Vesayetsiz Anayasa!

Güncelleme Tarihi:

Vesayetsiz Anayasa
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2001 00:00

TBMM, 17 Eylül 2001 tarihinden itibaren çok önemli bir dönemece imza atmaya hazırlanıyor: TBMM yıllardır ilk defa kendi sivil Anayasa'sını yapmaya soyunuyor.* * *Temel hedef, vatandaşa karşı devleti koruyan Anayasa kavramından vazgeçip, üstün yetkileri nedeni ile milletin haklarını iğfal edebilme ihtimali olan devlete karşı vatandaşı koruyacak Anayasa'yi yaratmak olmalıdır.Muasır medeniyetin kazandığı içerik budur.* * *Çok önemli bir diğer hedefi de TÜSİAD formüle ediyor:‘‘Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalı.Kuraldışı, hatta rahatsız edici fikirler de dillendirilebilmeli.’’* * *TBMM'nin yapacağı devrimin özü, rejimin ruhuna getireceği yeni şekildir. Bu da Türkiye'yi, tüm uluslararası akademik çevrelerde nitelendirildiği şekilde, ‘‘askeri vesayet altında demokrasi’’ kategorisinden kurtarmak olacaktır.Uluslararası arenada ülkemizin sırtına yüklenen en büyük yük bu sınıflamadır.Bu kategorideki bir Türkiye'nin muasır medeniyeti hedeflemesi, çağdaş ülke sıfatını kazanması, 1. ligde kalması, AB üyeliğine soyunması mümkün değildir.O halde TBMM'nin görevi; tüm dünyaya, hiçbir vesayet ve telkin altında kalmadan kendi sivil Anayasa'sını yapmış bir ülke görüntüsü vermektir.* * *TSK'nın görüş bildirme hakkını inkár etmiyorum. Bir ülkede, her türlü kurumun ülke ile ilgili görüş beyan etmesi sadece doğaldır.Anayasa konusunda öğretim üyeleri, yazarlar, gazeteciler, hukukçular, TÜSİAD, MÜSİAD kadar, TSK'nın da görüş bildirme hakkı vardır.Önemli olan, bu görüş bildirme hakkının diğer kurumlar seviyesinde bir hak olmasıdır.Daha önemlisi de; tüm uyarı ve önerileri dinleyecek TBMM'nin -milli iradenin- , hiçbir şaibeye, gölgeye yol açmadan, en üst makam olarak son sözü söylediğinin tüm dünyada genel kabul görmesidir.* * *Basına yansıdığına göre, TSK Anayasa değişikliği paketindeki 13, 14 ve 26. maddelerde çekince duyuyor.Teklife göre, madde 13'te temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması kapsamı daraltılırken; TSK, ‘‘laik düzenin’’ sınırlama içinde kalmasını istiyor.Madde 14'te bu sefer temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmasındaki sınırlamalar daraltılıyor. TSK ise ‘‘başkalarını tahrik ve teşvik edenlerin’’ sınırlama dışında kalmasını istiyor.Madde 26'da ise düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti kapsamında yapılacak değişiklik ile ‘‘yasak dil’’ kalmayacağı için Kürtçe serbestleşiyor. TSK hem bu duruma itiraz ediyor, hem de ‘‘demokratik cumhuriyetin korunması’’ ibaresinin önüne ‘‘laik’’ kelimesinin de eklenmesini istiyor.MGK'nın yapısını sivil üyeler lehine düzenleyen ve kararları ‘‘öncelikli dikkate alınır’’ hükmünden ‘‘değerlendirilir’’ seviyesine indiren madde 118'e karşı TSK'nın tavrı ise açık değil!* * *TBMM'nin sayın üyeleri, parti ayrımı gözetmeksizin, çok önemli bir sınavın eşiğindeler.Vesayeti, hukukun üstünlüğüne devretmek onların elinde.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!