Kürtleri ABD'ye itmeyin

TEZKERE kavgası büyük bir ayıbı gölgeledi: Dikkat ederseniz geçen hafta müddetince Ankara ve Erbil arasında ABD yönetiminin desteğini/işbirliğini kazanmak amacıyla çetin rekabet yaşandı.

Kürtler ‘‘Türkiye, Kuzey Irak'a girmesin’’ diye önüne gelen Batılıya yalvardı. Ankara, Kürtlerin elindeki havan, top veya uçaksavarı ağır silah saydı, ‘‘gün gelir KADEK'e (yeni PKK) geçer veya bize karşı kullanılır’’ korkusuyla ABD'den Kuzey Irak ahalisini Saddam'ın karşısında yalınkılıç bırakmasını isteyecek kadar ileri gitti.

Türkler ve Kürtler anlamsızlığın doruğunda buluşunca tahmin edeceğiniz üzere ABD'nin ekmeğine yağ sürüldü... Malum, böl, parçala, yönet meselesi...

Daha da kötüsü, Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanları ve bin yıllık devletin bürokratları ile Talabani veya Barzani gibi kabile şefleri aynı terazinin kefelerine çıktı, uluslararası spot ışıkları altında tartıldı.

* * *

Türkiye, ilk Körfez Savaşı'nın ardından Kuzey Irak'ta değişen dengeler nedeniyle çok ağır bedel ödedi, akan kanı kimsenin unutması mümkün değil.

Ne var ki devletler korku zemininde politika üretmez.

Aksine devlet dediğin, gücünü ve cazibesini birlikte sergileyerek kazanır. Ve Türkiye'nin büyüklüğü, askeri gücü kadar demokratik cazibesinde yatar. İlk körfez Savaşı'nı hatırlayın... Kürtçe'yi kim serbest bıraktı, Saddam'dan kaçanların canını kim kurtardı? Talabani'yi, Barzani'yi ayağına kim çağırdı? Kuzey Irak nasıl olup da Türkiye'nin arka bahçesi ilan edildi?

Hepsi de namlu gücüyle mi gerçekleşti sanıyorsunuz?..

Daha on iki yıl önce yaşananları unutup, biraz iç kamuoyunu tatmin, biraz da dünyaya adale gösterme merakıyla Kürtleri düşman etmenin álemi yok. Türkler, Kürtler, Araplar, Acemler... Bu coğrafyanın asli aktörleri, Saddam ve benzeri diktatörlerin kurbanıdır.

Mağdurların aralarında kavga etmeleri akıl dışıdır.

O yüzden yeter artık; her ağzı olan konuşmasın... ‘‘Aptalla tartışma karıştırırlar’’ sözünün haklılığı bir kez daha kanıtlanmasın!

Kürtler de -eğer kimse zorla kucağına itmezse- daha önce iki kez ihanete uğradıkları ABD'yi kurtarıcı sanacak kadar çocukluk etmesin.


Üç tezkere tahmini

TEZKERE
AKP'nin iç dengeleriyle Meclis'ten geri döndü, ‘‘devamı nasıl gelir?’’ sorusuna kafa yoranlara temenni değil 3 tahminimizi aktaralım:

Türkiye savaş başladığı an Kuzey Irak'a gireceğine göre önünde iki seçenek var: Ya ABD ile birlikte hareket edecek veya sadece KADEK'le değil ABD ordusuna da karşı savaşacak... Dolayısıyla tezkere mutlaka geçecek.

Bakmayın siz ABD'nin B veya C gibi alfabetik/medyatik planlarına... ABD, Türkiye'nin kararını beklemek zorunda kalacak.

Bugüne kadar hep iyimser senaryoyu satın alan piyasalar sınırlı tepki verebilir, tezkerenin geçmesi ihtimaline oynayabilir.
Yazarın Tüm Yazıları