Uzakdoğu'da futbol ateşkesi

Futbol, harika bir seyirlik oyun olmanın ötesinde, diplomasi alanında da harika işler başarıyor. Japonya ile G.Kore'nin birlikte düzenlediği Dünya Kupası, Asya'nın doğu yakasına sıcaklık getirdi.

31 Mayıs'taki açılış günü yaklaştıkça, Japonya ve Kore'nin iki yarısı arasındaki sempati dozu artıyor. Dünyanın karşısına kanlı bıçaklı çıkmak istemiyorlar. Aslında iki ülkenin turnuva için bir araya gelmesi büyük başarı. Çünkü 2008 Avrupa Kupası'na ortaklaşa aday olan Türkiye ile Yunanistan arasındaki nahoş duygular Japon ve Korelilerin birbirine beslediği nefretin yanında hafif kalır.


Futbol yüzünden savaş çıktığı da oldu ama, o günler artık geride kaldı. 1969'da, El Salvador milli takımının Honduras'ı yenmesinden sonra patlak veren savaşta 6 bin kişi ölmüştü. Şimdi ise futbol, uzlaşma yolunda bir diplomasi aracı haline geliyor. En azından Uzakdoğu'daki gelişmeler bu yönde.

Teknik olarak hálá savaş halinde olan Kuzey ve Güney Kore geçen hafta ortak açıklama yayınladılar. Buna göre G. Kore Devlet Başkanı Kim Dae-jung, önümüzdeki ay kuzeye özel temsilcisini yollayacak. Bu temsilci, K. Kore Parlamentosu'nun başkanını turnuvanın açılış törenine davet edecek. Çünkü G. Kore, Dünya Kupası'na ev sahipliği yaparken, Kuzey'in askeri bir gerginlik çıkarmasını istemiyor.

Türk milli takımının maçlarını oynayacağı Kore yarımadası aslında bir savaş bölgesi. Çünkü 1950-53 savaşından sonra kuzey ve güney arasında barış anlaşması imzalanmadı, sadece ateşkese varıldı. Burası aynı zamanda dünyanın en asker yoğun alanı. İki Kore'nin ordularıyla Amerikan birliklerinin toplamı 2 milyon asker ediyor. Soğuk savaşın son duvarını oluşturan sınır hattı mayın kaynıyor.

Bill Clinton Yönetimi bu duvarı da kaldırmak için hayli uğraşmıştı. Haziran 2000'de Güneyin lideri Kim Dae-jung kuzeye geçmiş, iki taraf savaşın ayırdığı aileleri buluşturmak üzere anlaşmıştı. Kim, güneş ışığı politikasıyla Nobel Barış Ödülü'nü almıştı.

Ancak yeni Başkan Bush'un K. Kore'yi, ‘şeytan ekseni’nin üyesi ilan etmesi ipleri gerdi. İşte G. Kore şimdi bu gerginliği ortadan kaldırmaya çalışıyor.

JAPONLARDAN NEFRET

G. Kore'nin organizasyon ortağı Japonya ile arasındaki yüzlerce yılık nefret bağı da gevşemeye başladı. Japonya Başbakanı Juniçiro Koizumi ile G. Kore Lideri Kim geçen 22 Mart'ta buluşup forma değiş tokuşu yaptılar. Ayrıca Koizumi ve Japon Prensi Takamado Seul'deki yeni Dünya Kupası stadına davet edildi. Takamado, Japon imparatorluk ailesinin 1945'den bu yana Kore'ye giden ilk üyesi olacak.

Oysa kısa süre öncesine kadar hediyelik eşyalara hangi ülkenin adı önce yazılacak diye kavga ediyorlardı.

Çünkü Japonya tarih boyunca Kore'yi çok hırpalamıştı. 1590'daki ilk istila girişiminin ardından, 19'uncu Yüzyıl'da bu ülke üzerinde egemenlik kurmuş ve nihayet 1910'da Kore'yi ilhak etmişti. Japon ordusunun Koreli kadınları seks kölesi olarak kullandığı, işçilerin emeğini sömürdüğü, kültürünü tahrip ettiği ve hatta dillerini konuşturmadığı yıllar, Japonya'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasıyla sona ermişti.

Ancak Korelilerin Tokyo'ya beslediği kin bitmemişti. Çünkü Japon okullarında okutulan tarih kitapları, zulüm yıllarını yok sayıyordu. Japonya uzun yıllar seks kölesi kadınlardan özür dileyip tazminat ödememekte direnmişti. Üstelik Japonya'nın milliyetçi Başbakanı Koizumi daha geçen yıl, Kore'den gelen bütün itirazlara rağmen, 12 savaş suçlusu da dahil 2.5 milyon askerin yattığı Yasukuni anıt mezarını inadına ziyaret ederek Korelilerin nefretini iyice körüklemişti.

Ancak Dünya Kupası bu karanlık tabloya set çekti. Japonya İmparatoru Akihito, ilk kez aile köklerinin Kore'ye kadar uzandığını resmen açıkladı ve Kore'nin Japon kültürü üzerinde büyük etkisi olduğunu söyledi. Sonra iki ülke, turnuva boyunca vize ve döviz kısıtlamalarını gevşetme kararı aldılar. Balıkçılık alanında yıllardır süregelen anlaşmazlıklar da karşılıklı tavizlerle giderildi.

HERKESİN KİŞİSEL ÇIKARI

Tabii bu flört havasının ardında kişisel çıkarlar da yok değil. G. Kore Devlet Başkanı Kim, görev süresi gelecek yıl dolacağı için kuzeye dönük barış atağının meyvelerini bir an önce toplamak istiyor.

Japonya Başbakanı Koizumi, halk tarafından çok sevilen kadın Dışişleri Bakanı Makiko Tanaka'yı görevden aldığı geçen ocak ayından bu yana anketlerde reyting felaketi yaşıyor.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong-il'in sinemayı futbola tercih ettiği biliniyor, ancak açlık çeken ülkesinin fena halde dış yardıma ihtiyacı var.

Güney Kore'nin Dünya Kupası Organizasyon Komitesi Başkanı Chung Mong-joon'un gözü de yükseklerde. Kupayı, gelecek yılki devlet başkanlığı seçimlerinde aday olmak üzere sıçrama tahtası olarak kullanmak istediğini açık açık söylüyor. ‘‘Dünya Kupası'nın başarılı geçmesi seçim sonuçlarını da etkileyecektir’’ diyor.

Uzakdoğu'daki bu yumuşama ortamının geçici olup olmadığı 30 Haziran'daki final maçından sonra belli olacak.


Eyvah, bizim maça on binlerce Çinli geliyor


Güney Kore Hükümeti, Dünya Kupası'nın tanıtım çalışmalarında hem ülke içinde, hem de dışında, Japonya'dan geri kaldığını düşünerek geçtiğimiz günlerde hamle başlattı. Dışarıda da özellikle Çin'i hedef aldı. Dünya Kupası'na ilk kez katılan Çin'de 8 milyon futbol fanatiğinin bulunduğu ve en az 100 bin kişinin maçları izlemek üzere G. Kore'ye gideceği hesaplandı. Malum, Çin ile aynı gruptayız ve maçımızı 13 Haziran günü TSİ 08.30'da Seul'deki Dünya Kupası Stadı'nda oynayacağız. Stadın kapasitesi, 63 bin 961 kişi. Verilen bilgiye göre, Çin'in oynayacağı üç maçın biletleri tükenmiş durumda. Eğer Koreliler'in hesabı doğruysa, bizim maça on binlerce Çinli gelecek demektir.
Yazarın Tüm Yazıları