Çelebi, bölgesel gücü hedefliyor

CAN ÇELEBİOĞLU

Can Çelebioğlu 1963 Ankara doğumlu. ABD'de Tampa Üniversitesi'nde başladığı iş idaresi eğitimini, Boğaziçi Üniversitesi İş İdaresi'nde tamamladı.

1982 yılında, babasının vefatı üzerine henüz 19 yaşındayken ailesine ait Çelebi Hava Servisi'nde Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür olarak görev aldı. 1995 yılından bu yana da Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.

İspanyol FCC Holding ile ortaklık kuran Çelebi'nin bundan sonraki hedefi havaalanı ve yer hizmetlerinde bölgesel bir güç haline gelmek. Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu, ‘‘FCC ile birlikte Avrupa Birliği adayı ülkelerin havaalanı ve yer hizmetlerine talip olacağız. Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı kapsayan bir bölge içinde bu konuda güçlü olmak istiyoruz’’ dedi.

Geçtiğimiz temmuzda İspanyol FCC Holding ile ortak olan Çelebi'nin bundan sonraki hedefi havaalanı ve yer hizmetlerinde bölgesel bir güç haline gelmek... Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu, ‘‘İspanyol ortağımız FCC ile birlikte Avrupa Birliği adayı ülkelerin havaalanı ve yer hizmetlerine talip olacağız. Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı kapsayan bir bölge içinde bu konuda güçlü olmak istiyoruz’’ diyor. Çelebioğlu, Türkiye'de yer hizmetleri sektörünün Avrupa Birliği normlarından ileride olduğunu söylüyor.

Fast food sektöründe de faaliyet gösteren Çelebi Holding'in Başkanı Çelebioğlu, ‘‘Kriz sonrasında fast food sektörü de lüks hale geldi’’ diyerek, sektörün yüzde 30-40 küçülmek zorunda kaldığına işaret ediyor.

Çelebi Holding'in yer hizmetleri, bilet acentalığı, şehiriçi servis hizmetleri ve fast food dışında, uygun koşulların oluşması durumunda lojistik sektörüne de girmek istediğini söyleyen Can Çelebioğlu ile yer hizmetleri sektörünün yanısıra, krizi ve grubun geleceğe dönük hedeflerini konuştuk.

Yabancı ortak arayışında neden İspanyollar'ı tercih ettiniz?

- Çelebi Hava Servisi olarak son iki yıldır bir yabancı ortakla yurt dışı açılım için çalışma içindeydik. Yabancı ortak arayışında hedefimiz Türkiye'deki ortaklık yapısını değiştirmek ana amaç değildi. Ana amacımız, bize yurtdışı açılım sağlayacak ve kendisi de yurtdışında büyümeyi düşünen yabancı bir ortakla şirketi dışarı doğru büyütmekti. Sadece Türkiye'deki şirketimizden hisse alarak bize ortak olmasını değil, vizyonunda bizimle birlikte bölgede büyüme olduğu için İspanyol FCC'yi tercih ettik. Çünkü Türkiye'nin şu andaki konjonktüründe pazarın daha fazla büyümesi mümkün olsa da yeni noktaların kısa zamanda açılımı sözkonusu değil.

FCC ile birlikte hedeflediğiniz büyümeyi sağlayabilecek misiniz?

- Ortağımız FCC ile büyüyerek başta Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere AB'ye aday ülkelerin pazarına açılacağız. AB'ye aday olan ülkeler yakın zamanda bu topluluk içine girecek. Ancak AB mevzuatlarına göre yeni bir yapılanmaya gitmeleri gerekiyor. Bu ülkeler belli açılımları 1-2 yıl içinde gerçekleştirmek durumunda. AB normları çerçevesinde her havaalanında minimum iki yer hizmeti kuruluşu bulunması gerekiyor. Ortağımız FCC, İspanya başta olmak üzere çeşitli adalarla birlikte on noktada şu anda ikinci yer hizmeti şirketi olarak lisans almış durumda. Bu sektörde hızlı bir gelişim içinde olmayı düşünüyor. Bu çalışmaların içinde önemli bir pay alacağımızı düşünüyoruz. Bu sektörde hergün bir imkan doğmuyor. Pazar belli bir büyüklüğe gelene kadar bir üçüncü dördüncü sirketin girmesine müsade edilmiyor. Ya buralarda varsınız, ya da beli bir treni kaçırdığınız noktada o pazarlara girmek için çok uzun yıllar beklemeniz gerekir.

Avrupa dışında başka düşündüğünüz yerler var mı?

- Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da da büyüme ve gelişmeyi FCC birlikte yapmayı planlıyoruz. Bunun için yatırım başta olmak üzere her türlü bilgi ve teknoloji alışverişinde bulunacağız. FCC, Avrupa'nın üçüncü büyük inşaat şirketine sahip. Bu da Türkiye'de yeni havaalanlarının yapımı ve işletilmesi için açılacak yap-işlet-devret ihalelerinde bir avantaj yaratacak. Çelebi olarak Türkiye'de ve bölgemizde bu konuda güçlü bir kuruluş olmak istiyoruz. Global çalışmak yerine, bölgesel büyüme üzerine yoğunlaşıyoruz.

