Üniversiteliler 28 Şubat’ı anlattı

Güncelleme Tarihi:

Üniversiteliler 28 Şubat’ı anlattı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2013 12:26

28 Şubat sürecinde kayıtları silinen ve daha sonra çıkan afla okullarına dönebilen başörtülü üniversite öğrencileri, o dönem neler yaşadıklarını anlattı.

Haberin Devamı

Öğrencilerden Enise Tosun (37), 1995'te İnönü Üniversitesi (İÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde okumaya başladığını, 1999'da okulundan ayrılmak zorunda kaldığını, afla döndüğü okulundan bu yıl mezun olduğunu söyledi.

Tosun, "Önce bir hafta uzaklaştırma cezası aldık. Sonra bir ay uzaklaştırma cezası verildi. Öğrenciye uygun davranışlarda bulunmadığımız gerekçe gösteriliyordu. Bana göre bizler, ahlaki olarak bir öğrenciye yakışmayan davranışlar göstermiyorduk. Devamsızlık hakkımız 4 haftaydı. Bazı arkadaşlarımız peruk takmak zorunda kaldı. Bazıları başörtüsünü çıkardı. Bazılarımız da direnme yolunu seçtik. Böylece okulumuzdan ayrıldık. Ailemizin ve çevremizin sürekli baskısıyla karşılaştık. Bunlara direnmek, dayanmak kolay değildi" diye konuştu.

2011 yılında af çıktığını anımsatan Tosun, "Evlenmiştim. Başka bir şehirde ikamet ediyorduk. Akrabalarımızın yanında kalarak zor şartlarda sınavlarıma girdim. Bebeğim de küçüktü. İkinci dönem devam zorunluluğum vardı. Malatya'ya taşındık. Biz gençliğimizi feda ettik. Ne kadar da haklarımızı verseler dahi geciken adalet adalet değildir. Hiç kimse bizim kaybolan yıllarımızı, gençliğimizi geri getiremez" dedi.

Hak için bedel ödemek gerektiğini söyleyen Tosun, "Biz bu bedeli ödedik. Gelecek nesiller için en azından daha güzel bir yarın, daha aydınlık bir gelecek bıraktığımıza inanıyorum" şeklinde konuştu.

Bu zorlukları yaşamayı niye hak ettim?

Haberin Devamı

Gülhan Cengil (39) de İÜ Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünden bu yıl mezun olduğunu söyledi.

Üç çocuk annesi olduğunu belirten Cengil, 28 Şubat sürecinde, birinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Cengil, "Hocalar başörtülü olan, olmayan, başını açan, açmayan, böyle işaretliyorlardı. Ben açmadım. İlk olarak bir hafta uzaklaştırma verildi. Bu sürecin başka şeylere gebe olduğunu o anda hiç fark edemedik. Sonra tekrar okula döndük. Dört hafta uzaklaştırma verildi ve daha sonra tamamen uzaklaştırıldık. O dönem okulda normal bir vatandaş gibi değildiniz. İsyan eden, huzursuzluk çıkarandınız" diye konuştu.

Cengil, afla okula döndüğü döneme değinerek, "Evlenmiştim. İki çocuğum vardı. Zor bir sürece girdiğimi fark ettim. Çocukların size en çok ihtiyaç duyduğu dönemler. İkinci sınıfa kadar öyle gittim. Sonra tekrar hamile olduğumu öğrendim ve asıl iş o zaman başladı" dedi.

Doğumdan 3 hafta sonra okula gitmek zorunda kaldığını dile getiren Cengil, şöyle devam etti:
"Çünkü devamsızlık hakkınız 4 haftayı geçince okuldan atılıyorsunuz. Annem çocuğumu enjektörle besledi. Bu zorlukları yaşamayı niye hak ettim? Biz hiç genç olmadık ki. Üniversiteye giden genç niye gider ki, idealini gerçekleştirmek için gider. Arkadaşlarla staja gidiyorduk. Onların öğretmen olma hayali vardı. Benim öğretmen olma hayalim de yok. Bütün arkadaşlarım atandı. Ben atanamadım. Bu yıl mezun oldum. KPSS'ye girdim. Çocuğum 16 aylıktı. KPSS'ye deneme bile çözemeden girdim. Çok düşük aldım. Okuldan gelip de çantasını yurtta atan öğrenciyle benim kocaman sorumluluklarım bir olabilir mi? Ben çocuğumun uyuduğu zaman en fazla çalışsam çalışsam 1,5-2 saat ders çalışabilirim. Diğer çocuklarım okula gidiyor. Benim bedelimi onlar ödesin istemiyorum. 28 Şubat'ta mağdur oldum. Eşim de mağdur oldu. Çocuklarıma hep eksik oldum. Yirmi aylık oğlum bile şu an mağdur."

Haberin Devamı

Zeynep Bozbay (40) da Fırat Üniversitesi (FÜ) Su Ürünleri Fakültesine 1996 yılında kayıt yaptırdığını belirtti. Bozbay, "1998 yılında başlayan başörtüsü zulmü beni okulumdan uzaklaştırdı. İlk uyarı cezası verdiler. Kılık kıyafet yönetmenliğine uymuyormuşuz. Kınama cezası, ardından bir hafta uzaklaştırma ve derken bir ay uzaklaştırma aldık. Dördüncü sınıfa bir ay gittikten sonra 6 altı ay uzaklaştırma verdiler. Sonra okulu bırakmak zorunda kaldım. Eve döndüm. Yaklaşık 2 yıl sonra annemin adına mektup geldi. 'Kızınız okula devam etmediği için kaydı silinmiştir' yazıyordu. Sanki okula almışlar da ben devam etmemişim. Ben okudum, annem ağladı. O dönem maddi, manevi sıkıntılarla geçti. O kadar annen emek çekmiş. Karşılığında sen bir şey verememişsin. Hükümetimiz sağolsun. Af çıktı. Mezun olduk. Bu defa KPSS engeli var. Ders çalışmaya çalışıyorum. Annem, 'yıpratma kendini' diyor. Beni yetimlikle büyüten annemin bir nebze yüzünü güldürmek istiyorum" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!