Üniversite boyunca entelektüel ortamlarda göğsünüzü gere gere dolaşmanızı sağlayacak 5 taktik

1. Ortamda cayır cayır edebiyat konuşuluyor ve bu konuda hiçbir fikriniz yok mu? Telaşlanmayın ve tedirginliğinizi hemen yere bırakın. Mümkün olduğunca susun. Eğer bir şey söylemek zorunda hissederseniz usulca şu cümleyi kurun;

            “Bugünkü edebiyata erişmek için önce kökenini anlamak gerekir. Ben Orhun Kitabeleri’ni okuyorum, tarihi sırayı izleyeceğim.”

�

2. Kalabalık bir ortamdasınız ve sıkça “kadraj”, “Fellini”, “Tarkovski”, “imgelem” gibi kelimelere mi maruz kalıyorsunuz? Cümle kurma sırası size geldi ve içinizde ufak bir ürperti mi var? Tek bir cümle ile bu dehlizden çıkabilirsiniz;

            “Sıradan yaşamın kendisi kadar muhteşem bir hikaye çekilene kadar sinema üzerine konuşmayı anlamsız buluyorum.”

�

3. Tiyatro hakkında konuşulanların havaya kaldırdığı sahne tozundan göz gözü görmüyor mu? Kendinizi yıpranmış, örselenmiş, epik tiyatrodan bihaber mi hissediyorsunuz? Bir cümle, sizi yeniden hayata bağlayacaktır. Sonrasını bırakın onlar düşünsün.

            “Belki de Brecht öldüğü gün, tüm tiyatrolar kapanmalıydı.”

�

4. Blue kelimesi bir renk olmaktan çıkıp incitici mi olmaya başladı? Maviler olarak düşündüğünüz şey aslında bir müzik türü müymüş? Dönüp sizin Blues/Jazz konusundaki fikrinizi sordukları anda yapabileceğiniz en büyük salvoyu açıklıyoruz;

            “Klasik müziği gerçekten bu kadar kolay mı terk ettiniz?”

�

5. Kübizm, sürrealizm, Picasso, Dali gibi kelimeler birbirine çarparken arada ezilen siz mi oluyorsunuz? Olan size mi oluyor? Sizi hem filozof gösterecek hem de mevzudan sıyıracak cümle önerimiz ektedir.

            “Bence dünyadaki en güzel resim, insanın uyumaya çalışırken kurduğu hayaldir.”

