Saddam'ın eceli

‘ECELİ gelen köpek cami duvarına işermiş’ derler ya, doğrusu bu lafın Saddam için olduğu kadar cuk oturduğu başka birisine az raslanır.

Kısa bir hatırlatma yapayım, malum, ‘‘W’’ rumuzlu George Bush pederinin yarım bıraktığı işi bitirip Haramibaşı'nı alaşağı etmeye çoktan karar verdi.

Ancak, ultra bir süper güç için bile her şey ‘‘he deyince’’ oluvermiyor.

Ve yine malum, Cihan-ı alem aynı Bush'un tek tabanca kovboyluğuna karşı çıkınca, Washington lideri Bağdat'a harekat öncesinde uluslararası meşruiyet aramak zorunda kaldı.

Nitekim, uzun diplomasi pazarlıkları sonucunda ABD, Birleşmiş Milletler'in 8 Kasımda benimsediği ve bağımsız gözlemcilerinin Irak'a giderek silah denetimi yapmasını öngören 1141 sayılı kararı kabul etti.

Hazırlanacak rapor ertesinde aynı kurum, duruma göre ‘‘savaş veya barış’’ diyecek.

Tabii birinci olasılıkta da değneği indirecek taraf ‘‘Sam Amca’’ olacak.

Neyse, gözlemciler şöyle ilk ziyaretlerini yaptılar ve Saddam Hüseyin hazretleri de kendi silah üretiminin ne durumda olduğuna ilişkin olarak tam on iki bin sayfalık bir ‘‘belge’’yi BM'ye teslim etmek tenezzül ve lütfunda bulundu.

Dikkatinizi çekerim ve bir de rakamla yazayım, 12.000 bin sayfa !

* * *

TABİİ, böyle bir raporu Iraklı ‘‘uzmanlar’’ın bu kadar kısa süre içinde ve bu kadar ayrıntılı muhtevayla hazırlaması yenip yutulacak cinsten herze değil. Aptal olmak gerekir.

Ama işin uluslararası nitelikte resmi boyutu var ya, ister istemez incelemek gerekiyor.

Neyse, zahir incelenmiş ki, Washington yönetimi içinde en ‘‘güvercin’’ kanadı temsil etmesine rağmen ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell dahi önceki gün ‘‘patladı’’.

Basın toplantısında, Bağdat belgesini ‘‘prospektüs’’ diye alaya aldı.

Yani, tahmin edildiği gibi Saddam yine ‘‘laf salatası’’ göndermiş ve böylelikle de, aklı sıra, BM'de nihai kararın alınacağı Ocak ayı sonuna kadar zaman kazanmayı hesaplamış.

* * *

BE dam, bu defa işin hiç şakaya gelmediğini ve en ufak açığını yakaladığı an ‘‘W’’ rumuzlu George Bush'un derhal tepene bineceğini hala göremiyor musun?

Paşa paşa itaat edip hem zevahiri, hem de muhtemelen kendi melun postunu kurtaracağına, ne halt etmeye yine bin bir dalaverandan birisini çevirmeye kalkışırsın?

Bak, ABD'nin ‘‘dayılığını’’ önlemek için her türlü çabayı gösteren ve 8 Kasım tarihli New York kararının da mimarı olan Fransa bile senin o fasulyeden ‘‘silahsızlanma raporu’’nu (!) okuyunca, artık elinden fazla bir şey gelmeyeceğini söyledi.

Şimdi o da ‘‘kendi düşen ağlamaz’’ diyerek Washington pozisyonuna meylediyor.

Aynı şekilde, kılı kırk yaran ve bizzat Beyaz Saray tarafından ‘‘pasifistlik’’le suçlanan BM Denetim Komisyonu'nun başkanı Hans Blix de tongaya basmadı.

Gönderdiğin sahte ‘‘belge’’ karşısında ümitsizliğini ifade etti.

Söyle bre Saddam, sen de bir nebze olsun akıl yok mudur?

* * *

YOK! Daha doğrusu var da, o akıl sadece hinliğe çalışıyor ve uzun vadeli göremiyor.

Dolayısıyla, Tıkriti köyünün katili eline geçen son fırsatlardan birisini de harcıyor.

Ve, en baştan beri Bush'un Irak cengaverliğine şiddetle karşı çıkmış olan bu satırlar yazarı dahi, şimdi BM kararıyla belirli bir uluslararası meşruiyet; Saddam Hüseyin'in avanaklığı yüzünden kaçınılmazlık kazanan bir askeri harekata direnmek marjını yitiriyor.

N'apalım, eceli gelen köpek cami duvarına işermiş.
Yazarın Tüm Yazıları