Katilden milletvekili olur mu?

GERÇİ daha TBMM'den ‘‘erken seçim’’ kararı çıkmadı ama herkesin ‘‘mutlak çıkar’’ dediği bir noktaya geldik.

O nedenle zihinler, ‘‘Acaba eski seçimlerdeki aksaklıklar nelerdi? Bunların tekrarını gidermenin yolu nedir?’’ sorusuna yanıt aramaya başladı.

Hele... Seçim yasalarında ve Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik yapılması da söz konusu olunca bu sorular daha da önemli hale geldi.

Biz gördüğümüz aksak ve eksik noktalara fırsat buldukça değineceğiz. Ama yaşadığımız son belki 10 seçimdir üzerinde durulmamış bir mesele var ki... Bu defa TBMM'nin mutlaka bir çözüm bulması lazım diye düşünüyoruz...

Kimsenin gül hatırı için değil... TBMM'nin kendi itibarı için.

Halen elini kana bulamış yahut silah kaçakçısı olmaktan hüküm giymiş veya uyuşturucu konulu suçtan yurtdışında hapsedilmiş kaç kişinin TBMM'de ‘‘milletvekili’’ sıfatıyla görev yaptığını biliyor musunuz?

Yani adam hem cinayet işlemiş yahut kaçakçı veya uyuşturucu işine bulaşmış, hem de yüce Türk ulusunu temsil etme yetkisine sahip.

Bunlar bizim bildiklerimiz... Bilemediğimiz örneğin ırza geçme, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik gibi suçlardan mahkûm olup da ‘‘yasaklanmış haklarının geri verilmesi’’ yoluyla milletvekili olmuş kim bilir daha kaç kişi var...

Meclis'e bu şekilde girmenin yolu basit:

Suçu işliyorsunuz. Cezanız infaz ediliyor veya af-maf gibi bir yolla kurtuluyorsunuz. Sonra yasanın öngördüğü (3 yıl gibi) bir süreyi bekleyip en yakın Ağır Ceza Mahkemesi'ne ‘‘Benim yasaklanmış haklarımı gerin verin’’ diye başvuruyorsunuz.

Mahkeme çoğu kez al gülüm-ver gülüm tekniğiyle size ‘‘yasaklanmış hakkınızı’’ örneğin ‘‘milletvekili seçilebilme’’ hakkınızı iade ediyor. Ve siz de, paranızın yahut silahınızın veya partinizin gücüyle seçilip Meclis'e giriyorsunuz.

Bu yol dediğimiz gibi on seçimden beri öylece uygulanmış. Ne İl Seçim Kurulları ses çıkarmış ne de Yüksek Seçim Kurulu ‘‘Burada bir yanlış var’’ demiş. Kısaca ádet (hukuk dilinde teamül) haline gelmiş. Öyle gidiyor...

Oysa Anayasa'nın ‘‘milletvekili seçilme yeterliliği’’ni belirleyen 76'ncı maddesi gayet açık bir şekilde, ‘‘(şu şu şu suçlardan) biriyle hüküm giymiş olanlar AFFA UĞRAMIŞ OLSALAR BİLE MİLLETVEKİLİ SEÇİLEMEZLER’’ diyor.

Anayasa'nın ‘‘affa uğrasa bile’’ yani TBMM'nin yüksek iradesiyle geçmişine sünger çekilse bile Meclis'e girmesini istemediği kişiye bir yargıç nasıl ‘‘Haklarını iade ettim, o halde milletvekili olabilirsin’’ diyebilir? Aklınız alıyor mu?

Ama burası Türkiye... Bakarsınız bir yargıcın -yasalara göre vermeye mecbur olduğu- karar, yasaların da üstündeki Anayasa hükmünün önüne geçer.

Bu utanç verici durumu TBMM'nin hiç değilse şimdi düzeltmesini umuyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları