Vakko’nun “sağlıklı ipek” makinesine TÜBİTAK desteği

Vakko kumaş üzerine baskının yani emprimenin ustası.

Haberin Devamı

Hatta emprime ustalığında dünyanın sayılı firmaları arasında.

1938 yılından beri ipek üzerine emprime yaptığını düşünürseniz bunda şaşacak bir şey yok.

Vitali Hakko’nun Bursa’ya gidip bizzat ipek kozalarını seçtiği günlerden Çin’den ham ipeğin satın alındığı günlere geldik.

Emprime tekniği de çok gelişti ama bu beraberinde boya baskıyı sabitleme, ipeği yumuşatma gibi işlemlerde daha fazla su, elektrik ve kimyasal kullanımını getirdi.

Ne yaparsak yapalım günümüzde kimyasaldan kaçış zor.

Vakko kimyasalın zararını nasıl en aza indiririz diye çalışmalarına yıllar önce başlamış.

5 yıl önce emprimelerde kullandığı boyanın insan sağlığına zararı olmadığını ilişkin “Ötoteks” Belgesini almış.

Kumaşta ve özellikle ipekte iş bununla bitmiyor tabii.

Dokunduğunuzda fark ettiğiniz ipeğin yumuşaklığı da bazı kimyasal işlemleri gerektiriyor.

30 yıldan beri Vakko’nun Emprime Bölümü’nün başında olan Sadık Korkmazel ve ekibi ipek kumaşını yumuşatırken kimyasalları yüzde 95 oranında azaltan bir makineyi geliştirmiş.

TÜBİTAK’ın da “sanayiyi geliştiren yenilikçi projeler” kapsamında desteklemeye değer bulduğu “tuşe makinesini” merak edince Vakko’nun Esenyurt’taki üretim tesislerinin yolunu tuttum.

Vakko İletişim Direktörü Meltem Kazaz, İT ve Operasyon Grup Başkanı Bahise Kurt ve işin tam göbeğindeki Sadık Korkmazel eşliğinde baskılı ipeği “ahtapot döver gibi” yumuşatan makineyi yerinde gördüm.

Anladığım kadarıyla kumaşı yumuşatmak için “ahtapot yöntemi” kullanılıyor.

Ancak ipek gibi nazik bir doku için bu iş oldukça riskli ve Sadık Korkmazel ile ekibinin geliştirdiği makine bu işe son derece yumuşak darbelerle yapıyor.

TÜBİTAK’ın desteğini alan makine kimyasal kullanımını bertaraf ettiği gibi suda yine yüzde 95, elektrik tüketiminde ise yüzde 36 tasarruf sağlıyor.

Korkmazel, çeşitli üniversitelerin tekstil bölümleriyle geliştirip tasarladığı “tuşe makinesi”nden oldukça memnun.

Makine eşarp üretiminde kullanılan ipeği yumuşattığı gibi, gömlek ve elbise ipeğini de yumuşatabiliyor.

Esenyurt tesislerini gezdiğimde 2013 yaz sezonunun eşarpları ve THY hosteslerinin kullandığı ipek fularlar işlem görüyordu.

Vakko yılda 400 bin eşarp üretiyormuş.

Dikkat ettiyseniz bu eşarpların kenarları el dikimi.

Bunları kadınlar evlerinde yapıyormuş.

Teknoloji ne kadar gelişse de şükür “son dokunuş” daima insanın.

Girişimci değilsen fikrin 1 dolar

Haberin Devamı

İDDAA, Deniz Taksi, OGS gibi yenilikçi projelerin arkasındaki isim Alphan Manas, Urla Şarapları’nın ortaklarından İzmirli iş insanı Bülent Akgerman, Faruk Eczacıbaşı gibi isimleri bir araya getiren nedir?

25. şubesini geçtiğimiz günlerde İstanbul’da açan “Melek Yatırımcı Ağı” Keiretsu Forum desem zor anlaşılabilir sanırım.

Melek Yatırımcı Ağı” paraya gereksinimi olan girişimcilerle sermayed^arları buluşturan bir oluşum.

Keiretsu Forum ise bu oluşumların en büyüğü.

Bu foruma üye olmak ve destek arayışındaki yenilikçi, katma değeri yüksek projelerden haberdar olmak için yılda 3 bin dolar ödemek gerekiyor.

Maddi olarak destekleyeceğiniz bir projenin 1’e 15 kazandırması pek^al^a mümkün.

Bülent Akgerman örnek veriyor:

AİDS gibi ölümcül bir virüs olan MRSA ile mücadele etmek için bir ilaç geliştirmiş olan küçük ölçekli bir Amerikan ilaç şirketi destek arayışında.

Minimum 25 bin dolar katkıyla bu firmaya destek olduğunuz takdirde birkaç yıl içersinde hayli kazançlı çıkabilirsiniz.

Yine Manas’ın verdiği örneğe göre Sun Microsystems’in kurucularından Vinod Khosla 12’ye yakın küçük şirkete yatırım yapmış.

Manas, Akgerman ile aynı masayı paylaştığımız Keiretsu CEO’su Randy Willams’ın dediği gibi “girişimci değilsen fikrin sadece 1 dolar”.

Fikrin var paran yoksa imdada “melek yatırımcı” yetişiyor.

Yazarın Tüm Yazıları