanlarımızdan bazılarının ‘‘kár payı’’ esasına göre çalışan holdinglere para yatırma -çoğunca kazık yeme- merakını bilen uyanıklar bundan 6-7 sene önce, sayısı 11.800'ü bulan -çoğu iyi niyetli ve cahil- insanlardan 300 milyon Alman Markı toplayarak Endüstri Holding adıyla bir soygun tezgáhı kurmuşlar. Son olarak mahkeme kararıyla yapılan Genel Kurul'un getirdiği yöneticilerin beyanına göre ellerindeki parayı tam anlamıyla har vurup harman savurmuşlar. Nitekim yeni yönetici Ramazan Arıkan durumu açıklarken çok net konuşuyor:

‘‘Ortaklarımız (yatırdıkları paranın üstüne) bir bardak soğuk su içsinler.’’

Gördünüz mü yaptırımı?

Bir bardak soğuk su iç... Bir de ‘‘Allah'ından bulsun’’ de, bitsin.

Adamlar hakkında çeşitli davalar açılmışmış. Örneğin Endüstri Holding'in eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ertekin, dört yıl önce Ankara 1 No'lu DGM'de ‘‘cürüm işlemek için çete kurmak’’ suçundan yargılanmış ama aklanmış.

Keza Ertekin ile holdingin başka 16 mensubu ‘‘çete oluşturma, çeteye yardım-yataklık yapma ve dağa adam kaldırma’’dan yargılanmışlar. Ama 23 Şubat 1999'da ondan da, ‘‘suçun unsurları oluşmadığı’’ gerekçesiyle aklanmışlar.

Gördüğünüz gibi sadece ortaklar değil mahkemelerimiz de sanıkları Allah'a havale ediyor.

Böyle bir ülkede biraz aklı, biraz cesareti, biraz da ahlaksızlığı olan bir insan başkalarını soyarak yaşamak varken neden çalışsın?

Burada size düşen böyle gurbetçi dolandırmak mı, banka boşaltmak mı, hayali ihracat yapmak mı, aldığınız kredilerin üstüne yatıp ‘‘Allah bana, ben de sana’’ demek mi, hangisiyse, birini seçip uygulamaktır.

Çünkü tüm bu konularda sizin benim -kısaca kamunun- çıkarlarını korumakla görevli (maaşını bu nedenle alan) fiyakalı, arabalı, makamlı (hadi terbiyemizi bozmayalım) mahluklar, ya rüşvet yedikleri, yahut niteliksiz oldukları için işlerini yapmıyorlar.

Bu soygunlar yetmiyormuş gibi öte yanda da Maliye Bakanı, ‘‘vergi affı’’ yasası çıkartarak bizlere, ‘‘Su yetmez, bir de kahve için de hazmedin’’ diyor.

Sahi AKP'ye oy verenler bu partinin yolsuzlukla mücadele edeceğini düşünüyorlardı değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları