Bakan Tekin’in ‘gönüllü’ eşi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2002 14:00
Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin'in eşi, Gülgün Tekin, haftada iki gün 'Topkapı Fukaraperver Cemiyeti'nde gönüllü çalışıyor. Tekin, Cemiyete otobüsle geliyor, dernekte her türlü işi yapıyor.
Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin'in eşi Gülgün Tekin, diğer bakan eşlerinden farklı bir profil çiziyor. Ne beş yıldızlı otellerin çaylarında, ne defilelerde boy gösteriyor. Emekli eczacı Tekin, ‘‘Yardımın makbulu gizli olanıdır‘‘ sözünden hareket ederek haftanın iki günü, 94 yıldır ihtiyaç sahiplerine kesintisiz yardımda bulunan ‘‘Topkapı Fukaraperver Cemiyeti‘‘nde gönüllü olarak çalışıyor.
OTOBÜSLE GELİYOR
Tekin, Akbil'ini kullanarak belediye otobüsüyle Topkapı'daki Cemiyete gidiyor. 3-4 yıldır yardım ettiği cemiyette, bir haftadır gönüllü hizmet veriyor. Derneğe gönderilen kirli, temiz her giysiyi, ayakkabıyı elleriyle tek tek ayırıyor, yaşlı ve hasta kişilerle birebir görüşerek destek oluyor. Tekin, ‘‘İnsanlara yardım etmek farklı bir duygu. Bu insanlarla birlikte olursam, gerçekten onlara yardımcı olacağımı düşünüyorum. Şimdi, haftanın iki günü burada her türlü işi yapıyorum‘‘ diyor.
1908'de kurulan ve bugüne kadar onbinlerce insana yardım yapan 'Topkapı Fukaraperver Cemiyeti' bugüne kadar 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nde iki gün kapanmasının dışında tek gün kapısını kapamadı. Osmanlı İmparatorluğu zamanından, İstanbul'un işgaline, Birinci Dünya Savaşı'ndan, Cumhuriyetin ilan edilişine kadar tarihe tanıklık eden dernek, ilk günkü misyonuyla görevini sürdürüyor.
‘‘Hiç kimsenin kapısı çalınıp, dernek için yardım istenmeyecek‘‘ sözüne bugün de uyulduğunu söyleyen Cemiyet Başkanı emekli bankacı Müfit Yener şöyle devam ediyor: ‘‘Kimseyi yardıma mecbur etmiyoruz. Çay, balo yapmıyoruz. Yardım yapmak isteyen, gönülden yapsın istiyoruz. Yardımda bulunduğumuz insanların hiçbir yerden geliri olmayan insanlar olmasına özen gösteriyoruz. Bakacak kimsesi olmayan, çalışamayacak derecede yaşlı ve hasta olanlara destek oluyoruz.‘‘
HER GÜN EN AZ 10 KİŞİ
280 kişiye, aileleriyle bine yakın ihtiyaç sahibine ulaştıklarını söyleyen Yener, çarşamba ve cumartesi günleri ailelere gıda dağıtıldığını belirtiyor: ‘‘Yılda iki kez de giysi desteği veriyoruz. Takdir, teşekkür alan çocukların ailelerine para yardımı yapıyoruz. Hastaları bir doktor arkadaşımız muayene ediyor, eczacı arkadaşımız ilacını veriyor.‘‘
Cemiyetin 10 dükkanı ve bir dairesinden geliri olduğunu, ayrıca 20 kişinin de düzenli olarak bağışta bulunduğunu söylüyor: ‘‘Çalışanlarımızın tamamı gönüllüdür. Her gün 10 kişi bizden yardım ister. Ancak, bu kişileri araştırırız. Gerçekten ihtiyacı olanları belirleriz. Gülgün Hanım gibi gönüllülerimiz de gelir, bize destek olur. Altı ay gibi bir çalışmanın sonunda, bu gönüllü çalışanlarımızı üye olarak kabul ederiz.‘‘
Onbinlerce aileye yardım
Doktor Galip Hakkı Bey ile Eczacı Onnik Efendi'nin her gün 'onar para' koyarak 1908'de kurduğu 'Osmanlı Fukaraperver Cemiyeti Hayriyesi' bugüne kadar onbinlerce aileye yardım elini uzattı.
Dernek çalışma gücünü kaybetmiş, sosyal güvenlik kuruluşları ile ilişiği olmayan, bakacak kimsesi bulunmayan ve hiçbir geliri olmayan çalışamaz durumdaki yaşlılara ve yardıma muhtaç olan kişilere destek oluyor. Ailelere, belli bir inceleme sonucunda yardımda bulunuluyor.
OTOBÜSLE GELİYOR
Tekin, Akbil'ini kullanarak belediye otobüsüyle Topkapı'daki Cemiyete gidiyor. 3-4 yıldır yardım ettiği cemiyette, bir haftadır gönüllü hizmet veriyor. Derneğe gönderilen kirli, temiz her giysiyi, ayakkabıyı elleriyle tek tek ayırıyor, yaşlı ve hasta kişilerle birebir görüşerek destek oluyor. Tekin, ‘‘İnsanlara yardım etmek farklı bir duygu. Bu insanlarla birlikte olursam, gerçekten onlara yardımcı olacağımı düşünüyorum. Şimdi, haftanın iki günü burada her türlü işi yapıyorum‘‘ diyor.
1908'de kurulan ve bugüne kadar onbinlerce insana yardım yapan 'Topkapı Fukaraperver Cemiyeti' bugüne kadar 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nde iki gün kapanmasının dışında tek gün kapısını kapamadı. Osmanlı İmparatorluğu zamanından, İstanbul'un işgaline, Birinci Dünya Savaşı'ndan, Cumhuriyetin ilan edilişine kadar tarihe tanıklık eden dernek, ilk günkü misyonuyla görevini sürdürüyor.
‘‘Hiç kimsenin kapısı çalınıp, dernek için yardım istenmeyecek‘‘ sözüne bugün de uyulduğunu söyleyen Cemiyet Başkanı emekli bankacı Müfit Yener şöyle devam ediyor: ‘‘Kimseyi yardıma mecbur etmiyoruz. Çay, balo yapmıyoruz. Yardım yapmak isteyen, gönülden yapsın istiyoruz. Yardımda bulunduğumuz insanların hiçbir yerden geliri olmayan insanlar olmasına özen gösteriyoruz. Bakacak kimsesi olmayan, çalışamayacak derecede yaşlı ve hasta olanlara destek oluyoruz.‘‘
HER GÜN EN AZ 10 KİŞİ
280 kişiye, aileleriyle bine yakın ihtiyaç sahibine ulaştıklarını söyleyen Yener, çarşamba ve cumartesi günleri ailelere gıda dağıtıldığını belirtiyor: ‘‘Yılda iki kez de giysi desteği veriyoruz. Takdir, teşekkür alan çocukların ailelerine para yardımı yapıyoruz. Hastaları bir doktor arkadaşımız muayene ediyor, eczacı arkadaşımız ilacını veriyor.‘‘
Cemiyetin 10 dükkanı ve bir dairesinden geliri olduğunu, ayrıca 20 kişinin de düzenli olarak bağışta bulunduğunu söylüyor: ‘‘Çalışanlarımızın tamamı gönüllüdür. Her gün 10 kişi bizden yardım ister. Ancak, bu kişileri araştırırız. Gerçekten ihtiyacı olanları belirleriz. Gülgün Hanım gibi gönüllülerimiz de gelir, bize destek olur. Altı ay gibi bir çalışmanın sonunda, bu gönüllü çalışanlarımızı üye olarak kabul ederiz.‘‘
Onbinlerce aileye yardım
Doktor Galip Hakkı Bey ile Eczacı Onnik Efendi'nin her gün 'onar para' koyarak 1908'de kurduğu 'Osmanlı Fukaraperver Cemiyeti Hayriyesi' bugüne kadar onbinlerce aileye yardım elini uzattı.
Dernek çalışma gücünü kaybetmiş, sosyal güvenlik kuruluşları ile ilişiği olmayan, bakacak kimsesi bulunmayan ve hiçbir geliri olmayan çalışamaz durumdaki yaşlılara ve yardıma muhtaç olan kişilere destek oluyor. Ailelere, belli bir inceleme sonucunda yardımda bulunuluyor.