Türk Cumhuriyetleri de bu büyümede yer alacak mı?

- Orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve eski Rus cumhuriyetlerini de bu gelişmenin içine katmamız gerekiyor. Ticaretin ve havacılığın gelişmesine paralel olarak oralarda da yasal ve hukuksal zeminlerin bir parça daha uluslararası normlara dönmesi gerekiyor.

Türkiye'de yer hizmetleri AB normlarına hazır mı?

- Türkiye, bu sektörü yıllar önce rekabete açan bir ülke. Avrupa'da sadece belli ülkelerde rekabete açık bir gelişme süreci yaşanıyordu. Birçok Avrupa ülkesindeki hava meydanlarında ağırlıklı olarak devletin ya da o ülkenin ulusal taşıyıcısının sağladığı yapılar vardı. Sadece belli ülkelerde bizim gibi uzun süredir yabancı hava yolları ve yerli tasıyıcılara hizmet veren bağımsız yer hizmletleri kuruluşu bulunuyordu. Yer hizmetleri konusunda Türkiye 1950'lerden itibaren rekabetçi bir ortama sahipti. Bizim şirketimiz 1958'de kuruldu. Şu anda Avrupa normlarından bile ilerdeyiz. Çünkü Türkiye'de devletin işin içinde olduğu bir yer hizmetleri sektörü yok. Pazarda iki yer hava hizmeti şirketi var.

Lojistik sektörüne girmek istiyoruz

Girmeyi düşündüğünüz yeni sektörler var mı?

- Evet, lojistik hizmetleri, Avrupa Birliği ile birlikte daha da ön palana çıkacak. Zaten son 4-5 yıldır zaten hızla büyüyen ve gelişen bir sektör. Firmalar, masrafları azaltmak ve stok maliyetleriyle bağlantılı olarak birçok işi artık kendileri yapmak yerine, bu konuda uzmanlaşmış kuruluşlardan hizmet alıyorlar. Lojistik konusunda farklılık yaratabileceğimiz bir konuyu devreye sokabilirsek bu sektörde olmak istiyoruz.


100 firma ve 43 bin uçağa hizmet veriyor

Çelebi Hava Servisi, bugün kaç firma ve kaç uçağa hizmet veriyor?

- 100'ün üzerinde firmaya hizmet veriyoruz. Bunların önemli bir kısmı Avrupa kökenli. Son dönemde eski Rus Cumhuriyetleri ve Türk Cumhuriyetlerinde de çok sayıda havayolu kuruldu. Onların da sayısı oldukça fazla. Bu yıl sonuna kadar 43 bin uçağa hizmet vermeyi planlıyoruz. Geçen yıl bu rakam 42 bin civarındaydı.

Kriz yer hizmetleri sektörünü nasıl etkiledi?

- Bu sektör, turizme birebir bağımlı. Biz 1997'den beri ciddi kan kaybettik. Daha bu yıl, 97'de bıraktığımız şartlara yeni döndük. Abdullah Öcalan krizi ve ekonomik kriz başta olmak üzere, Avrupa'daki değişik ekonomik krizlerden de Türkiye turizmi olumsuz etkilendi. Özellikle Öcalan krizinin yaşandığı dönemde dibe vurduk. Ancak geçen yıldan itibaren başlayan bir düzelme var. 11 Eylül'ün Türkiye'ye ciddi pozitif etkisi oldu. 11 Eylül, aşırı din unsurlarının etkisindeki ülkelerde turizmi durdurdu.


Fast food, lüks tüketim oldu


Fast food sektörü krizden nasıl etkilendi?

-
Son krizden fast food sektörü çok ciddi etkilendi. Pazarda geçen yıllara göre büyük daralmalar oldu. Hálá da geçtiğimiz yıllara göre yüzde 30 geri durumda. Gelir düzeyinin düşmesi, özellikle beyaz yakalı dediğimiz, gelir düzeyi orta ve daha yüksek olan çok sayıda insanın işsiz kalması bizim sektörü de olumsuz etkiledi. İnsanlar otomatikman harcamalarını kıstı. Türkiye'de dolaylı olarak fast food sektörü gelir düzeyine göre lüks tüketim noktasına geldi. Sektör içi fiyat rekabetleri de fast food sektörünü yıprattı.

Siz de restoran kapattınız mı?

- Büyüme stratejimizi ve yeni yatırımları durdurup, ayakta kalmaya çalıştık. Kriz nedeniyle, Arby's de 1, Little Caesars'da 4 dükkan kapattık.
Yazarın Tüm Yazıları