Van’daki torpil daha kuvvetliymiş!

AHMET Türk’ün yumruklanmasının ardından Samsun Emniyet Müdürü görevinden alınmıştı.

Haberin Devamı

Son çıkan kararnameye göre, Kayseri Emniyet Müdürü de, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın yumruklanması nedeniyle görevden alınmış oldu.

Söz konusu emniyet müdürlerini tanımam, kişisel olarak onlarla bir meselem de yok.

O makamlara gelebildiklerine göre, mesleklerinde başarılı olduklarını da düşünürüm.

Ama bu görevden alınmaları normal karşılıyorum. Olması gereken budur. Etkin bir kamu yönetimi böyle gelişir.

Ancak Van Emniyet Müdürü’nün, Deniz Baykal’a karşı girişilen saldırıya rağmen hâlâ görevde kalabilmiş olmasını da anlayabilmek mümkün değil .

Van’daki olayın o şekilde gelişebileceğini tahmin edip önlem almak, Samsun ve Kayseri’deki bireysel saldırılara göre daha mümkün olabilecek bir durumdu.

Haberin Devamı

Ama nedense Van Emniyet Müdürü yerinde duruyor. Belli ki onun torpili, diğerlerinden daha etkiliymiş!

Demokratik bir ülkede, bu tür asayiş sorunları nedeniyle emniyet müdürleri görevden alınıyorsa, bunun bir de siyasi sorumlusunun olması gerekir.

O kişileri seçip, o makamlara atamaya karar veren siyasi kişilik, yaptığı atamalardaki yanlışlıkların da hesabını vermek zorundadır.

İçişleri Bakanı, yaptığı hatalı atamaların hesabını vermek durumunda olmalıdır.

Bunun yolu da istifadan geçer. Bizim ülkemizde bu yola pek yüz veren olmuyor. Ama bildiğimiz bütün demokrasilerde bu iş böyle işler!

Üçüncü köprünün yeri yanlış


İSTANBUL Boğazı’
na yapılacak üçüncü köprünün geçeceği yer artık kesinleşti gibi.

Ulaştırma Bakanı’nın açıklamasından anlıyoruz ki üçüncü köprü, Boğaz’ı kuzeyden geçecek ve esas amacı transit geçişi sağlamak olacak.

Açıklamalara göre böylece öteki köprülerdeki trafiğin yüzde 10 kadar hafiflemesi bekleniyor.

Transit trafik yüzde 3’ü bulmazken, trafik nasıl yüzde 10 rahatlayacak, gerçek bir bilmece! “Boğaz’a yeni köprü yapılmasın” gibi bir kesin tavır içinde olanları bir kenara bırakalım.

Boğaz’a üçüncü köprü yapmak isteyenlerin iki şeye önem vermesi gerekiyor:

1- Kent içi ulaşımı rahatlatsın.

2- Kentin gelişimini bozmasın, tarihi ve doğal dokuya zarar vermesin, yeni sorunlar yaratmasın.

Haberin Devamı

Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki Boğaziçi Köprüsü, kentteki mekânsal yapıyı en hızlı değiştiren unsur olmuş, birinci çevreyolu kent içi ulaşım ağının omurgası haline gelmiş. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve çevreyolları, kenti kuzeyden çevreleyecek transit bir kuşak olarak düşünülmüşken bunda başarılı olunamamış ve kısa süre sonra yerleşmeler bu aksın kuzeyine sıçrayarak her iki yakada da kent kuzeye, orman ve su havzalarına doğru yayılmaya başlamış. İkinci çevreyolu civarındaki yapılaşmaların önemli bölümünün “kaçak yapılaşma” olduğunu da hatırlayalım.

“Transit geçecek” denilen üçüncü köprünün de benzer bir sonuç yaratmayacağını kim iddia edebilir?

Haberin Devamı

Sonuç olarak bu kentte aynı insanlar yaşıyor, aynı yönetim anlayışı hâkim. Siyaset, oy hesabıyla her şeye göz yummaya hazır!

Çok geçmeden İstanbul’un ormanlarının ve su kaynaklarının yerleşim alanı olacağını göreceğiz.

İşe yarar mı bilmiyorum ama yine söyleyelim:

Raporlar gösteriyor ki İstanbul’un trafiğini rahatlatacak üçüncü köprü geçişinin kentin iki yakasındaki raylı sistemlerle bağlanacak raylı geçişe olanak sağlaması gerekiyor.

Yeni plan buna olanak vermiyor. Bu köprü, sadece zamanında güzergâhı “tahmin edip” arazi kapatanlara yarayacak. Bu “öngörülü” yatırımcıların kimler olduğunu da yakında öğreniriz.

Demokrasi mücadelesinin zaferi

BUGÜN 1 Mayıs İşçi Bayramı, 32 yıl aradan sonra Taksim’de kutlanacak.

Gazeteler böyle yazıyor, yetkililer böyle demeçler veriyor.

Cümleyi “32 yıl sonra ilk kez izin veriliyor” diye kurmak daha doğru.

Ve aynı zamanda bunca yıldır her türlü şiddeti göze alarak Taksim’de kutlama yapmayı göze alanların da haklarını teslim etmek anlamına da geliyor .

Haberin Devamı

Onlar o şiddeti göze alamamış olsalardı, bugün Taksim’de bir İşçi Bayramı kutlaması da söz konusu olmazdı.

Demokratik hakların, bazen uzun mücadeleleri göze alarak kazanılabileceğini gösteren bir örnek oldu bu.

Hükümeti de, geçmiş inadını bir kenara bırakarak bu bayramın kutlanmasına izin verdiği için kutlamak gerek. Belli ki her sene 1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşananlardan onlar da derslerini çıkarmışlar. Bu bayramın huzur içinde kutlanmasını diliyorum.

 

Yazarın Tüm Yazıları