Yazık oldu dünyaya...

Birinci Körfez Savaşı'nın simgesi; Ti-Vi kamerasına teslim olmuş Iraklı askerler fotoğrafıydı, bu ikinci Körfez Savaşı'nın simgesi ise mavzer ile savaş helikopterini düşürmüş köylü fotoğrafı.

ABD'nin süper güç olduğu inancı on günde yıkıldı.

Silah teknolojisinin tartışılmaz üstünlüğü de.

Ne artık eski süper ABD var, ne evrensel hukuka duyulan o güven, ne de uzaydan yönetilen, kibrit kutusunu görüp yok eden silah hikáyelerinin meraklı dinleyicileri...

Her şey tepetaklak...

*

Bağdat yerine bizim Urfa'nın tarlalarını havaya uçuran ‘‘hedeften şaşmayan akıllı’’ füzeler...

Birbirlerini vuran koalisyon askerleri...

Biyolojik saldırıyı öğrenmek için elinde kuşla dolaşan süper güç komandoları...

Nehir-dağ dinlemeyen, ama yol biraz çamur olunca yürüyemeyen nükler tanklar...

İran-Irak savaşının o ünlü palavralarını aratmayan, her gün ‘‘Basra'yı aldıklarını’’ yeniden dünyaya duyuran Amerikalı-İngiliz generaller...

‘‘Irak halkına barış ve demokrasi getiriyoruz’’ diye diye vurmadık çocuk bırakmayan süper güç...

*

Bence; Ortadoğu'ya yeniden şekil vermeye gelen ABD, kendi şeklini yitirdi.

İtibar; yerle bir...

Saygınlık; sıfır...

CNN'in yerini dahi El Cezire Ti-Vi kapıverdi...

Süper güç; ahlak ve teknolojide artık süper-müper değil...

Ama asıl felaket:

Teröre güç verdiler...

İkiz Kuleler'in vurulmasından sonra teröre karşı büyük nefret duyan dünya kamuoyu, bu kez terörü yok etmek için buralara gelen ABD güçlerinin kaybetmesini istemiyor mu?

Süper güce karşı ‘‘demek ki terörden başka bir yolun olmadığını’’ düşünenlerin sayısı az değil.

*

İslami terörü artık kim tutar?

Şımaran, onurlandırılan, eline bahaneler verilen, yeni yeni efsanelere kavuşan, küstahlaşan o kanlı terörü kim durdurabilir.

Yazık oldu dünyaya.

Yazık...