Siyasi MOU'ya kalıcı işareti

Her iki taraf da Memorandum of Understanding'in (MOU) devam ettiği konusunda mutabık. Yani, bu anlaşmalar hálá masada duruyor.

Türk tarafı yeni bir tezkere çıkmaması halinde askeri anlaşma ile ekonomik anlaşmanın ortadan kalkabileceğini düşünüyor.

Ancak iş siyasi anlaşma metnine geldiğinde Türk tarafı bunun kalıcı olacağı görüşünde ve bu görüşün ABD tarafından da desteklendiği ifade ediliyor. Bunun gerekçesi, ‘‘ABD ile daha farklı zeminlerde anlaşmalar olabilir’’ diye dile getiriliyor.

Bununla da ‘‘Harekáta katılınmasa bile, hava sahası ve üslerin açılması bunun için yeterli görülüyor’’ mesajı veriliyor.

SELF DEFENCE

Her şeye rağmen Türk tarafı, ABD harekáta başlayacaksa ve harekát öncesi TBMM'de katılım yönünde bir karar alınmamışsa bile, operasyonun içinde yer alma kararlığında. Bunun gerekçesi, ‘‘Self defence’’ (kendini savunma) diye konuyor. Ve bu zorunluluk durumunda bile ABD ile birlikte hareket edileceği vurgulanıyor.

Halen Kuzey Irak'ta bulunan Türk askerinin durumu konusunda da, Irak'la yapılan ikili anlaşmalar öne çıkarılarak, ‘‘Kimse Türk askeri oradan çıksın diyemez. Çünkü onların orada olmasının Irak'a karşı bir operasyonla ilgisi yok’’ deniyor.

ABD HATA YAPTI

Başbakan Abdullah Gül, tezkerenin reddedilmesinde ABD tarafının hatalı olduğunu bu ülkenin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson'a aktarırken, hataları alt alta şöyle sıraldı:

Türkiye'deki güçlü kamuoyu tepkisini gözardı ederek, fazla ısrarcı oldunuz.

MOU'larda bizim bazı çekincelerimiz konusunda geç kaldınız.

MGK'nın, Cumhurbaşkanı'nın ve Meclis Başkanı'nın uluslararası meşruiyet araması da önemli bir faktör oldu.

Daha oylama sürerken Kuzey Irak'ta yaşanan gelişmeler, Türkiye'ye karşı gösteriler milletvekillerini etkiledi. ABD, bu konuda daha net tutum almalıydı.

En önemlisi de ABD basınındaki karikatürler hakaret içerikliydi. Milletvekillerinin ulusal duyguları nedeniyle tepkisini çekti. Ortaya sert bir muhalefet çıkardı.

GÖZLER AB'DE

ABD ile ilişkilerin tezkere nedeniyle zedelenmemesinden memnun olan hükümet çevrelerinin bir başka memnuniyeti de AB'den gelen mesajlarla ilgili.

Hükümet çevreleri, zaman vermemekle birlikte, ekonomiye de olumlu katkılar yapacak bazı güçlü işaretlerin AB tarafından verileceği beklentisinde.

Bir kaynak, ‘‘Sayın Başbakanımız Kopenhag'da Fransa ve Almanya'ya ‘Yarın Irak konusunda sizin bize, bizim de size ihtiyacımız olacak' mesajını vermişti. İşte bu gerçek oldu. Şimdi bize hak veriliyor’’ diyerek, Ankara’nın Brüksel'den beklentisini dile getiriyordu.