Bu yılbaşı gecelerini sevemedim gitti !..

Güncelleme Tarihi:

Bu yılbaşı gecelerini sevemedim gitti ..
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2002 17:47

Hani sebebini bilemediğiniz bir sıkıntı kaplar içinizi... Boğazınız düğümlenir, gözünüz dolar... Karnınız tok, sırtınız pektir ama, aklınız bir yerlere takılıdır nedense... Ben, evimin sıcacık huzurunda, sevdiklerimin yanında, evet halime şükrediyorum amma, gönlümde bir yerler isyan ediyor...

Haberin Devamı

Hayır, size vicdan azabı çektirmek değil maksadım.

Senenin bu ilk gününde, belki ilk dakikalarında, keyfinizi kaçırmak da istemiyorum.

Haliniz vaktiniz yerinde, yahut bir seferlik zorladınız bütçenizi... Ve 2003'ü bir büyük otelin rufunda, bilmem ne barın kalabalığında, üst üste, güle oynaya karşıladınız. Saat tam 12'yi gösterdiğinde, kimbilir hangi İngilizce şarkı eşliğinde, hep bir ağızdan "Happy New Yeaaaar" diye bağırdınız, tıpkı dedelerinizin de yaptığı (!) gibi...

Canınız sağ olsun!

Yok, bu mutlu ama küçük azınlığa dahil değilsiniz. Sıcak evinizde, artık Allah ne verdiyse, kiminiz, nereden çıktı bilinmez bir örfe uyarak, kestaneli hindi yediniz, kiminiz ortaya bir kuru pilav yaptınız. Ve televizyonda (tabii ki Kanal D'yi) seyrederek gece yarısını beklediniz. Babanızın elini öptünüz, çocuklarınıza sarıldınız...

Ne mutlu size!

Hayır, ne parası pulu olana, ne sıcak yuvası, vicdan azabı çektirmek değil inanın niyetim.

Ammaaa...

İnsanların güldüğü, gülmeye çalıştığı, bulanın kaz ciğeri, bulamayanın tarhana çorbayla doyduğu bu gecede, saat tam 12'yi vururken...

Tepebaşı otoparkında merdivenlere kıvrılmış...
Konya otogarının girişine sığınmış...
Yarım kalmış bir inşaatı mesken tutmuş...

O yalnız, yapayalnız hüzünlü çocuğu düşündüm.

Umut denilen şeyi çoktan unutmuş.

Artık içinde korkuları bile olmayan.

Üvey ana şiddeti midir, üvey baba tacizi mi, sevgisizlikten, yoksulluktan bıkmış, ölümü seçenler ölüme giderken, o sokağa atmış kendini...

Soğuk bir yılbaşı gecesi, karnında açlığın verdiği sancı, yüreğinde kimsesizliğin sızısı, altında döşek niyetine bir ambalaj kartonu, dökülmüş dişlerinin arasında bir izmarit...

Yalnız, yapayalnız, soğuk, insanın ta ciğerine oturan çaresizlik...

Tepebaşı otoparkında merdivenlere kıvrılmış...
Konya otogarının girişine sığınmış...
Yarım kalmış bir inşaatı mesken tutmuş...

O çocuk, sizinki kadar, benimki kadar sevgiye muhtaç...

Ama aç...

Bu yılbaşı hiç içime sinmedi yine. Yine aklım o kimsesiz çocukta, yine aklım sokağa atılmış ihtiyarda...

Allah'ın gücüne gitmesin ama, ben, bu yılbaşı gecelerini sevemedim gitti!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!