Irak meseleleri (2)

DÜN ifade ettim. Bu çirkin savaşın esas gerekçeleri şunlar:

1) Dünya sabit enerji stokları ile gelişmiş ülkelerin kendi arasındaki ekonomik üretim/ enerji tüketimi oranlarındaki çelişki,

2) Ortadoğu ve Kafkaslar'da siyasi yapının değiştirilme ihtiyacı,

3) Yeni düşman: Uluslararası terör.


Bu üç mesele; hem birbirinden bağımsız, hem de birbirini tetikleyen meseleler.

* * *

1) Dün yazdım; ABD'nin enerji tüketimi içinde, ithalatın payı 2000 yılında % 55 iken bu pay 2025 yılı itibarıyla % 70'e çıkacak.

Bu da ABD'nin dünya petrol payını önümüzdeki 25 yılda (% 55'ten % 70'e) kabaca % 28 artırması anlamına geliyor.

ABD petrol ithalatının % 28 artması; Avrupa petrol tüketiminin % 17'sine tekabül ediyor. Artış miktarı Türkiye'nin yıllık petrol tüketiminden % 430 fazla!

Bu hesaplarda önemli bir eksik de var, zira ABD ekonomisinin önümüzdeki 25 yılda ne kadar artacağını bilmediğim için hesaba bu farkın ilave petrol ihtiyacını katmadım.

2) ABD, 11 Eylül'de öğrendi ki; kendi ekonomik/petrol menfaati gereği Ortadoğu ve Kafkaslar'da göz yumduğu kapalı/ diktatör rejimler:

a) ABD taraftarı olsalar dahi, bölgedeki ve hatta dünyadaki kapalı rejimler (örn: S. Arabistan), ister istemez teröre kaynak teşkil ediyor, yuva oluyor, hatta terörü finanse ediyorlar.

b) ABD karşıtı ülkeler ise (örn: Irak, İran) petrol kaynaklarını ve ekonomik ilişkilerini giderek Kıta Avrupası'na açıyorlar. Almanya ve Fransa, hatta Rusya gibi ülkeler ABD karşıtı diktatörlüklere rahatça sızıp, pay kapıyorlar.

c) Tek insan cuntasına dayanan diktatörlüklerin ne zaman hangi tarafı tutacağı da hesap edilemiyor. Örneğin, bugün varlığını ispat edemediği silahları Irak'a ‘‘İran savaşı’’ sırasında bizzat ABD verdi.

‘‘Düşmanımın düşmanı dostumdur!’’

Şimdi aynı silahlar çok daha geliştirilmiş olarak dünya ve ABD'yi tehdit ediyor.

‘‘Frenkeştayn'ı bizzat Dr. Frenkeştayn yaratmıştı!’’

3) 11 Eylül ABD'ye ayrıca öğretti ki; ABD için stratejik güvenlik sınırları, sadece kendi sınırları değil, tüm dünyadır.

Terörün; nerede yuvalanacağı, hangi teknolojilere hükmedeceği, denetimi dışındaki nükleer ve kimyasal silahları ne zaman kendisine karşı kullanacağı artık belli değildir.

O halde tüm dünya karış karış ABD denetiminde olmak zorundadır.

* * *

Bu gerekçeler ışığında:

a) George W. Bush meramını dünyaya anlatmakta başarılı değildir, ama bu plan 1992'lerden beri geçerlidir. Sadece, Bush'u yönlendiren Şahinler Demokratlar'ı pasif buluyorlardı, şimdi dönem onların dönemi. Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki farkı ABD halkına göstermek zorundalar.

b) Almanya ve Fransa gibi ülkeler barış havarisi değil, Irak ve İran'da kurdukları hegemonyayı kaybetmekten korkuyorlar. Öte yanda ikili de oynuyorlar, zira biliyorlar ki ABD'nin bu işe ayırdığı bütçe (790 milyar $) tüm Avrupa ülkelerinin bugüne dek savunmaya ayırdıkları toplam bütçelerden fazla. Bu savaş muhakkak olacak ise Ortadoğu'daki tüm paylarını kaybetmekten de korkuyorlar.

c) Yeni dünya düzeni kurulacak, Ortadoğu yeniden şekillenecek, bu bölgedeki siyasi rejimler yeniden tarif edilecek. ABD'nin menfaatleri açısından bile, Ortadoğu ve Kafkaslar'a demokrasi gelmek zorunda. Ancak böylece bu bölgeler küresel dünyaya entegre edilecek.

d) Afganistan meselesini de 21. yüzyılın en büyük tüketicisi Çin üzerindeki etkinlik mücadelesini hesaba katmadan tam anlamak mümkün değil.

* * *

Savaş olacak; ancak savaş ABD-Irak arasında değil. ABD-Kıta Avrupası arasında yeniden paylaşım savaşı.

Irak sadece savaş meydanı!
Yazarın Tüm Yazıları