Uzaktan izlenimlerle Cem Boyner’e dair

BEN “Yeni Demokrasi Hareketi”ni ıskalamış biriyim.

O zamanlar başımda “kavak yelleri” mi esiyordu, politikayı küçümseyerek hafiften “entel ayakları”na mı yatıyordum?

Haberin Devamı

Bilmiyorum.


Ama kaçırdım bu hareketi...


Çok iyi izlemedim... Derinliklerine vakıf olamadım...


Gerçi tamamen bigane de kalmadım:


Mesela gazetelerin olağanüstü YDH gazlamasını anımsarım...


Mesela genç ve yakışıklı işadamı Cem Boyner’in bir politik lider olarak dere tepe dolaşmasının etkileyici fotoğrafları hâlâ gözümün önündedir.


Mesela Cem Boyner’in o zaman için fena halde cesur demeçler patlattığını da bilirim.


Sanırım savcılıkta ifade falan bile vermişti...

* * *


Cem Boyner
’in etrafındaki isimler de dikkatimi çekiyordu o zamanlar...


Deli fişek gibi yazılar yazan Cengiz Çandar Abi’miz YDH’daydı...


Hep saygı duyduğumuz Asaf Savaş Akad Hoca da YDH’daydı...


Mehmet Altan
harekete destek veriyordu...

Haberin Devamı


Etyen Mahcupyan
teşkilatlanmadan sorumlu genel başkan yardımcısıydı.


O zamanlar bu kadar ünlü olmayan Kemal Derviş de hareketin içindeydi...


Kürt önderler, eski komünistler, hatta İslamcılar bile vardı YDH’da...


Yani tam bir özgürlükçü, demokrat, liberal hareket...


Burjuvayı önder yapmış liberal ve demokrat aydınların huruç hareketi...


Tozu dumana katıyorlardı...


“Kürt”
sözcüğünün telaffuz edilmesinin bile risk taşıdığı bir dönemde Cem Boyner Kürt kentlerine vuruyordu kendini...


“Atatürk’ü aşmalıyız”
türünden lakırdılar ediliyordu...


Fakat sonu tam bir hüsranla bitti bu coşkulu hareketin...


Kürtler oy vermediler... İslamcılar kendi partilerine yöneldiler... Merkez sağ hoşlanmadı söylenenlerden... Beyaz Türkler uzak durdular... Laik kesim öfkelendi...

Milliyetçiler ise ateş püskürdü...


Sonuç tam bir hezimet oldu...


Hareket dağıldı, herkes köşesine çekildi....


Cem Boyner de fabrikalarına, alışveriş merkezlerine, yani işine gücüne döndü...


Bir daha siyaset arenasına gözünün ucuyla bile bakmamacasına...

* * *


Aradan geçmiş şunca yıl...


Ben tam da “Acaba Cem Boyner ne diyordur bugünlerde olup bitenlere” derken, Milliyet gazetesinde kocaman bir Cem Boyner röportajı çıktı...

1995 konjonktüründe ne söylediyse aynısını söylemiş Cem Boyner...

Haberin Devamı


Birbirimizi anlamaktan söz etmiş... “PKK” ile “Kürtlerin hakları” meselesinin ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söylemiş... CHP ve MHP’yi silmiş, AK
Parti’ye şans tanımış... Dağa taşa yazılan “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözünün, kendilerini Türk hissetmeyenleri üzmek dışında bir işe yaramadığını belirtmiş...


Güzel konuşmuş, iyi konuşmuş...


En sonunda sorulmuş kendisine: “Yeniden politikayı düşünür müsünüz?” diye...


Sütten ağzı yanan Cem Boyner, şöyle bir üflemiş yoğurda...


Ve şöyle demiş: “Asla... Kapandı o defter.”


Haklıdır: Öyle bir hezimete uğramıştı ki zavallı, 15 yılda toparlanması mümkün olamazdı.

 

Bir kehanet: 2010 üçünün yılı olacak

 

*FERDİ ÖZBEĞEN: Ocaktan itibaren sahneye çıkıyor... Rezervasyonlar şimdiden yapılmaya başlandı... Herkes deli gibi onu bekliyor...

Haberin Devamı


*
MUSTAFA KESER:
Bir süredir demode olmuştu... Son zamanlarda “Sahnesi çok iyi”, “Biz gittik acayip eğlendik” cümleleri havada uçuşuyordu. Bu fısıltılar sayesinde 2010’da yeniden popüler olacak sanırım.


*
ÜMİT BESEN: Geçen sene hafiften kafa gösterdi... Reklamlarda şarkıları çalındı... Mekânına gidenlerin sayısı arttı... Ama 2010’da bu sayı daha da artacak...

 

Ben de Şamilciyim

 

BU zamana kadar “Hiçbir yazar, yazdıklarından dolayı hapis cezası almasın... Yorum serbest olsun... Tahammül edilsin...” falan demişim...


Şimdi gazeteci Şamil Tayyar’ın yazdıklarından dolayı cezalar almasına ses çıkarmayacak mıyım?


Tabii ki çıkarırım...


Ergenekon’a gözü kapalı itiraz edenlere olduğu kadar, Ergenekon’u bir tür linç girişiminin aracı haline getirenlere de karşıyım...

Haberin Devamı


Ama karşı olmam, bu türden işleri yapanların yazma haklarının kısıtlanmasına ya da hapis tehdidiyle yaşamalarına rıza göstermeme neden olamaz.


Biz nasıl özgürce yazıyorsak, Şamil de özgürce yazmalı...

 

Bir politik figür olarak Nihat Doğan

 

HER dönemde kendisini yenilemeyi başarıyor Nihat Doğan...


İşte bakın: Şimdi de AK Parti’nin sözcülüğü görevini üstlendi. Bana hiç itici gelmiyor Nihat Doğan...


Üç nedenden dolayı:


*
BİR:
Samimiyetinden kuşku duymuyorum.


*
İKİ:
En alaycı bakışlar karşısında bile gülümseyebiliyor.


*
ÜÇ:
Kendisini aslında o kadar da ciddiye almıyor.


Sempatimin kaynağında bu üç neden var...


Yoksa
“1071” adını verdiği ve “Hepimiz Kardeşiz” adlı “Mahsun Kırmızıgül şarkısı”nın bile hayli gerisine düşmüş felaket şarkıya tahammül gösteremezdim.

Yazarın Tüm Yazıları