TV'lere musallat olan hastalık

ÖNCELİKLE bir itirafta bulunmalıyım. Televizyonlarda çalışan meslektaşlarımın savaş başladığından bu yana götürdükleri özverili çalışmaları hayranlıkla izliyorum.

Bir gazeteci olarak kıskanacak kadar...

Muhabir arkadaşlarımız cephelerin en uç noktalarına gidip günlerce büyük zorluklar içinde çalışıyorlar.

Haberlerini, görüntülerini geçiyorlar.

Savaşta karşılaştıkları tehlikeler, zor yaşam koşulları onları yıldırmıyor.

Merkezdeki sunucular saatlerce ekranda kalıp haberleri sunuyorlar.

Doğrusu yaptıkları haberciliğe nicelik bakımından şapka çıkarıyorum.

Ancak...

Haberleri nitelik bakımından değerlendirdiğimde aynı hayranlığı duyamıyorum.

Tersine bir gazeteci olarak ciddi şekilde rahatsız oluyorum.

Çünkü haberler büyük bir abartı ile sunuluyor.

Hiçbiri meslek kurallarını akıllarına bile getirme gereği duymuyorlar.

Halkımızın da bundan şikáyetçi olduğuna tanık oluyorum.

Kiminle konuşsam, televizyonlardaki haberlerin kendilerini ruhen rahatsız ettiğini söylüyor.

Gerçekten de televizyonları seyreden herkesin sinirleri bozuluyor.

Haberler bu kadar abartılarak verilince bir ölçüde saptırılmış da oluyor ve en kötüsü insanlar gerçeği öğrenemiyorlar.

* * *

Peki bu neden böyle oluyor?

Bunun yanıtı tek: Reyting denen bela...

Bana göre bu reyting faciası televizyonları ve televizyoncuları tutsak almış.

Herkes reyting uğruna her şeyi yapıyor.

İnsanlar televizyonları izlememek için direniyorlar.

Bir veriye dayanmıyor ama ilginç bir gözlemim var.

Bu savaş süreci başladıktan sonra TRT'nin izlenme oranının arttığı yolunda bir izlenim ediniyorum.

Çünkü kiminle konuşsam TRT haberlerinden söz ediliyor.

Sanırım, TRT'nin haberleri abartmadan vermesi bunda büyük rol oynuyor.

Reyting uğruna televizyonlarımıza musallat olan abartı hastalığı insanlarımızın ruh yapısını olumsuz etkilediği gibi günlük yaşama da zarar veriyor.

Örneğin, piyasalarda haberler yüzünden iniş çıkışlar yaşanıyor.

Sonuçta spekülatörler kazanıyor. Televizyonlarımızı bu illetten ancak oluşturulacak bir öz denetim kurtarabilir.

Zaman geçirilmeden bu yapılmalıdır.

NOT YORUM

Bindiğimiz dalı kestik

İNGİLTERE maçında ne yazık ki bu büyük hatayı yaptık.

Milli Takım, kendini uzman sananlar tarafından günler önce galip ilan edildi.

Bizim futbolcularımız çok kolay etkileniyorlar.

Bu aşırı ve gereksiz pompalamanın zararını sahada gördük.

Rüştü, Alpay ve Bülent dışında hiçbiri kendileri gibi oynamadı.

Hakemle uğraşıp durdular.

Ergün gibi pohpohlamalara hiçbir zaman iltifat etmeyen o olgun adam bile bu rüzgárdan kendini kurtaramadı.

Spor yazarı arkadaşlar hiç değilse böyle önemli maçlardan önce spor yazarı sorumluluğu içinde hareket edebilseler ne iyi olur.
Yazarın Tüm Yazıları