Bayanlar ve baylar

SUNDERLAND gibi küçük bir kentin müthiş stadında, işte böyle bir anonsla karşılaşma başladı. ‘‘Ladies and gentlemen, England and Turkey’’ (Bayanlar ve baylar işte karşınızda İngiltere ve Türkiye)

Oynanan sanki bir futbol karşılaşması değildi. Sahneye, futbolcular değil, adeta bir sanatçılar ordusu çağırılıyordu. Yaratılan atmosfer müthişti. Yani İngilizler futbolun sadece futboldan ibaret olmadığını biliyordu. Futbol artık bir ‘‘Show business’’di.

Ama İngiliz seyircisi, maalesef bu müthiş atmosfere yakışmadı. Ulusal marşımız çalınmaya başladığında, ıslıkları ve yuhalamaları ile çirkefliklerini sergilediler.

Fatih'in intikamı

İngiliz taraftarların bu tutumu, elbette bizleri olduğu gibi futbolcularımızı da etkiledi. Sıra İngiltere milli marşına geldiğinde, Fatih Akyel seromoni yerinden ayrıldı. Isınmak amacıyla yaptığı bacak (!) hareketleriyle protestosunu gösterdi ve bir anlamda intikamımızı aldı.

İngilizler, belki de son 2 yılın en iyi futbolunu oynadılar. Maçın başından itibaren, (özellikle ikinci yarıda) takımımızı sahasına hapsettiler. Forvetimiz de, orta alana yeterince yardımcı olamayınca adeta tek kale oynadılar.

Rüştü sahnede

Ancak Adalılar, oyun planını yaparken Rüştü'yü unutmuşlar. Rüştü yine herzamanki gibi kalesinde devleşti ve ünlü İngiliz forvetlerinin saçını başını yoldurttu. Maçı izleyen İngiliz menajerleri de, kendisine hayran bıraktı. Ancak ne yazık ki Rüştü de yetmedi.

Türk Milli Takımı sahaya ideal kadrosu ile çıktı. Ama ben ısrarla bu kadroda mutlaka Fatih Tekke'ye yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Takımımız dün gece, şanssız ve biraz da formsuz bir günündeydi. Ama buna rağmen Şenol Güneş ve talebelerinin bu gruptan lider olarak çıkacağına ben yürekten inanıyorum.

Ve ligimizde yarım kalan heyecanın da, bu show business mantığıyla devam etmesini diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları