Medyadan : Siyasî ve sosyal haberler

Güncelleme Tarihi:

Medyadan : Siyasî ve sosyal haberler
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2002 19:16

MEDYADAN : Mesut Bey gitti, ama giderken hâlâ "konjektür" diyordu - Kaymakam, "Öğretmenevi Müdürü başını kapıya çarpmıştır" diyordu, haklıdır, biz bu karakol kapılarından, duvarlarından filan çok çektik - Terlik markasını hatırlayanlara sorsak, desek ki ... Üç kısa alıntı.

Haberin Devamı

SONUNU BU MU GETİRDİ ACABA?

Mesut Yılmaz yirmi yıla yakın, Türk siyasetinde çok önemli bir yer işgal etti, galiba iki kere başbakan oldu, cumhurbaşkanlığını çok istedi, vermediler...

Hayatta en çok alkışı siyaseti bıraktığı gün aldı.

Bir yıldız gibi geldi, bir yıldız gibi kaydı gitti.

Bu kötü sonuçta, belki de, "kendi tahminlerini önemli birer fırsat" zannetmesinin rolü büyüktü.

Çünkü Mesut Bey yirmi sene boyunca... "konjonktür" yerine "konjektür" dedi durdu...

Veda konuşmasında bile (Hürriyet 28 kasım) "Hiçbir baskı altında kalmadan genel başkanlığı bırakıyorum......Ben her zaman ANAP'ın hizmetinde olacağım. ANAP da bugünkü siyasî konjektür ve kendi yapısıyla yüzleşmek zorundadır" diyordu.

Son defa, Mesut Bey :

Konjonktür : (1) Raslantı uygunluğu, rastlaşma (2) Fırsat, elverişli durum (3) Topludurum (ekonomik ve sosyal konjonktür)

Konjektür : Sanı, tahmin

Haberin Devamı

*

POLİSİN CİNSEL ORGANINA ÇARPAN KADIN

Antalya'nın Serik ilçesinde, yanında iki sivil memurla okula gelen, emniyet müdürünün karısına kimlik sordu diye okul müdürü gözaltına alınmış. Bu arada "müdürü niye gözaltına aldınız" demeye gelen öğretmenevi müdürü de dövülmüş. Emniyet Müdürlüğü'nden yüzü gözü kan içinde, kaçıp zor kurtulmuş adamcağız.

Serik Kaymakamı Mehmet Aydın'ın açıklaması : Öğretmenlerin dövüldüğü doğru değildir, öğretmenevi müdürü de Emniyet Müdürlüğü'nde yaşanılan kargaşa sırasında başını kapıya çarpmıştır. (Hürriyet, 1 aralık)

Böyle çarpmalı kazalar bizde sık oluyor.

Geçenlerde bir genç, kafasını karakol duvarına çarpınca ... ciğerleri patlamıştı.

Manisa'da gösteri yaptı diye gözaltına alınan gençlerin makatı polis copuna çarpmıştı.

Hatta, detayını unuttum şimdi, Kırklareli'ndeydi galiba, Türk'le evli yabancı uyruklu bir kadın, emniyet görevlisinin cinsel organına çarpıp kendi kendine tecavüz olmuştu.

İş kazası yani...

*

AH KEŞKE...

Hürriyet'te Ali Atıf Bir'in köşesinde okudum, Türk nüfusunu temsil eden iki bin küsur kişiye sormuşlar, bunların % 78'i bir terlik markası söyleyebilmiş.

Benim kızlara sordum, "Son zamanlarda Sibel Can'lı filan reklamlar yapıldı, onun için hatırlayabilirler" dediler.

Benim hâlâ aklım almıyor. 100 Türk'ten 78'inin bir terlik markasını hatırlamasına.

"Adını bildiğiniz bir romancı, ya da bir roman adı söyler misiniz!" diye sorsak, acaba ne cevap alırdık?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!