Unakıtan dosyası

BU satırları yazdığımız dakikada TBMM Genel Kurulu’nda Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında CHP tarafından verilen gensoru önergesinin kabul edilip edilmeyeceğini belirleme amaçlı görüşmeler yapılmaktaydı.

Unakıtan hakkında gensoru vermek kolaydır.

Çünkü Sayın Bakan daha siyaset sahnesinde göründüğü andan itibaren sözleri, pervasız eylemleri, şahsi çıkar anlayışı, mal edinme yolları nedeniyle hep gündemde kaldı.

Zaten kamuoyunun dikkatini, önce "sahte evrak düzenlemek ve kullanmak" suçuyla (hani Erbakan'ın 2 yıl 4 ay hapse mahkûm olmasıyla sonuçlanan eylem var ya işte o) hakkında dava açılmış ilk Maliye Bakanı olarak çekti.

Sayın Unakıtan bununla kalmadı. Kendisinin eylemini de kapsayan bir af yasasını, olaya "vergi barışı" külahı giydirerek TBMM'den geçirdi.

Onun ardından ilginç gelişmeler oldu:

Adalet ve Kalkınma Partisi hangi konuda af çıkarmaya kalksa, o aftan yararlanacaklar listesinin başında hep Kemal Unakıtan yer aldı:

Orman niteliğini kaybetmiş yerleri kullanıcılarına satmayı -ormanlık alanı işgal etme suçunu affetmeyi- öngören yasanın altından İstanbul Beykoz civarındaki 53 dönümlük arazi ile o çıktı.

Aynı yörede imar planına aykırı olarak yaptırdığı 2 villayı yıkımdan kurtaran plan değişikliğinin -bir başka deyişle affın- arkasında o vardı.

Sonunda yasalaşıp yasalaşmadığından emin değiliz ama geçen yıl Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve "aracılı ihracat yoluyla naylon fatura kullanan firmalara aracılık edenlerin cezai sorumluluğunun kaldırılması" (yani affını) öngören tasarının altından da, siyasetten önce Albaraka Türk isimli kuruluştaki yöneticiliği nedeniyle yine Unakıtan çıktı.

Mahdum Abdullah Unakıtan'ın ödeyeceği verginin, tavuk çiftlikleri için 4 bin ton mısır ithal etmesinden az önce düşürülmesi, ithal gerçekleştikten sonra da yükseltilmesi, bildiğiniz gibi basında çok yayın konusu oldu.

İstanbul'un yüzük taşı kadar güzel ve değerli Galata Limanı ve yöresini, fazlasıyla ustaca yollardan İsrailli Ofer Ailesi'ne 49 yıllığına bırakan ihalenin arkasında da Unakıtan'ın bulunduğu çok yazıldı.

Söz konusu ihaleye fesat karıştı mı karışmadı mı, ayrıca incelenmeye değer bir olay olarak orada duruyor. Ama Unakıtan'ın zihinlerde kuşku uyandıran tavırları bunlardan ibaret değil:

Unakıtan nedense, devletin resmi olanaklarıyla değil de Ofer Ailesi'nin özel uçağıyla Hong Kong'a ve İtalya'ya gidiyor. Bu aileyle yaptığı görüşmeleri önce gizliyor, sonra tevil etmeye çalışıyor. İyi de neden?

Son olarak gazetelerde -ne ilginç bir tesadüf ki, tam da kuş gribi yüzünden insanların pastörize yumurtaya ilgi duyacakları sırada- mahdum beyin kurduğu tesisin, piyasaya "pastörize yumurta" satmaya başladığı ortaya çıktı.

Daha da güzeli şu... Meğer pastörize yumurtanın Katma Değer Vergisi oranı, 2005 yılı başında yüzde 18'den yüzde 8'e indirilmiş.

Görüyor musunuz, ne uyanık ve yetenekli evlatlar var...

Dünkü TBMM görüşmelerinde CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç bu saydıklarımızdan fazlasını anlattılar. Ama biliyoruz ki çabaları beyhudeydi.
Yazarın Tüm Yazıları