Vahideddin'in besteleri, İnönü'nün çellosu

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Murat Bardakçı'nın son Osmanlı padişahı Vahideddin'in bestelerinden oluşan Sultan*ı Besteler (Pan Yayınları) kitabı önemli bir çalışma, devlet adamlığı ile estetiğin münasebetini sergilemesi açısından.

Bardakçı, Saray ve Sürgün Şarkıları başlıklı girişinde besteci Sultan'ı şöyle değerlendiriyor:

‘‘Son dönem Türk tarihinin en tartışmalı isimlerinden olan Sultan Mehmed Vahideddin, bu kitapta siyas*ı kimliğiyle değil, Kanun*ı-bestekâr Mehmed Vahideddin olarak yer alıyor ve 71 seneden bu yana ailesi tarafından muhafaza edilen besteleri ilk defa gün ışığına çıkıyor.

Hükümdarı bizzat tanımış olanlar, Sultan Vahideddin'in kanun çaldığını söylüyorlar. Hattâ, son padişahın San Remo'daki sürgün kafilesinden bugün hayatta bulunanlar, dünyadan elini- eteğini çekmiş hükümdarın tek zevkinin bir odaya kapanarak saatler boyu kanun çalmak ve eser bestelemek olduğunu anlatıyorlar...’’

Cumhuriyetin büyük devlet adamı İsmet İnönü'nün Pembe Köşk'teki anma toplantısında da genç bir müzikçi onun çellosuyla konser verdi.

Biri; yıkılan bir imparatorluğun son temsilcisi.Diğeri; yeni bir cumhuriyetin kurucularından uluslararası önemde bir devlet adamı.

Ben, estetik dünyamda ikisini de siyasal inançlarından arınmış bir kimlikte, müziğin dinlendirici, teselli edici platformunda buluşturdum.

Belkie İnönü de devlet çarkını döndürmekten yorgun düştüğü, umutsuzluğa kapıldığı anlar, Vahideddin gibi odasın çekilip çellosunun yayını çekerdi.İkisi de müziğin soyutlayıcı evreninde huzur bulurlardı.

***

OSMANLI İmparatorluğu geleneğinde bestekâr sultanlar var.İcracılıkları da biliniyor.

Cumhuriyet döneminde enstrüman çalan tek devlet adamı İsmet İnönü.Başka ad hatırlamıyorum, aile meclislerinde çalan gizli yetenkelrinden haberim olamaz.

Hangi dönemde yaşamış olurlarsa olsunlar, hangi siyasi fırtınalar onları ikbâle ya da idbâra sürüklerse sürüklesin,eski yılın son gününde ikisini de müzik siyaset cilvesinin 'gemiler geçmeyen ummanında' buluşturuyor.

Cumhuriyetin ses estetiğinin devlet adamlarındaki izdüşümü çorak bir tablo görünümünde.Siyasete fazla gömülerek estetiği ihmal etmelerini ben bağışlayamıyorum.

Hazindir, ben batıdaki ünlü devlet adamlarını da sanat tarihindeki yerleriyle hatırlıyorum.

Helmuth Schmidt'in piyanistliğini,Heath'in orkestra yöneteşini hatırlıyorum. Güncel siyasi tavırları belleğimden çoktan silindi gitti.

***

MÜZİĞİN kaderi, gücü siyasetten çok daha güçlü. Hangi kuvvet ikisini bir yazıda birleştirebilirdi.

Yazarın Tüm Yazıları