Müslümanlar, Hıristiyanlar kadar demokrat (3)

ÜÇ gündür bahsettiğim Pipa Norris ve Ronald Inglehart'ın ortak makalesinde çıkan ve birbiriyle çelişir gibi gözüken sonuçlar şöyle:

1) Dünyadaki ülkelerin % 63'ü temsili demokrasiye sahip iken, Müslüman ülkelerin sadece % 23'ünde demokrasi var. Dünyadaki ülkelerin % 24'ü Müslüman iken, demokratik ülkelerin sadece % 9'u demokrat!

Arapça konuşan Müslüman çoğunluklu ülkelerde ise demokrasinin en basit kuralları bile geçersiz.

* * *

2) Öte yanda; 1981'den beri gerçekleştirilen, 75 ülke-250 bin deneği kapsayan devasa ‘‘Dünya Değerleri Araştırması’’na göre siyasal alanda Müslümanlar, Hıristiyanlar kadar demokratlar. Gerek demokrasi ideallerine olan inanç, gerekse demokrasinin perfomansına dair destek aynı seviyede.

Sadece Müslüman ülkeler, dini liderlerin otoritesine daha fazla riayet ediyorlar.

* * *

Müslüman ülkelerin büyük çoğunluğunun devletleri demokratik yönetime sahip değil ama millet sorunlarına çözümü demokraside görüyor.

Nasıl oluyor bu?

* * *

Kanımca:

1) Küreselleşme ve onu önüne katan bilişim fırtınası, sanayi üretimi ve bilgi teknolojisi üretimi gibi modern üretim tarzlarını Müslüman ülkelere henüz taşıyamasa da, bu üretim tarzlarının yol açtığı modern değerler sistematiğini, teknolojinin nimetlerini, tüketimin cazibesini, ama uydu TV'ler, ama Hollywood filmleri, ama internet vasıtasıyla taşıyor.

2) Millet, kim ne derse desin, demokrasinin, insan haklarının, modernitenin temel değerlerinin İslam dini veya onun kitabı Kuran ile çeliştiğini düşünmüyor (% 87).

3) Fark, Huntington efendinin zannettiği gibi siyasal değerlerde değil, sosyal değerlerde.

Evet, cinsel eşitliği kabul etmek, eşcinselliği hoş görmek, kürtajı tasvip etmek, boşanmayı onaylamak konularında Müslüman toplumlar, Hıristiyan toplumlara oranla çok daha tutucular.

4) Ancak, Batı'da da bu değerlerin yükselmesi; sanayi üretiminin gelişmesi, buna bağlı olarak kadınların üretim hayatına katılması, bu amaçla da eğitim almaya başlamalarıyla yakından ilgili.

Kadınlarla ilgili bu süreç Müslüman dünyada henüz başlamadı. Bizim gibi demokratik değerleri daha ileri bir ülke dahi tesettürlüyü içine alıp eğiterek ona ‘‘doğru yolu’’ göstermek yerine dışlıyor ve kadınları eğitim süreci dışında bırakarak sosyal alandaki bu geriliği körüklüyor.

* * *

Bu çalışmadan sonuçlar kendi temel tezimi destekliyor:

1) İslami demokrasi diye bir safsata yok. Demokrasi tek.

2) Ancak, araştırmanın siyasal değerler, sosyal değerler ikileminde görüldüğü gibi yaşanan Müslümanlığın türleri var. Pekálá, demokratik olmayan Müslümanlık olduğu gibi, demokrasiyi köküne kadar destekleyen, talep eden Müslümanlık da var. Ancak, demokrasiyi talep eden Müslümanlar kahir ekseriyet.

Benim ‘‘Demokratik İslam’’ tezim doğru.

3) Otokratik devlet ve demokrasiyi talep eden millet ikilemi Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da en geç önümüzdeki 10 yıl içinde büyük değişiklikler yaratacak.

4) Bu konuda Müslüman ülkelerin en avantajlısı olan Türkiye, bazı alanlardaki bağnaz politikalarını terk edebilirse, bu ülkelere hem model olabilir, hem de önder.
Yazarın Tüm Yazıları