Seçimden AKP çıkarsa ne olacak?

Bu soruyu çeşitli kurum ve kesimlere sordum. Avrupa Birliği ve Washington’un tutumlarının ne olacağını; Türkiye’nin laik çevrelerinin sözcüsü durumundaki TSK’nın bu olasılığa nasıl baktığını araştırdım. İlgileniyorsanız bu köşe’yi okuyun.

Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) seçimleri önde bitirecek partilerin başında geldiği artık anlaşıldı. Henüz bilinmeyen, AKP’nin kaç milletvekili çıkaracağıdır. Acaba tek başına iktidar olabilecek kadar sandalye sahibi olabilecek mi, yoksa olası bir koalisyonun büyük ortağı olarak mı kalacak? Bunu 4 Kasım sabahı anlayabileceğiz.

Özetle, Türkiye AKP’li bir sürece giriyor.

LAİK ÇEVRELERİN SÖZCÜSÜ TSK NE DİYOR?

Türk Silahlı Kuvvetleri, bu ülkedeki laik kesimin sözcüsü durumuna girmiştir. Yıllar içinde, Türkiye’deki laik sistemin zedelenmemesi, şoklara karşı korunması görevini daha da belirgin şekilde yüklenmiştir. Ancak son 10-15 yılda ilginç bir gelişme yaşanıyor. Laiklik konusundaki kararlar eskiden ağırlıklı olarak TSK emir komuta zinciri içinde alınırdı. Son dönemlerde bu kararlar, sivil laik kesimlerden etkileniyor.

Sivil laik kesimlerin sesi daha fazla dinleniyor. Sivil kesimlerden gelen baskılar daha etkili oluyor ve sonunda Genelkurmay, kendi içinden gelen veri ve görüşleri de değerlendirip bir hareket tarzı saptıyor. Bu hareket tarzı, Adalet mekanizmasını, medya’yı, laik sivil toplum örgütlerini, bilim ve entellektüel kesimleri harekete geçiriyor. Yani emme basma tulumbası gibi, siviller hem kararı etkiliyor, hem de sonraki harekat şekline katılıyorlar. Sanki ortak bir Asker-Sivil korunma mekanizması kurulmuş gibi...

Bu çevreler AKP’ye zaman kredisi açmış durumdalar. Rahat değiller, ancak Erbakan’ın Refah’ı dönemindeki gibi rahatsız da değiller.

Tayyip Erdoğan ve AKP listelerinde bulunan eski Milli Görüşçülerin ne yapabileceklerini kuşkulu şekilde izlemeye hazırlanıyorlar.

Eğer AKP tek başına iktidar olursa, duyarlığın ölçüsü daha fazla artacak, antenler daha fazla uzanacak... Eğer AKP, CHP ile bir koalisyon kuracak durumda kalırsa, biraz daha rahat izlenecek.

Gerisi, tamamen AKP kadrolarının ve Devlet yönetimine gelecek kişilerin tutumlarına, sözlerine kalacak.

Erbakan döneminin hataları, gereksiz açıklamaları tekrarlanmaya başlanırsa sancılar başlayacak. Özetle, seçim sonrasındaki gelişmeler tamamen AKP kadrolarının tutumuna endeksli olacak.

PİYASALAR DA BEKLEMEDE...

Laik sistemin dışındaki bir diğer bekleme de iç ve dış piyasalarda var.

AKP’nin seçim kampanyası sırasındaki performansı, özellikle ekonomik politikalar açısından, bazı iç ve dış çevreleri hiç tatmin etmedi.

AKP’nin dünya gerçeklerini henüz yeterince göremediği, deneyimsiz kişilerin ürettikleri ekonomik ve mali politikalarla dengeleri bozabileceği görüşü hakim.

Bu konuda da nasıl hareket edileceği, 4 Kasım sabahı çıkacak manzaradan sonra belli olacak. AKP tek başına iktidar olursa rahaksızlıklar artacak, CHP ile koalisyon kurma durumunda kalırsa kaygılar azalacak. Zira o aşamada devreye Kemal Derviş’in adı girecek.

AVRUPA BİRLİĞİ NE YAPACAK?

Seçim sonuçlarını merakla bekleyenlerin başında Avrupa Birliği de var. Devlet Başkanlarından, AB Komisyonunun en yetkisiz memuruna kadar herkes, “önce seçim sonuçlarını görelim, ardından Kopenhag’daki tarih verme konusuna bakarız” diyor. Genelde de AKP’yi “ılımlı islam” diye niteliyorlar.

AB, Türk seçimlerinde sandıktan tek başına AKP veya AKP-CHP çıkacağını görüyor.

AKP-CHP olasılığı, Brüksel’i rahatsız etmeyecek. Özellikle Kemal Derviş’li bir CHP yeterli bir güvence sayılıyor.

AKP’nin tek başına iktidar olması ise, AB’deki soru işaretlerini arttıracaktır. AB konusunda tam destek vereceğini söylemesine rağmen, AKP hala kapalı kutu olarak görülüyor.

Abdullah Gül’ün Brüksel’e gidip politikalarını anlatmasına rağmen, AB “uygulamaya” bakacaktır. Bundan dolayı da, Kopenhag’da tarih verme konusunda dahi hasis davranacaktır.

WASHİNGTON’DA BEKLEMEDE...

AKP’nin tutumunu en yakından izleyen, her söylediğini analiz eden başkentlerin başında Washington geliyor. Hele siyasi İslama karşı özel bir duyarlık gösteren Bush yönetimi, açıkça iğne üstünde oturuyor.

ABD içinde, AKP bugün için “ılımlı İslam” olarak niteleniyor. Tayyip Erdoğan ve AKP kadroları bu sınırlar içinde kalırlarsa pek sorun olmayacak, aksi halde gerilim başlayacaktır. Washington, tüm etkileme gücünü kullanıp laik çevrelerin AKP’yi dışlaması için harekete geçecektir.

Anlayacağınız, Türkiye’nin istikrarı ve AKP’nin geleceği, tamamen bu partiyi yönetecek kişilerin tutumlarına, kafalarını değiştirmelerine, sistemi değiştirmeye kalkmamalarına bağlıdır.

Eğer Erbakan’ın hatasını işlerlerse, Türkiye’de bir süre için istikrar bozulur, ekonomik kriz derinleşir, ancak ülke orta vadede kendini kurtarır. AKP ise tarihe gömülüp, yok olur...
Yazarın Tüm Yazıları