Vay canına neler oluyormuş

ŞİMDİ sıkı durun.

Tüylerinizi diken diken edecek bir olayı anlatacağım.

* * *
Çok ünlü bir siyasetçi.
Devletin en zirve noktalarında oturuyor.
2002 yılından itibaren, kendine “zehir hafiyelerden” oluşan “özel mi Özel” bir istihbarat örgütü kurmuş.
Dört kişilik örgütün birinci elemanı, devletin istihbarat teşkilatının başı.
Onun yanında içişleri bakanı ve emniyet genel müdürü yer alıyor.
Dördüncü eleman ise başkentin polis müdürü.
Bu dört kişi, her sabah 24 saatlik istihbarat raporunu iktidarın başındaki kişinin önüne koyuyor.
Önüne konan istihbarat arasında, kendine rakip olabilecek siyasi kişilerin özel hayatları ile ilgili bilgiler var.
Mesela bir gece önce bir siyasetçi, yanında bir kadınla polis kontrolüne mi takılmış; ertesi gün, o bilgi  “liderin” önüne konuyor.
İstihbarat dosyada bekletiliyor.
O siyasetçi biraz yükselmeye başlarsa, dosyadaki bilgi yakın gazetecilere “servis ediliyor”.
Size tanıdık geldi mi?
* * *
Yok yok, korkmayın, anlattığım yer Türkiye değil!
Fransa...
“Le Monde” gazetesi geçen salı günü, pek alışılmadık bir yazı yayınladı.
Başlığı da ilginçti:
“Siyasi ahlak polisi”.
Üstbaşlığı da şöyleydi:
“Polis, Elysee Sarayı’na, kişilerin özel hayatları ile ilgili bilgi veriyor.”
Cumhurbaşkanı Sarkozy, 2002 yılından beri, kendine rakip gördüğü siyasi kişiler hakkında bilgi topluyormuş.
* * *
Gazete daha da ileri gidip şunu yazıyor:
“Sarkozy, IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın özel hayatı ile ilgili her şeyi biliyordu”.
Gazete bu bilgiyi nereden biliyor diye sorarsanız, cevabı şu.
Cumhurbaşkanına yakın bir kaynak, geçtiğimiz aylarda “Le Monde’a” bile, Strauss-Kahn hakkında bir bilgi notu iletmiş.
Sistem şöyle çalışıyormuş.
? Sarkozy içişleri bakanı olduktan sonra, kendisine sıkı sıkıya bağlı dört kişilik bir ekip kurmuş. Ekip, yukarıda saydığım kişilerden oluşuyormuş.
ANTETSİZ KÂĞITLAR: Ekip, siyasetçilerin özel ilişkileri ile ilgili bilgileri, antetsiz ve isimsiz, imzasız kâğıtlara yazarak Sarkozy’ye sunuyormuş.
Bu kâğıtlara “Blanc” (Beyaz) deniyormuş.
GARDIROBA BAKIN: “Özel istihbarat” biriminin hangi ayrıntılara kadar indiğini gösteren en güzel örnek de şu.
Geçen başkanlık seçiminde, Sarkozy’nin karşısında Sosyalist Parti’den başkan adayı olan Segolene Royal’in, gardırobundaki elbiselerin nereden alındığını, kaç para ödendiğini bile çıkarmışlar.
GECE KULÜPLERİ: Bütün gece kulüpleri, gelen siyasiler hakkında bu örgüte bilgi veriyormuş.
Sarkozy özel istihbarat örgütü, kendi partisindeki siyasetçileri bile takip ettiriyormuş.
KENDİ PARTİSİNİ DE: Mesela, bir ara şüphelendiği Adalet Bakanı Raşida Dati’yi de izletmiş.
Ancak kendisinden önceki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da aynı şeyleri yapıyormuş.
CEVILIA’NIN AŞKI: Sarkozy’nin eski eşi Cecillia’nın başka bir erkekle ilişkisini, Chirac’a bağlı bir polis müdürü basına sızdırmış.
- Önemli bir ayrıntı: Dikkat edin her şey var, ama kaset yok.
* * *
Yarım yüzyıl boyunca demokrasiye en büyük tehdidin “askerden” geldiğine inandık.
Asker artık, bir daha geri dönmemek üzere kışlasına çekildi.
Peki demokrasi üzerindeki tehditler kalktı mı.
Kalkmadı, tam aksine büyüdü.
Demokrasi üzerindeki asıl büyük tehdit şimdi başlıyor.
Siyasi eliti, telefon konuşmaları, imzasız ihbar mektupları ve kaset kâbusu ile tir tir titreyen bir ülkede demokrasi olmaz.
“Olur” diyen varsa, biliniz ki, o çetenin başında kendisi oturuyor demektir.
SONSÖZ: Ama kimse unutmasın. Hayatın diyalektiği burada da işleyecektir.
Her kaset çetesi, kendi karşıtını da yaratacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları