Yazarları evlerinde anmak

DÜN Sait Faik, müzeye dönüştürülen evinde anıldı...

Giden arkadaşımız onu sevenlerin, İstanbul'dan gelenlerle hatırı sayılır bir sayıya ulaştığını söyledi.

Çok sevindim. Bir yandan da üzüldüm. Çünkü her yazar, şair onun kadar şanslı değil, evi müze olmadı. Anmalar, ödül törenleri evlerinde yapılamıyor.

Ayrıca Sait Faik'in annesi mal varlığını Darüşşafaka'ya bağışladığı için, her yıl adına bir ödül veriliyor ve ödül töreni de Burgaz Ada'daki evinde yapılıyor.

Sait Faik'in Türk öykücülüğündeki yerini anlatmanın gereği yok. Ancak yalnız kuşağı değil, bugünün kuşağı da onun öykülerini okumalıdır.

İki açıdan zorunludur bu.

Birincisi, iyi öykünün ölçütlerini anlayabilmeleri için, ikincisi Türk öykücülüğündeki yerini saptayarak, diğer yazarların eserlerini karşılaştırabilmek için.

Sait Faik'in bütün eserleri şimdi Yapı Kredi Yayınları arasında yayınlanmaya başladı, ilk cildi de çıktı.

* * *

EDEBİYATÇI; sanatçı evleri üzerine çok yazdım.

Batı'daki örneklerini görünce imreniyorum, üzülüyorum.

Bizdekiler Tevfik Fikret'in Aşiyan'ı, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Heybeliada'daki evi, müzeye çevrilen ressam Feyhaman Duran'ın evi.

Necati Cumalı'nın Urla'da onarılan evi.

Belleğimdeki ilk adlar bunlar.

Ya diğerleri. Halikarnas Balıkçısı'nın ıssız, bakımsız müzesi(!)nin durumu içler acısı.

Bir edebiyatçı bizim ülkede, müze olabilecek bir eve sahip olamıyor. Küçücük bir evde zaten ailesi barınıyor. Bir de Orhan Kemal Müzesi var.

Bence sivil toplum kuruluşlarının ve Kültür Bakanlığı'nın yardımlarıyla bir edebiyat müzesi kurulması gerekiyor.

Yıldız Sarayı'nda başlayan girişimin ben yeterli olacağı kanısında değilim.

Önce edebiyatçıların kişisel eşyasının, el yazılarının bulunması, ikincisi de mekánın darlığı.

* * *

SAİT FAİK MÜZESİ örneği edebiyatçı evlerine, sanatçı evlerine yeniden eğilmemizin gereğini hatırlatıyor.
Yazarın Tüm Yazıları