Vakit’te bir okur yorumu: Allah Kraliçe’den razı olsun

Vakit gazetesinin internet sitesi Habervaktim’de enteresan bir kıyaslama vardı geçen gün:

İngiliz Ordusu ile Türk Ordusu’nun mukayesesi...

Habere göre...
İngiliz Ordusu’nda örtü yasağı yokmuş, dua etmek serbestmiş, savaş gemisinde bile mescit bulunuyormuş...
Buna mukabil Türk Ordusu, cami bombalama, Müslüman olmayan Türkiye vatandaşlarına suikast düzenleme gibi korkunç ifadelerin yer aldığı darbe planlarıyla gündemden düşmüyormuş.
İki ordu arasındaki kıyaslama haberinin altında ise çeşitli okur yorumlarına yer verilmiş.
Okur yorumlarından birinin başlığı şöyle:
“İngilizler İslam dostudur.”
Cümlenin altındaki yorum ise şu şekilde:
“İngiltere’de sarıklı, cüppeli, takunyalı, poturlu dolaşmak serbesttir. Şeriat mahkemeleri vardır. Allah Kraliçe’den razı olsun.”
Sanırım bu yorumu, Vakit gazetesinin okurlarına sağladığı bilincin dışa vurumu olarak yorumlayabiliriz.
Ne diyelim?
En iyisi ben de bir dua edeyim:
Hay Allah müstahakınızı versin!

Aktörleriyle 28 Şubat

KARADAYI: Dönemin genelkurmay başkanıydı. Milli Güvenlik Kurulu’nda Başbakan Erbakan’ı terletmesiyle meşhurdu. Şimdi telefonları dinleniyor ve internete düşüyor. Terleme sırası onda.

ERBAKAN: Dönemin başbakanı... Partisi bölündü, küçük olanı ona kaldı. Bir ihtimal olarak bile yükselme umudu kalmadı.

ERDOĞAN: Dönemin mazlum belediye başkanı... 7 yıldır Başbakan... Artık gazete patronlarına “atın şu köşe yazarlarını...” diyebilecek kadar muktedir.

GÜLEN: Dönemin mazlumu... Hakkında konuşanlara mektup yazarak “Ben sizin bildiğiniz gibi değilim” derdi. Ama artık hakkında konuşanlar, “Başımıza bir iş gelmez umarız” demek zorunda kalıyorlar.

ALİ KALKANCI: Ergenekon’un maşası olarak Fatih’e sokulmuş... Bunu anladık. Fakat bir maşa, nasıl oldu da Fatih’te kısa sürede etrafına bir cemaat toplayabildi, işte bunu anlayamadık.

FADİME: Sırra kadem bastı. Söylenene göre estetik ameliyatla tanınmayacak hale gelip dünyanın uzak bir köşesinde yaşıyormuş... Ama yine de yakında Sultanbeyli’de ortaya çıkarsa şaşırmayız.

ÇEVİK BİR: En aktif asker oydu. Muhafazakar kesimler adını işittiklerinde titrerdi. Şimdi adı işitildiğinde muhafazakar kesimlerin dudaklarına muzaffer bir gülümseme yayılıyor.

ZAMAN: O dönem öyle korkak, öyle ürkek, öyle idareci bir yayın çizgisi izlerdi ki, şimdiki ataklığına bakıp, “Madem bu potansiyelin vardı, neden 28 Şubat’ta kafayı çıkarmadın kardeşlik” diyesiniz geliyor.

ALTAN AİLESİ: “Cami ile kışla arasına sıkışıp kalmayız” diyorlardı. Şimdi tamamen kışlaya abanmayı tercih ediyorlar, camiyi de pek mesele etmiyorlar.

AHMET HAKAN: Kanal 7 ekranlarında 28 Şubat’a karşı direnişin sembol ismi haline gelmişti. 28 Şubat bitti ama onun direnişi bitmedi. Siperini değiştirdi ama direnişini değiştirmedi.

