Okuyucuya nispet

EZELDEN beri Bab-ı Ali taraflarında dolaşan rivayet şudur ki, insanların en az gazete okuduğu gün 1 Ocak tarihine tekabül eder.

Tamam, sondajlarının ve istatistiklerin bunu ispatlayıp ispatlanmadığını bilmiyorum.

Fakat, ben kendi hesabıma inanıyorum.

* * *

ÇÜNKÜ, yılbaşı gecesi ister tarifeyi insafsızlaştıran bir meyhanenin tezgahında kafa tütsülemiş; ister sudan programları ‘‘özel’’ diye kakalayan bir televizyon karşısında leblebi atıştırmış; isterseniz de familya masasında kurulan bir tombalada ‘‘çinko’’ diye bağırmış olun, eh keka, dün işiniz gücünüz yoktu ya, Allah bilir ya öğle vakti, ya da akşama doğru kalktınız.

Eğer zahmet edip cerideye şöyle bir baktıysanız, emimin, piyango için olmuştur.

Bana göre hava hoş, eğer paşa gönlünüz öyle arzu buyurduysa bu sabaha kadar sıcak yorganın altından çıkmamış olun ve de gözüm varsa namerdim, büyük ikramiyeyi kazanın.

Peki ama ya biz, gazeteci taifesi?

* * *

ÖYLE tabii, zira biz mürekkep, mikrofon ve kamera paryaları, yukarıda sizlere bahşedilmiş olan muhteşem lüksten mahrumuz.

Hadi, malum medya sektörünün disiplinli insanlarıyız, sizler o şen şakrak arife gününde ‘‘aman kuşgönü pastırmayı mutlaka bıçakla dilimle’’ diye mezeciye şımarıklık yaparken, bizler ekran, teleks, rotatif başında kendimizi sıktık ve okumaya dahi tenezzül buyurmayacağınız 1 Ocak gazetelerini 31 Aralık'ta hazırladık.

Ya bugünün tarihini taşıyacak olan nüshalar?

Yeni yılın yüzü suyu hürmetine puntolar, satırlar, fotolar gökten zembille inmiyor.

Dolayısıyla, sizler birkaç saat önceki vur patlasın - çal oynasının yorgunluğuyla dün mahmur yataklarınızda bilmem kaçıncı uykunuzu uyurken, yılbaşı gecesini sıradan bir gece gibi geçirmek zorunda kalmış olan bizler, işte yine Allah'ın köründe vardiya başı yaptık.

Sokaklarda, makus talihini paylaştığımız fırıncı yoldaşlarımız ve ortak kaderini üleştiğimiz tek tük şöför arkadaşlarımız hariç, in cin top oynamaktadır.

Hatta, sizlerin 1 Ocak tembelliğini bildiklerinden, bayilerin kepenkleri bile kapalıdır.

O kadar göz nuru dökerek ve sırf gönlünüzü hoş edebilmek için ‘‘Yeni yıl vatana ve millete hayırlı olsun’’ türünden yaldızlı manşetlerle donattığımız zavallı gazetecikler, açılmamış balyalar halinde, dağıtım kamyonun bıraktığı eşiklerde durmaktadır.

Böyle bir nankörlüğü gör, sonra da 2 Ocak için hevesli yazı yaz, mümkün değil!

* * *

ZATEN ne yazayım? Ne yazabilirim ki? Ne yazmamı beklemek hakkınız var ki?

Şu kesin, gece zıvanadan çıkmışçasına kurtlarını döktükten sonra, bu defa 1 Ocak günü süt dökmüş kediye dönüp hiç ses seda çıkartmayanlar yalnızca sizler değilsiniz.

Kötü örnek oluyorsunuz, aktüalite de öyle...

Şimdi internetten ajans bültenlerini karıştırıyorum da, yok Papa Hazretleri geleneksel yeni yıl mesajında Ortadoğu sorununun mutlaka çözümlenmesini istemişmiş; yok ‘‘W’’ rumuzlu George Bush aynı Ortadoğu konusunda az biraz alttan almışmış; yok buna karşılık, Kuzey Kore o Bush'a efelik taslayarak tekrar şantaja başvurmuşmuş...

Umurumda değil demiyorum ama, işte yine de hiç biri hakkında yazmayacağım!

Nispetse nispet ve restse rest, siz yılbaşı gargarasına getirip benim 31 Aralık günü 1 Ocak için yazdığımı görmezden mi geliyorsunuz, buyrun bakalım, bu defa da ben 1 Ocak'ta aynı şeyi yapıyorum ve 2 Ocağı es geçiyorum.

Fakat terbiyeli adamım, yeni yılınız tekrar kutlu olsun....
Yazarın Tüm Yazıları