Vakıfbank'a özendi bankası uçup gitti

ERCAN Kumcu ile Şevket Pamuk'un ‘‘Artık Herkes Milyoner’’ kitabının 1984 yılını içeren sayfalarına bakıyorum.

‘‘Özal bana tekelleri kır dedi...’’ başlıklı habere takılıyorum.

Başlıktaki söz Toprak Holding'in patronu Halis Toprak'a ait. 24 Temmuz 1984'te Hürriyet'in ekonomi sayfasında yayınlanan haberi özetleyeyim:

‘‘Halis Toprak, Başbakan Turgut Özal'a 18 Ağustos 1984'te 23 milyar liralık yatırımla gerçekleştirilen seramik, banyo-tuvalet ürünleri ve kağıt fabrikalarının kurdelasını kestirecek. Aynı gün 12 milyar liralık yatırım planlanan ampül ve demir-döküm tesisinin de temeli atılacak. Halis Toprak, ‘Özal benden tekelleri kırmamı istedi' dedi.’’

Haberin aslında perde arkası ilginçti. O dönemde Cahit Düzel Hürriyet’in Ekonomi Müdürü, Enis Berberoğlu ve ben de onunla birlikte çalışıyoruz.

Cahit Düzel'e Halis Toprak'tan gelen açılış ve temel atma törenleri davetiyesi ilgimizi çekince, Enis hemen randevu alıp görüşme yapmaya gitti.

Enis, görüşme dönüşünde izlenimlerini şöyle anlattı:

‘‘Halis Toprak üreteceği ürünleri piyasadaki markalarla tarif ediyor. Kağıt temizlik malzemesi üreteceğim demek yerine, ‘Selpak üreteceğim' diyor. Yani, direk Eczacıbaşı'nın markasını söylüyor. Banyo-tuvalet malzemesi üreteceğini, yine Eczacıbaşı'nın markasıyla ‘Vitra üreteceğim' diyerek ifade ediyor. Seramik için, ‘Kalebodur üreteceğim' diyor.’’

Bu sözler habere, ‘‘Toprak'ın Eczacıbaşı, Çanakkale Seramik ile ampülde de Tekfen ve Philips'e rakip olacağı’’ şeklinde yansıdı.

Halis Ağa'nın haberin perde arkasındaki anlatım tarzının ortaya koyduğu bakış açısına dikkat ettiniz mi?

Geçmişte vergi borcu yüzünden Paktaş adlı şirketini Maliye'ye teslim edip, kendine ‘‘beyaz sayfa’’ açan Halis Ağa, ‘‘Fizibilite yaptık. Sıhhi tesisat malzemesi, temizlik kağıdı, ampül, radyatör, seramik üretmemiz doğru olacak. Bu alanlarda büyüyeceğiz’’ gibi planlı hareketi seçmiyor.

Sadece Özal'ın sözünü dinleyip, ‘‘tekelleri kırmaya’’ soyunuyor.

GELELİM BANKAYA

Toprak
'ın seramik, sıhhi tesisat, temizlik ve yazı kağıtları başta olmak üzere ürünlerine söyleyecek söz yok. Hepsi pazarda hakettiği yeri aldı.

Aradan yıllar geçti, Halis Ağa, bu kez bankası olsun istedi. Banka kurma izni alabilen şanslı işadamları arasına girip, Toprakbank'ı kurdu.

Ancak, Halis Ağa'nın bakış açısı hiç değişmedi. Toprakbank'ta da hedefi kendi klasik yöntemiyle koydu. Genel müdürüne bir gün şöyle dedi:

‘‘Gardaşım senden Vakıfbank istiyorum. Toprakbank'ı Vakıfbank yap...’’

Bu sözler sonrasında Toprakbank'tan ayrılan genel müdür şöyle dedi:

‘‘Bir çırpıda Vakıfbank boyutunda banka olmak kolay mı? Böyle bir bakış açısı olur mu? Çapın neyse ona göre büyürsün. Aksi halde zorlanırsın.’’

Halis Ağa
, Toprakbank'ı hırsla büyüttü, 169 şubeye ulaştı.

Üstüne, ‘‘Devlet para vermedi, bankamdan aldım’’ mantığı bindi.

O da öncekiler gibi halktan toplanan mevduatı kendi parası sandı.

Sonunda o paralar elini yaktı. Bankası elinden uçup gitti.


19 Mayıs 1919 Senfonisi


SAHNEDE İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası... Şef: Betin Güneş.

Konserin ikinci bölümünü izliyoruz. Seslendirilen senfoninin adı 19 Mayıs 1919. Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyetin ilanını müziğe döküyor.

Betin Güneş, kendisinin 8'inci senfonisi olan 19 Mayıs 1919'u babası İlhan Güneş'in aynı adlı şiirinden bestelemiş.

Senfoni ilk kez 19 Mayıs 2001'de Köln'de seslendirilmiş. İstanbul'da ise ilk kez geçenlerde seslendirildi.

Betin Güneş'i 1980 öncesi İİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu yıllarından tanıyorum. Müziğe ilgisini biliyordum. Ancak bir gün karşıma 8 senfoni yazmış bir müzik ustası olarak çıkacağını düşünmemiştim.

Betin, 1988 yılından beri Köln Senfoni Orkestrası'nın ve Ensemble Mondial Yaylı Sazlar Orkestrası'nın şefliğini yapıyor.

19 Mayıs 1919 Senfonisi'ni izledim, onu ayakta alkışladım. Benim için büyük gururdu. Sizlerle paylaşmak istedim.
Yazarın Tüm Yazıları