Meheldir

ANAYASA Mahkemesi, Yargıtay Başsavcılığı'nın bir değil, iki değil, üç değil... Tam dört yıl önce yani 1999'da Halkın Demokrasi Partisi, kısa adıyla HADEP hakkında, ‘‘temelli kapatılması’’ istemiyle açtığı davayı nihayet karara bağladı ve HADEP'in kapısına kilidi vurdu.

Önce bir noktayı belirtelim:

Birtakım aklı evveller var. ‘‘Siyasi partileri ancak halk kapatır, mahkemelerin bu konuda yetkisinin olmaması gerekir’’ diyorlar. Biz bunu anlamıyoruz. Dahası bu yaklaşımın ‘‘hukuku reddeden’’ bir boyutu var. Suç işleyenleri halkın cezalandırmasını adalete daha uygun sayan ilkel hukuk anlayışı gibi... Ama bu demokratlık ve gelişmişlik adına yapılıyor.

Neyse ki sözünü ettiğimiz düşünce bizim hukukumuza yansımış değil. O sayede Anayasa Mahkemesi gibi en üst düzeyde değerlendirme yapmaya yetkili bir mahkeme bu konuda ilk ve son sözü söylüyor.

HADEP'in kapatılmasıyla ilgili kararın gerekçesi henüz yayınlanmadı. Ama yapılan açıklamadan kararın oybirliği ile alındığını ve HADEP'in, PKK terör örgütüne yardım ve destek sağladığı ve böylece, devletin milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı odak olduğu sonucuna varıldığı için temelli kapatılmasına ve yöneticilerinden 46 kişinin de 5 yıl süreyle siyaset yapmalarının yasaklanmasına karar verildiği anlaşılıyor.

Bir küçük not daha ekleme zorunluğu var:

HADEP yerine bir bakıma yedek olsun diye kurulan -ve devlete yalan beyanda bulunarak son milletvekili seçimlerine katılan- DEHAP (Demokratik Halk Partisi) hakkında da bu eylemi nedeniyle kapatılması istemiyle dava açılmış.

Hemen belirtelim:

Ne HADEP'in kapatılmasında sürpriz var, ne DEHAP hakkında dava açılmasında...

Dahası... Bu partilerin başındakiler bu kafayla politika yapmaktan vazgeçmedikleri (yani Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan terör örgütleriyle bir şekilde işbirliği yapmaya devam ettikleri) sürece başlarına bunun gelmesi hem tabiidir, hem de gereklidir. Çünkü Türkiye gibi bu konularda hassas ülkeleri bir kenara bırakın, en liberal ülkelerde de böyle bir eylemin bedeli bundan az olamaz.

Biz HADEP'lileri (ve DEHAP'lıları) anlamakta gerçekten çok zorlanıyoruz. Hem ‘‘Türkiye'nin partisiyiz’’ diyorlar, hem de ağızlarını açıp da üç cümle söyledikleri zaman karşılarındakileri ‘‘Kürt’’ ‘‘Türk’’ mü ayrımına tabi tuttuklarını gösteren sözler söylüyorlar. Akıllarından hiçbir zaman ‘‘Madem ki bu ülkenin vatandaşlarıyız, bu ülkenin tüm güzelliklerini tüm özgürlüklerini birlikte yaşayalım, tüm yükünü birlikte çekelim’’ cümlesi geçmiyor. Dahası, bunu diyeni düşman görüyorlar.

Bu kafayla gitseler gitseler nereye giderler?

Merak ediyorlarsa HADEP'in aynı çizgiden gidip de kapatılan kaçıncı parti olduğunu sayabilirlerse saysınlar... Çöplükler onlarla dolu.
Yazarın Tüm Yazıları