Milattan önce

İşte bütün mesele bu.

Bir öğrensek rahatlayacağız.

Arzu Balkan bizim kadar merak etmiyor. Akıllı kadın tabii. Çok kurcalarsa başına gelecekleri biliyor.

Diyelim ki hakikaten kızcağız o gece askıdaki gelinliğini okşarken, nişanlısı da aynı saatlerde bir otel odasında bir başka kostüm üzerinde aynı eylemi gerçekleştirmekteydi. Arzu Balkan da bunu öğrendi.

Ne olacak?

Kızcağız ‘‘Canı sağ olsun kocamın’’ dese bile biz peşini bırakır mıyız?

Hepimizin ortak malı olan ‘‘kadınlık gururu’’ durumunu Arzu Balkan çiğnetmeye kalkışabilir mi, izin verir miyiz? Vermeyiz.

Mecburen boşayacaktır kocasını.

Bu kıtlıkta... Hem de daha doyamamışken.

Gerçi 8 sene olmuş ama evlilik başka. Bir kadının dosta düşmana karşı gerine gerine eşinin yanında boy göstermesi öyle kolay vazgeçilebilir bir şey değildir.

Daha dün bir, bugün iki... Kocasına evli evli iki kap yemek bile pişiremedi henüz.

Ama ‘‘gerçeği öğrenmeyi istememek’’ diye bir seçimi olamaz Arzu Balkan'ın. Bir banka memuruyla evli değil zira. Kamuya mal olmuş bir kocası var. Haliyle böyle bir kocanın uçkur durumu da kamu davası olmuş oluyor. Bu durumda Arzu Hanım ne yapsın, tedbir olarak ‘‘Nikáhtan önce olanlar beni bağlamaz’’ mealinde bir şeyler söyledi.

* * *

Yalnız eğer hakikaten varsa böyle bir durum...

Yani Tamer Karadağlı milattan önce Didem Tolunay'la da aşk yaşıyor idiyse...

Öyle sarılıp ağlaşma durumu falan olduysa...

Vallahi ben de ağlarım.

Didem Tolunay adına tabii. 2 sene farkla yarışı kaybetti güzelim kız.

‘‘Nasıl yani?’’ diyeceksiniz.

Şöyle:

Tamer Karadağlı, ‘‘Arzu ile evlenmeye mecburum’’ demiş ağlaya ağlaya. Bilmiyorum, gazetelerin yalancısıyım.

Bir erkek bir kızla neden evlenmeye mecburdur?

Arzu Hanım 18 yaşını geçmiş görünüyor. Öyle eli silahlı ağabeyleri falan da yok namus temizleyecek.

E, nedir o zaman?

Düşündüm taşındım, aklıma Arzu Hanım'ın sevgili olarak 2 sene önden gittiğinden başka bir sebep gelmedi.

Eğer doğru bir tespitte bulunduysam, erkeğin hayatına erken girmekle geç girmek nasıl fark ediyor, görüyorsunuz.

Evli erkeklerin eninde sonunda sevgililerini terk edip karılarına dönmeleri de bundandır.

O halde ne yapıp edip birinci kadın olacaksınız.

Durumu bendenize ait bir veciz sözle özetleyebiliriz:

‘‘Acele giden nikáha gider,

Nikáha giden ecele kadar gider.’’

Budur.

Bakmayın, kamuya mal oldular diye ben de iki çift laf ettim ama esasında hiç sevmem böyle şeyleri, hiç de merak etmem.

Ama siz yine de Tamer Karadağlı'nın milattan önce ya da milattan sonra neler şeyttiğini duyarsanız bana da bildirin.


MIŞ-MUŞ

Kadınlar evlenince şişmanlıyormuş.

E, ‘‘silah’’ görevini yerine getirmiş, daha ne yapsın?

*

Devlet ucuz tüp bebek uygulaması yapacakmış.

Devlet de bir tuhaf; bir yandan bedava doğum kontrolü, bir yandan ucuz tüp bebek.

*

İstanbul'a prezervatif yetişmiyormuş.

Aman yetiştirin, aksi halde yarın hiçbir şey yetiştiremezsiniz İstanbul'a.