Üste para vererek şarap içiriliyor

Düşük fiyata satılan şaraplara baktığımızda ilginç bir tablo ile karşılaşıyoruz.

Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde, değişik markalar altında, fiyatı 2 YTL ila 3 YTL arasında değişen şaraplar satılıyor. Bazı yerlerde 1,50 ya da 1,75 YTL’ye satılan şaraplar bile var. Diyeceksiniz ki ‘Bunda ne var?’ Neler yok ki çok şey var. İsterseniz, önce tabloyu inceleyelim.

Tabloda da görüldüğü gibi;

- Bir şişe (75 CL’lik) şarabın, asgari Özel Tüketim Vergisi 2,46 YTL

- ÖTV‘nin yanı sıra yüzde 18’de KDV’si var.

Buna göre bir hesap yapıyoruz, 2 YTL ve 2,50 YTL‘ye satılan bir şişe şarabın satış fiyatı, o şarap için ödenen ÖTV ve KDV’den daha düşük. Tabloyu dikkatle inceliyoruz; 3 YTL ya da 4 YTL‘ye satılan şaraplarda da zararına satış var. Bu duruma göre, iki olasılık var:

1- Ucuz şarap üretip satanlar, üste para vererek, insanlara şarap içiriyorlar. Bunun için de sattıkları her şişe şaraptan zarar ediyorlar.

2- Ucuz şarap üretenler, sattıkları şarabın tamamı ya da yüzde 90’ı için fatura düzenlemiyorlar ve 2,77 ila 3,07 YTL arasında değişen, ÖTV ile KDV’yi de ödemiyorlar.

UCUZ ŞARAP KAÇAĞI

Olay net olarak belli. 2 YTL, 3 YTL hatta 4 ya da 5 YTL’ye satılan şaraplarda, fatura düzenlenmesi halinde, zarar edilmesi kaçınılmaz gözüküyor. O halde, bu fiyatlara satılan şarapların, tamamı ya da yüzde 90’ı kayıtdışı! Adamlar, kaçak üretim ve satış yapıp, yaklaşık 3 YTL’lik vergileri ödemiyorlar. Kazançları da vergiden oluyor.

Şaraptan alınan vergi, son dönemde yüzde 100’ün üzerinde arttı. Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi, vergilerin artırılması, artırdıkça daha çok vergi toplanacağı anlamına gelmiyor. Aksine, aşırı vergilendirme kaçağı teşvik ediyor ve kayıtdışılığı artırıyor. Özetle, fazla vergi, vergiyi öldürüyor.

Ucuz şarap satılması ve hiç vergi verilmemesi şeklinde ortaya çıkan olay, hem haksız rekabete hem de toplum sağlığını tehdit eden ürünlerin yaygınlaşmasına, vergi kaybına ve vergi veren üretici firmaların ciro, kar kaybına yol açıyor.

Böylesine net bir tabloyu gören hiçbir makamın, buna seyirci kalma gibi bir lüksü olamaz.