Uzay mönüsünde balık var

Güncelleme Tarihi:

Uzay mönüsünde balık var
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 19, 2002 00:00

Uzayın derinliklerine bir yolculuk yapmayı düşlüyorsanız ve birileri size oralarda taze balık yiyebileceÄŸinizi söylese ÅŸaşırmaz mısınız? Böylesi bir yolculukta yanınıza almanız gereken ÅŸeyler, doÄŸal olarak, uzayın ne denli derinliÄŸine gitmek istediÄŸiniz ölçüde artar. Bu durumda, sürekli olarak besin ve oksijen takviyesinde bulunan, ek besin ve yakıta gerek kalmaksızın, dışkılarınızı yeniden iÅŸlemden geçiren bir sistem son derece yararlı olur. Ruhr Ãœniversitesi’nden Volker Blüm ile Frank Paris’in geliÅŸtirdiÄŸi iÅŸte tam da böyle bir sistem. Uzay gemisi içinde bir biyosferin olduÄŸu bu sistem ilk bakışta insana anlamsız gibi gelse bile, hiç de öyle deÄŸil. Çünkü, Paris’in sonunda ulaÅŸtığı yapay bir ekosistemden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Tıpkı yeryüzündeki ekosistem gibi, bunun da çalışması için gerekli olan tek ÅŸey ışık.Uzayda tahılNASA uzayda tahıl yetiÅŸtirmeye kalkıştığında, besinleri köklerden yapraklara taşıyan kılcal düzenek yerçekiminin azlığı nedeniyle gerektiÄŸi gibi iÅŸlemediÄŸinden, kimi sorunlarla karşılaÅŸmıştı. Böyle olunca, Blüm ve Paris suya dayalı bir sistemin çok daha iyi sonuçlar verebileceÄŸini düşündüler. Çünkü köksüz su bitkileri fotosentez süreci açısından son derece etkin olup, kılcal düzeneÄŸe gerek duymazlar.Yıllar süren yoÄŸun uÄŸraÅŸlardan sonra, Paris ve Blüm içinde balık, su salyangozları, bitki ve mikropların dengeli bir ortamda yaÅŸamlarını sürdürebildikleri, kendi kendine yetebilen minyatür bir ekosistem geliÅŸtirdiler ve bunun ilk uzay denemesini 1998’de yaptılar. Uzay mekiÄŸinin taşıyabileceÄŸi yük 8 litre gibi az miktarla kısıtlı olduÄŸundan, sisteme zaman zaman balık ve ışık takviyesinde bulunulması gerekmekteydi. HerÅŸey dengedeBiyokürenin bitkileri, hemen hemen tümü yenebilen, sudaki ışık, karbondioksit ve besinlerle beslenen, dışarıya oksijen veren, köksüz boynuzotlarından oluÅŸuyor. Buna karşılık, deniz salyangozları, kılıçkuyruk balıkları ve mikroplar bitkilerin saldıkları oksijeni soluyup, dışarıya karbondioksit yayıyorlar. Dışkılara gelince, bunlar hayvanların bedenlerinden çıkan amonyağı okside eden mikroplar tarafından iÅŸlenip, sonunda bitkilerin kullandığı nitrat iyonlarına dönüştürülüyor.Hızla üreyen balıklar yavrularının bir bölümünü yemek suretiyle sayılarını dengede tutuyorlar.Su salyangozları cansız balık bedenlerinden kalan artıklarla besleniyorlar. Bitkiler kendi kendilerini denetleyip, aşırı düzeyde geliÅŸtiklerinde bu geliÅŸmeye kendiliklerinden son veriyorlar.Uzay gemisinin içindeki canlılar son derece az olan yerçekimine ayak uydurmakta pek zorlanmadılar. Balıklar, karınları ışığa dönük bir biçimde ‘baÅŸ aÅŸağı yüzüyorlarmış’ izlenimini verseler de, devinimlerinde en az yeryüzündeki kadar rahattılar. Salyangozlar yalnızca iliÅŸtikleri su tankından koptuklarında sorun yaÅŸadılar. Böyle bir durumda, suda yüzerken bedenlerini gerip kendilerini yeniden tanka iliÅŸtirmeye çalıştılar. Gelgelelim, bu giriÅŸimleri sonucunda karşılaÅŸtıkları ilk nesne genellikle bir baÅŸka salyangoz oldu. Bu da, ‘salyangoz yumaklarının’ oluÅŸmasına neden oldu. NASA projeyi beÄŸendiSuya dayalı sistemlerin uzayın derinliklerinde yaÅŸamın sürdürülmesi açısından önemli bir rolü olduÄŸu görüşüne NASA da katılıyor. Kennedy Uzay Merkezi biyologlarından William Knott, tek sorunun bu sistemlerin uzun süre iÅŸler durumda kalmasını saÄŸlamak olduÄŸuna dikkat çekiyor. Sistemin baÅŸarılı oluÅŸunun sıradışı türlerin seçilmiÅŸ olmasından kaynaklandığına parmak basan Blüm, boynuzotunun lezzetli olduÄŸunu, ancak kauçuÄŸumsu bir tadı olan kılıçkuyruk balıklarının yerine baÅŸka bir seçenek bulmak istediÄŸini dile getiriyor!Éİki Alman bilim adamı, uzay yolculuÄŸu sırasında, tamamen uzayda yetiÅŸtirilecek taze bitki ve deniz ürünleriyle beslenmek için proje hazırladılar. Bol bol boynuzotu yenecek.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!