Tecavüze uğrayanın orucu bozulmazmış
Güncelleme Tarihi:
Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Zümrüt demiş ki: “Tecavüze uğramak oruç bozmaz. Cenab-ı Hak kişiyi bu durumdan sorumlu tutmamıştır. Dolayısıyla, o mümine kardeşimiz (yani tecavüze uğrayan kadın) oruç ibadetini iftar vaktine kadar sürdürebilir.”
Hürriyet’in birinci sayfasında bu haberi okuyunca, benim de ilk tepkim sizinki gibi oldu.
Yahu, kadın bir hayvanın saldırısına uğramış, orucu mu düşünür?
Mesela, pazardan dönen kadıncağızı zorla bir kamyonete bindirmişler, ormanlık bir alana götürüp önce bayıltana kadar dövmüşler, sonra tecavüz etmişler. Kadın, kan revan içinde yola kadar çıkmış, onun bu halini gören hayırsever vatandaşlar gaza basıp kaçtıkları için yarım saattir yol kenarında sürünüyor. Bir taraftan da saatine bakıp düşünüyor:
“Hay Allah, iftara da yarım saat var. Orucum bozulmuş mudur acaba?”
Sonra, dekanın açıklamasındaki iki cümleye dikkat ettim:
“Cenab-ı Hak bu durumdan (tecavüze uğramaktan) kişiyi (kadını) sorumlu tutmamıştır. Böyle bir zorlama ilişkide kadında kasıt aranmaz.”
İlk tepkimi geri alıyorum hemen...
- Kancık (dişi) yalanmadan erkek dolanmaz
- Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmez...
gibi zarif atasözlerine sahip olan bir toplumda, hele hele ceza hukuku da aynı “atalarımız” gibi düşünürken...
Bir din adamının, bir İlahiyat Fakültesi Dekanı’nın böyle bir açıklamada bulunması (oruç kısmı bence ikinci planda kalır) çok ama çok önemli.
Erkeklerimiz, özellikle de kanun koyucularımız ve tecavüze uğramış kadınlardan, kızlardan “kirletilmiş” şeklinde bahsetmeyi adet edinmiş meslektaşlarım okumuşlardır inşallah!