Utanç testi!

BUGÜN sizler için mini bir testim var. Aşağıda 13 sektörden 13 şirketin ismi yazılı.

Kimi 20 milyon TL ciroya sahip kimi 7 milyar.

Yani aralarında küçük şirketler de var sanayi devleri de.

Sorum şu: Daha önce bu şirketlerden kaçının ismini duydunuz?

1- Kurtoğlu Bakır (Metal)

2-
Yıldız Entegre (Mobilya)

3- Ayaydın-Miroglio Grup (Giyim)

4-
Subor Boru (Techizat)

5- Groseri Market (Ticaret)

6-
Ford Otosan (Taşıt Araçları)

7- Aşkale Çimento (Yapı Malzemeleri)

8-
Polinas Plastik (Petrokimya)

9- Matlı Yem (Tarım Sanayi)

10-
Hidormek Hidrolik (Makine)

11- Savronik Elektronik (Teknoloji)

12-
Keskinoğlu Tavukçuluk (Gıda Sanayi)

13- Pegasus Havayolları (Ulaşım)

* * *

Ben kendi adıma hemen cevabımı vereyim.

Bir ekonomi gazetesi yöneticisi olmama rağmen ancak 6’sını tanıyabildim.

Oysa bu 13 şirketin her biri sektöründe 2008’in Hızlı Balığı seçildi.

Referans Gazetesi her yıl "ekonominin paradigması değişti artık büyük balık küçük balığı değil, hızlı balık yavaşı yutuyor" diyerek Türkiye’nin en hızlı-kárlı büyüyen şirketlerini seçiyor.

Şirketlerin bilançoları PricewaterhouseCoopers’ın kontrolünde dibine kadar inceleniyor. Ve sonunda Tuncay Özilhan başkanlığında seçkin bir jüri tarafından o yılın Hızlı Balıkları seçiliyor.

Yukarıda sıraladığım 13 şirket bu yıl 252 firma arasından sıyrılıp birinciliği kapanlar.

Yani her biri kendi sektörünün yıldızı. Fakat ben birçoğunu ilk defa duydum.

Sadece ben mi?

* * *

Salı akşamı heyecanlı bir ödül töreniyle 2008’in Hızlı Balıkları iş dünyasıyla buluştu. Gecede konuştuğum bankacı-sanayici-ekonomist-profesyonel yönetici, herkese size sorduğum soruyu sordum. Cevaplar 4 ile 8 arasında değişti.

Ama inanın 9 diyen çıkmadı.

Bunun benim açımdan iki anlamı var.

Bir, çok ciddi başarılara imza atmış şirketler bile hálá kendilerini tanıtamamış.

İki, Türk ekonomisi zannettiğimizden daha dinamik.

Pegasus ya da Ford’un başarısını anlatmayacağım onları zaten biliyorsunuz.

Keşke yerim olsa sizlere Erzurum’dan çıkan Aşkale’nin dillere destan hikayesini, Polinas’ın Manisa’dan Avrupa’ya uzanan başarısını, Adana’dan devlere kafa tutan Groseri’yi, Kuş Gribi krizinden bile başarıyla çıkan Keskinoğlu’nu, batmak üzereyken savunma sanayinin yıldızı olan Savronik’i, İtalyanlara kendi tasarımını satan Ayaydın’ı, beş yılda 15 kat büyüyen Kurtoğlu’nu, sıfırdan 200 milyon ciroya koşan Subor’u, 10 yılda devler ligine giren Matlı Yem’i, Urfalı çoban Ferhat’ı makine tasarımcısına dönüştüren Hidromek’i tek tek anlatabilsem. Ama yerim dar.

* * *

Bu yüzden size Yıldız Entegre’yi anlatmak istiyorum. Çünkü Yıldız Entegre’yi bugüne kadar tanımamış olmaktan ayrı bir hicap duyuyorum. Hicabımın iki sebebi var.

Bir,
ortalama şirket ömrünün 25 yıl olduğu bir ülkede 1890 yılında Trabzon’da kurulan ve dört kuşaktır büyüyen eşsiz bir şirket Yıldız Entegre .

İki, sadece Türkiye’nin MDF ihtiyacının yüzde 45’ini karşılamıyor, aynı zamanda Kocaeli tesisiyle "dünyanın en büyük MDF üreticisi" unvanına sahip.

Ha bu arada tüm krizlerde istikrarlı biçimde büyümüş.

1. ve 2. Dünya Savaşı, 1960 ihtilalı, 71 muhtırası, 80 darbesi, 1. ve 2. Körfez Savaşı, 2001 krizi ve en nihayet global ekonomik kriz. 2008 cirosu 1 milyar TL.

Krizin en şiddetli yaşandığı aylarda bile yüzde 4 büyümüş.

Ar-ge yatırımı 25 milyon dolar.

İran’a 40 milyon dolarlık bir tesis kuruyor, arkasından Rusya ve Ukrayna geliyor.

Fakat ben "Türkiye’nin en eski-dünyanın en büyük MDF üreticisini" ancak Hızlı Balık Ödülleri sayesinde tanıyabildim.

Ben utanmayayım da kim utansın!

Sahi siz kaçını tanıyabildiniz?
Yazarın Tüm Yazıları