Turgut Yılmaz'ın ruh halleri (1)

PAZAR akşamı Habertürk'te yayınlanan Basın Kulübü programına katılan Turgut Yılmaz bende garip duygular uyandırdı, eskiden aklıma takılmış bazı soruları tekrar bilincime getirdi.

Programın bir noktasında Turgut Yılmaz bizzat:

- Her girdiğim yerde insanların % 50'si bana hırsızmışım gibi bakıyor, dedi.

Ben:

- Kamuoyu Mesut Yılmaz'ı unutmaya başlamıştı, bu açıklamalar neden şimdi yapılıyor, diye sorarken, birden esas nedeni kavradım.

‘‘Sürekli itham altında kalan bir insanın ruh halleri!’’

Turgut Yılmaz,
gittiği her yerde insanların yarısı ona hırsızmış gibi bakıyor, diye bir duygu içindeyse, bu bir psikolojik travmadır; Allah ona kolaylık versin!

Turgut Yılmaz'ı dinledikten sonra, TBMM'de Yolsuzluk Komisyonu kurulması gerektiğine bir kez daha iman ettim.

* * *

Öte yanda Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadaoğlu, AKP ve ANAP hakkında ‘‘usulsüzlük iddiaları’’ ile ilgili ‘‘çok gizli’’ bir soruşturma açmış.

ANAP ile ilgili Mavi Akım, Beyaz Enerji, Karadeniz Otoyolu İhalesi, Örümcek Ağı, Türkbank, Kurtköy dosyaları Güvenlik Daire Başkanlığı tarafından soruşturulmaya başlanmış.

AKP ile ilgili olarak da R.T.Erdoğan'ın belediye başkanlığı dönemi incelenecekmiş (Akşam, 7.01.2003.ss:12).

Bence bu soruşturma da çok hayırlı bir girişim.

Komisyon ve soruşturma sayesinde:

1) Yaş ve kuru ayırt edilecek.

2) Yapanın yanına kár kalmadığını görenler ileride daha dikkatli olacaklar.

Bu iki edinim de ülke için hayırlı olacak.

* * *

Bugüne kadar kimseyi şahsen rüşvet almakla suçlamayan ama geçen dönemin yolsuzluklar ekonomisi dönemi olduğunu ve döneme de Mesut Yılmaz'ANAP'ın damga vurduğunu ısrarla söyleyen bir kişiyim.

Ben elime belge verilmeden insanları şahsen suçlamayı etik bulmuyorum ve yolsuzuklar ekonomisi derken...

Kamu kaynaklarının şahsi tercihlerle, siyasiler tarafından babalarının malı gibi kullanılmasını kastediyorum.

Başkalarının kaynaklarını (milletin) başkalarının emrine (bazı işadamları) sunan siyasilerin ‘‘bal tutan parmak yalar’’ prensibine ne kadar sadık kaldıklarını ise bilmiyorum.

Zira, zina ekonomisinde genellikle zinanın belgesi olmaz! Kurunun yanında yaş da yanar!

Ben bir mantaliyeti anlatmaya çalışıyorum.

‘‘Biz her şeyin üzerindeyiz!’’ mantalitesi!

Sonradan travmatik ruh hallerine dönüşen mantalite!

* * *

Örneğin, kimsenin paraları cebe attığını katiyen iddia etmeden, ANAP Genel Başkan Vekili Ekrem Pakdemirli'ye soruyorum:

1) Göreve geldiğinizde bağımsız deneticilere, geçen dönemle ilgili yaptırdığınız araştırmada, 1.2 trilyon TL kapatılmamış avans bulundu mu?

2) Dönemin yetkilileri, bazı paraların parti propagandası yapması için Turgut Yılmaz tarafından bazı basın kuruluşlarına belgesiz, faturasız verildiğini ifade ettiler mi?

3) Çağrınız üzerine 1.2 trilyon avans, alındığından takriben 3 ay sonra, eski dönemin deneticileri tarafından yarısı fatura alınarak, yarısı da nakden ödenerek kapatıldı mı?

4) Nakden kapatılan avanslar için 3 aylık dönem faizi alındı mı?

5) Partinin yetkili organları bu harcama kalemlerine onay vermiş miydiler?

(Soru sormaya yarın devam edeceğim.)
Yazarın Tüm Yazıları