ERGUN BABAHAN: Eskiden Sabah gazetesinde ne dense yaparak 28 Şubat’a hizmet sunardı. Şimdi Star gazetesinde hükümete hizmet sunuyor.

DEMİREL: Askerle hükümet arasındaki ihtilafları, tarafsız gibi görünerek, askerden yana tavır koyarak çözerdi. Şimdi artık tarafsız gibi gözükmek gibi bir kaygısı kalmadı.

ŞEVKİ YILMAZ: Dönemin kaseti ortaya çıkan isimlerinin başında gelirdi. Şimdi o da AK Partili olmuş... Rize’ye de uğramazmış.

10. YIL MARŞI: 28 Şubat’ın marşı haline gelmişti. Çoktandır işitmiyoruz.

YEŞİL SERMAYE: O günlerde yeşil sermaye listelerine girdin mi yandıydın. Şimdilerde ise abat olma ihtimalin yüksek.

Sezen Aksu’nun da imzaladığı türban bildirisi

Başörtüsü yasağının kaldırılması için harekete geçen “Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği - AK-DER”, yayınladığı bir bildiriyi imzaya açtı.
Bildiride “başörtüsü yasağının kaldırılması” talep ediliyor.
Bildiride şu ifadelere yer veriliyor:
“28 Şubat’ın temel taşı olan bu vahim yasağın ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz. Bizler ‘bu ülkede kadınların kıyafetleri yüzünden aşağılanmasını, haklarının gasp edilmesini, tacize uğramalarını istemiyoruz’ diyen herkesi bu ahlaksız yasağa karşı sesini yükseltmeye ve ‘ama’sız bir mücadeleye çağırıyoruz. Hükümeti de bu vahim yasağı hayatın her alanından kaldırması için derhal göreve davet ediyoruz. Başörtülü kadınların sabırla yaşayacağı bir 987 yıl daha yok”...

İşte bildiriye imza atan bazı isimler:

Sezen AKSU, Prof. Ahmet İNSEL, Prof. Baskın ORAN, Gülten KAYA, Oya BAYDAR, Kutluğ ATAMAN, Mihail VASİLİADİS, Ömer LAÇİNER, Nagehan ALÇI, Nabi YAĞCI, Ufuk URAS, Sırrı Süreyya ÖNDER, ESMERAY, Arus YUMUL, Erol KATIRCIOĞLU, Sevan NİŞANYAN, Nuray MERT, Zeynep TANBAY...

Ergenekon’dur Ergenekon

“Bizim mahalle”de “Kedidir kedi” yaklaşımı bitmez.
Başa gelen her belanın, her musibetin, her felaketin her dönem belli bir adresi vardır...
Mesela “Masonlardır masonlar” yaklaşımı yüz yıldır tedavüldedir.
Mesela “Yahudilerdir Yahudiler” yaklaşımı da yüz yıldır gündemdeki yerini korur...
Ve şimdi de yeni “kedi” bulundu...
Yeni “kedi”: Engenekon!
Artık ilgili ilgisiz her olayı getirip Ergenekon’a bağlama moda.
En son grizu faciasının da Ergenekon’a bağlanmasıyla bu iş zirveyi görmüştür...
Bakalım gerisi nasıl gelecek.

İslami kesimde Modalar Demodeler

DEMODE Aklı başında Avni Doğan...
MODA Salkım saçak Avni Doğan...

DEMODE Perihan Mağden...
MODA Ece Temelkuran...

DEMODE Deprem-günah bağlantısı...
MODA Grizu-Ergenekon bağlantısı...

DEMODE Cezaevinden çıkıp umre...
MODA Boşanır boşanmaz umre...

DEMODE Beşir Atalay...
MODA Cemil Çiçek...

DEMODE Muhafazakar Cemil İpekçi...
MODA Anti-militarist Bülent Ersoy...
Yazarın Tüm Yazıları