Ver Hırvatistan’ı al Türkiye’yi

OSMANLI topu eritiliyor, kilise çanı olarak yeniden dökülüyor, Viyana’nın en ünlü kiliselerinden birine yerleştiriliyor.

Viyana’nın tepelerinden kentin merkezine inen caddelerden birinin adı, Türk Siperleri Caddesi.

1683’de Viyana’yı ikinci kuşatmadan kurtaran Jan Sobjeski’nin heykeli, en fazla ziyaret edilen yerlerden biri.

Türk kahvesinin yanında bir bardak su ile servis edildiği tek Avrupa ülkesi Avusturya.

19. Yüzyılın Avusturya Macaristan İmparatorluğu rüyasıyla hala yaşayan ülke, yine Avusturya.

Tarihten gelen Türk kabusu günümüzde aşırı milliyetçi duygularla pekişiyor. Buna Avusturya’nın başka AB ülkelerince taşaron olarak kullanılması ekleniyor. Ve bizi AB kapısında çok ciddi zorlamayla karşı karşıya bırakıyor.

TEMİZ KAĞIDI

17 Aralık’ta verdiği sözü, Batı’nın değer yargılarını ayaklar altına alarak unutan, Türkiye’ye bugün normalin ötesinde güçlük çıkartan Avusturya’nın derdi, sadece Türkiye’yi engellemek değil. Aynı zamanda, İngiltere ile Hırvatistan pazarlığı yapmak. Lüksemburg’da kapalı kapılar ardında, bir de bu pazarlık yürüyor.

Eski Avusturya Macaristan İmparatorluğu hayali, Viyana’da Hırvatistan’ın AB’ye kabulünü ön plana çıkartıyor. İngiltere buna karşı çıkıyor. Karşı çıkmasının nedeni, Hırvatistan’lı bir generalin savaş suçlusu oarak aranması.

Konuyu Uluslararası Adalet Divanı adına, İsviçre’li bir kadın hukukçu araştırıyor. Generalin bulunmasıyla ilgili olarak, kadın hukukçu ‘Hırvatistan yardımcı olmuyor’ diyor. Londra ise, Hırvatistan’dan temiz kağıdı istiyor.

Hırvatistan’ı AB’de görmek için canını dişine takan Avusturya, İngiltere’nin bu direnişine Türkiye restiyle karşılık veriyor. ‘Ver Hırvatistan’ı, al Türkiye’yi’ bilek güreşi.

ANKARA’NIN NATO DİRENİŞİ

Ankara ise, verilen sözlerin bu ölçüde yüzsüzce unutulması karşısında, uzun süredir ilk kez geri adım atmıyor. ‘Yeter artık’ parolasıyla.

Bu parolanın somutlaştığı konu, AB’nin Çerçeve Belgede Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliğinde ısrarı karşısında, ‘hayır’ demesi. AB, Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliğine alınmasını, bu yönde söz vermesini ve Türkiye’nin veto hakkından vazgeçmesini istiyor.

Oysa, Ankara’nın Kıbrıs sorununda elindeki önemli kozlarından biri bu. Böyle bir kozu, daha ilk aşamada harcamayı aklının köşesinden geçirmiyor. Ve doğru yapıyor.

Lüksemburg’da Viyana’nın direnişi var, ama bunun karşısında da, Ankara’nın direnmesi var. Haberler hep Viyana’nın iknası noktasında toplanıyor. Ama, bir başka diplomatik trafik, Ankara’nın bu konuda iknasında yoğunlaşıyor.

Avrupa’da adı bile geçmeyen, bu kompleks altında kıvranan Avusturya’nın eline şimdi bir fırsat geçiyor. AB’deki veto hakkını kullanarak, dünya aleme, ‘bakın, ben ne kadar önemli bir ülkeyim’ mesajı verme gösterisinde.

Merkel’in vazgeçme sinyali

İMTİYAZLI ortaklık
formülünün mucidi, Hıristiyan Demokrat lider Merkel şu sırada, partisi içinde güç günler yaşıyor. Çevresi, seçimi kaybetmesinde Merkel’in bu formülünün önemli rol oynadığını düşünüyor.

Geçen hafta İstanbul’a yakın bir yerde, bir Alman vakfının toplantısı yapılıyor. Buraya Almanlar ve Türkler katılıyor. Almanlar arasında Hıristiyan Demokratlar da var.

Seçim sonrasının geniş özetini aktardıktan sonra, Almanlar’ın bu toplantıda dile getirdiklerine göre, Merkel, Türkiye için imtiyazlı ortaklık formülünden vazgeçme eğiliminde.

Avusturya’daki seçimde iktidardaki Avusturya Halk Partisi altmış yıldır yönettiği eyalette seçim kaybediyor. İmtiyazlı ortaklığı savunma şampiyonu şimdi Viyana. Bu formülü savunarak, halkın karşısına milliyetçi bir tutumla çıkmak, Almanya’dan sonra Avusturya’da da iktidara yaramıyor.

Merkel’in bu dersi alması için, seçimi kaybetmesi gerekiyor. Kaderin cilvesi, aynı dersi önceki gün Avusturya Başbakanı Schüssel alıyor.
Yazarın Tüm Yazıları