Usta söylüyorsa öyledir

ÖNCEKİ akşam Boğaz’daki Four Seasons Oteli’nin restoranında yemekteyiz.

Haberin Devamı

Sevilen Şarapları’nın Yönetim Kurulu Üyesi Enis Güner bize, sponsorluğunu yaptığı “Batı Anadolu Şarap Kültürü” adlı kitabı tanıtıyor...
Masada, Hürriyet’in Ekonomi Servisi’nin yöneticisi Vahap Munyar, Ege Temsilcisi Deniz Sipahi, Kanat Atkaya ve ben varız.
Vahap, sakal bırakmış. Her zamanki gibi insana güven veren bir görüntüsü var.
O muhafazakâr görüntünün altında, hayatın renklerine açık bir insan barınıyor.
Türkiye’de şarap üzerindeki vergilerin azaltılmasında çok etkili yazılar yazdı.
Kızı Sırma Munyar, çok iyi bir caz yorumcusu olma yolunda.
Deniz Sipahi, hem gazeteci, hem insan olarak çok sevdiğim genç bir adam.
Ege Hürriyet’te, çok renkli ve ufuk açıcı yazılar yazıyor.
Kanat Atkaya, artık 40 yaşlarına geldi.
Kafa olarak Türkiye’nin en genç yazarlarından.
Bir yandan sahafların en sadık müdavimi, bir yandan “Uncut”, “Mojo” gibi müzik dergilerinin en iyi takipçisi.
Ufku olan, söyleyecek sözü bulunan, fanatizmi elinin kenarıyla itmiş, hayatın renklerine sarılan insanlarla birlikte olmak çok güzel bir şey.
* * *
Boğaz pırıl pırıl.
Four Seasons’ın Milanolu genç şefi bize olağanüstü bir mönü hazırlamış. Son yıllarda yediğim en güzel yemekti diyebilirim.
Özellikle tane tuzu, etin ve balığın içinde kullanma mahareti müthişti.
İnsana yaşama azmi veren serin beyaz şarabı içerken Türkiye’yi düşünüyorum.
Biraz önce kapıda otelin yöneticisine sordum. Yüzde 100 dolulukla çalışıyorlarmış.
Son yıllarda nereye gitsem müthiş bir İstanbul modası var.
Bu şehir, 21’nci yüzyılın ihtiyacı olan enerjiyi veriyor insana.
Dünya artık sadece Batı’dan ibaret değil. Sadece Doğu’dan da ibaret değil.
İstanbul, Diyonisyak gulfstream’lerle, Apollonien akıntıların birbirine karıştığı olağanüstü alaşımı veriyor dünyaya.
* * *
Türkiye büyüyor. Sadece ekonomisi ve pozisyonu ile değil, imajı ile de büyüyor.
Her hayranlık, içinde şu veya bu ölçüde kıskançlığı da barındırır. Buna da hazırlıklı olmalıyız.
Dün Başbakan Erdoğan’ın ekonomik krizle ilgili sözlerini okuyorum. “Bu defa teğet de geçmeyecek” diyor.
İtiraf edeyim, bu sözü ilk söylediğinde inanmamıştım.
Şimdi geriye baktığım zaman görüyorum ki, kendinden çok emin bir ifadeyle söylediği o sözler haklı çıkmış.
Dünya ekonomisi üzerinde yeniden karabulutlar dolaşmaya başladı.
Başbakan bu defa da haklı çıkabilir mi?
İnşallah çıkar.
Ama geçmişteki referansına bakarsam, söyleyebileceğimiz tek şey şu olabilir:
Bu defa ben de inanıyorum. “Usta öyle diyorsa, öyledir...”
Bütün kalbimle şuna inanıyorum.
Gökyüzü, ülkemizin üzerinde ışıl ışıl parlıyor.
Tarihi hatalar yapmazsak, çocuklarımız, bizden daha mutlu, huzurlu bir Türkiye’de yaşayacaklar demektir.

Haberin Devamı

DEDENİZİN ADINI DÜŞÜK FİYATLI ÜRÜNE VERİR MİSİNİZ

Haberin Devamı

A. NEDİM Atilla’nın yazdığı “Batı Anadolu Şarap Kültürü” adlı kitabın birinci sayfasında bir fotoğraf var.
Altında şöyle bir yazı kurmuşlar.
“Sevilen şaraplarının kurucusu İsa Bey’in anısına.”
Şimdi size bir soru.
Eğer şarap üreticisi olsanız, şirketin kurucu atasına çok büyük saygı ve sevginiz varsa, onun adını hangi ürününüze verirsiniz?
Herhalde en kaliteli, en üst sıradaki ürününüze değil mi?
Sevilen şarapları çok farklı bir şey yapmış.
“İsabey” adını, grubun ucuz ürünlerinden birine vermiş.
Önceki akşam, “İsabey” adını taşıyan beyaz “Sauvignon blanc”ı içtik.
Grubun “Centum” gibi, “900” gibi dünyanın ünlü restoranlarına girmeye başlayan şarapları var.
Ama onlar, orta sınıfın ulaşacağı bir şaraba dedelerinin ismini vermişler.
Tebrik ediyorum.
BİR Çünkü Sevilen, bir halk şarabı olarak doğdu. Dolayısıyla, onları bugüne taşıyan tüketiciye olan saygılarını gösteriyorlar.
İKİ Epey zamandır şunu yazıyorum. Bu ülkede şarap pahalı. Şarap kültürünün ve üreticiliğinin gelişmesi için 10-20 TL bandında iyi şaraplar üretmek lazım.
Sevilen, piyasada çok uygun fiyata satılan çok güzel bir Sauvignon blanc üretmiş.
O şarap, dedelerinin adını fazlasıyla hak ediyor.
* * *
Türk şarapçılarına hayranlığım giderek büyüyor.
Kavaklıdere son yıl içinde birçok uluslararası ödül kazandı. Önümüzdeki günlerde, Ali Başman’la, yeni tesislerini gezeceğiz. Bağbozumuna katılacağız.
Sonra sırada Kalecik Karası ile harikalar yaratan Vinkara var.
Yıl boyunca fırsat buldukça öteki üreticileri de ziyaret edeceğim.
Hepsine de 10-20 TL bandında şarapları tavsiye edeceğim.
Benim çok önem verdiğim, 15-20 TL bandında çok güzel beyaz şaraplar yapmış. Kırmızı şarapta her zaman büyük keyifle içtiğim “Centum”un 2005’ini içiyoruz. Elinde aile koleksiyonu için sadece 30 şişesi kalmış.
Önümüzdeki 10 yıl için hedefini soruyorum.
“Üretimin en az yüzde 40’ını ihraç” diyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları