Üstümüzden 29 yıl geçti, şairin dediği gibi, deldi de geçti netekim!

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Hayret ediyorum! Zaman çok çabuk geçiyor. 12 Mart Muhtırası verileli tastamam 29 yıl olmuş... Süleyman Demirel başbakanmış...

Anayasa bedenimize bol geliyormuş...

Cihet-i Askeriye rahatsızmış bu durumdan...

Bülent Ecevit henüz ‘‘Büyük Karaumut’’ olmamış...

Öğle saatlerinde, TRT'den haberi aldıydık...

* * *

‘‘Parlamento ve Hükümetin süregelen tutum, görüş ve icraatının yurdu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluk içine soktuğunu gören Türk Silahlı Kuvvetleri adına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur imzalarını taşıyan bir muhtırayı, Cumhurbaşkanına, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi başkanlıklarına verdiler...’’

* * *

Devlet radyo ve televizyonundan okunan bu muhtıranın devamı ilginçti.

1 Parlamento ve Hükümet süregelen tutum, görüş ve icraatı ile yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamu oyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş, Cumhuriyet'in geleceği ağır tehlike içine düşürülmüştür.

2 Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü, ümitsizliği giderecek çarelerin partiler üstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek ve anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.

3 Bu husus süratle tahakkuk ettirilmediği takdirde Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek idareyi doğrudan doğruya üzerine almağa kararlıdır.

Bilgilerinize ve ilgilerinize rica ederiz...

* * *

Gayrımuktedir başbakan Süleyman Demirel istifa etti, şapkasını vestiyerde unuttu, bırakıp gitti.

Muhalefet lideri İsmet İnönü, TSK'nın muhtırası konusunda, ‘‘Demokratik bir istifadır’’ demekle yetindi.

Türkiye'nin 12. Başbakanı Nihat Erim güven oyu aldı.

370 TBMM üyesi katıldı. 321 güven oyu, 46 red, 3 çekimser...

74 milletvekili katılmadı.

* * *

Anayasayı değiştirmek gerekiyordu.

Demirel de bunu istiyordu, ama, kendisi yapmak istemiyordu.

Tetikçiliği 7 Haziran 1971 günü Nihat Erim yaptı.

‘‘Ordu durup dururken 12 Mart Muhtırası'nı vermedi. Memleket bir ortamın içine götürülmüştü. Sürüklenmişti ve bu ortam çok tehlikeli hál almıştı. O kadar tehlikeli hál almıştı ki, bir sabah uyanacaktık, belki Endonezya'daki gibi bir komünist avına çıkmış kitleler görebilirdik. Böyle tahrikler, kışkırtmalar vardı. Yahut aksi, bir gece bakacaktık ki, çok küçük, lákin kararlı, silahlı, dinamitli, gayet iyi örgütlenmiş çok küçük bir azınlık, memlekette bir darbe yapmış... İşte bu ortamın karşısında buldum kendimi ve ordu bunu önlemek için 12 Mart Muhtırası'nı verdi...’’

* * *

70 milyon nüfuslu Türkiye'nin sandık başına giden ‘‘kollektif zekásı’’ çoktur, benim için yücedir.

Üzerlerinde akademik cübbe, omuzlarında apolet, göğüs hizalarında ispolet, cukkalarında ‘‘Mühendisane-i Berr-i Hümáyun’’ onursal icazeti taşıyanların ‘‘kerameti kendilerinden menkûl bireysel dehaları’’ndan fazladır. Onlara beş-on basar.

Hiç olmazsa rahat yaşarız...

Elimiz demokratik tabancanın tetiğinde olur hiç değilse...

Sandıktan sandığa...

Günübirlik, namlunun ucunda değil...

Yazarın Tüm Yazıları